Yandaştan Terbiyesizlik: Birkaç Irgat Bir Araya Gelip
Yandaş yazar Hayrettin Karaman, muhalefete 'ırgat' yani işçi diyerek aşağılamaya kalktı!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen ve AKP cenahı tarafından görüşleri dikkatle takip edilen Hayrettin Karaman, AKP’nin tek başına iktidarına son veren 7 Haziran seçimine ilişkin olarak, “Birden fazla muhalif parti, bir kısım medya, bazı sivil toplum kuruluşları, bir kısım patronlar, Türkiye'nin tam manasıyla bağımsız ve İslam dünyasının ümidi bir ülke olmasını istemeyen dış mihraklar… elele vererek Ak Parti iktidarına son verdiler” dedi.
Mehmet Akif Ersoy’un bir şiirine atıfta bulunan Karaman, Yeni Şafak'taki yazısında “Birkaç ırgat bir araya geldi ve bazı eksikleri ve kusurları olsa bile Türkiye'yi şaha kaldıran ve alternatifi de ortada bulunmayan iktidarı yıktı” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim meydanlarında sürekli dile getirdiği ifadeye benzer şekilde muhalefete seslenen Karaman, “Ey muhalif partiler, Erken seçim bir yanda dursun, şimdi muhaliflere diyorum ki, yıkmayı becerdiniz, hadi yapın da görelim” dedi.
Karaman’ın Yeni Şafak’ta “Yıkmayı becerdiniz hadi yapın da görelim!” başlığıyla yayımlanan (11 Haziran 2015) yazısı şöyle:
Mehmet Akif diyor ki:
Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir
Onu en çolpa herifler de emin ol becerir.
Sade sen gösteriver 'işte budur kubbe' diye
iki ırgatla iner şimdi Süleymaniye.
Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman
Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan.
Bunların var mı sizin listede hiç benzeri; yok.
Ya ne var? Bir kuru dil, siz buyurun karnım tok.
Bu mısraları son genel seçimde ortaya çıkan tabloya uygulamak yerinde olsa gerektir
Birden fazla muhalif parti, bir kısım medya, bazı sivil toplum kuruluşları, bir kısım patronlar, Türkiye'nin tam manasıyla bağımsız ve İslam dünyasının ümidi bir ülke olmasını istemeyen dış mihraklar… elele vererek Ak Parti iktidarına son verdiler. Bunu şiirdeki yıkmaya benzetelim. Birkaç ırgat bir araya geldi ve bazı eksikleri ve kusurları olsa bile Türkiye'yi şaha kaldıran ve alternatifi de ortada bulunmayan iktidarı yıktı.
Muhalif partilerin iddiaları ne idi?
“Bu iktidar her bakımdan başarısız ve zararlı, buna son vermek ve yönetimi başka siyasi kadrolara devretmek zorunludur”.
Seçim sonrasında bu “başka siyasi kadrolar” ki, yıkmada işbirliği yapmışlardı, ipe un sermeye, iktidar sorumluluğunu almaktan köşe bucak kaçmaya başladılar. Daha önce koalisyonu övmekle bitiremeyenler onu daha doğmadan boğmaya, imkansız kılan şartlar ileri sürmeye koyuldular. Daha gülünç (traji-komik) olanı da bunca karaladıkları Ak Parti'ye koalisyonla veya dıştan destekle yine iktidar (hükümeti kurma) yolunu göstermeleridir.
Gerçek şudur ki, Erdoğan düşmanlığı ve Ak Parti nefreti üzerinde birleşen ve ülke nereye giderse gitsin öncelikle bu iktidar gitsin diyerek birlikte amansız bir mücadele yürütenler yıkmayı becerince şaşırıp kaldılar, ne yapacaklarını, sorumluluktan nasıl kaçacaklarını bilemez oldular. Çünkü seçim kampanyası sırasında bol keseden attıkları vaadler, ipe sapa gelmez projeler halkı etkilemeye ve iktidarı yıkmaya ayarlanmıştı; bir gün iktidara gelip bunları gerçekleştirmek gibi bir düşünceleri, beklentileri ve buna göre yapılmış gerçekçi projeleri, yeterli kadroları yoktu.
İşbirlikçileri arasında bulunan medyanın mensupları şunu demeye başladılar: “Halk bu iktidarı başarısız buldu, siz bir araya gelin daha iyisini yapın dedi, seçim sonuçları bunu ifade ediyor”.
Bu ifadenin gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur. Çünkü halk bir araya gelip konuşarak böyle bir karar almamıştır ve alamaz. Çeşitli etkiler ve saikler altında oy vermeye gelen muhalif bireyler iki amaçla oy vermişlerdir: 1. Ak Parti'yi iktidardan düşürmek ve bu maksatla bir partinin barajı aşmasını sağlamak, 2. Oy verdiği partiyi/partileri iktidara taşımak. Sonuçta düşürme, yıkma gerçekleşti, ama yapma neredeyse imkansız hale geldi; işte bu yüzden sanki durum değişecekmiş gibi erken seçimden söz etmeye başladılar.
Erken seçim bir yanda dursun, şimdi muhaliflere diyorum ki, yıkmayı becerdiniz, hadi yapın da görelim. Öyle minder kenarına kaçmak, olmayacak koalisyon şartları ileri sürerek oyunbozanlık etmek sizi kurtarmayacak, bu ülkeye, bu halka yaptığınız kötülüğü -eğer sorumluluk alıp size göre daha iyi olanı gerçekleştirerek telafi etmezseniz- millet sizi asla bağışlamayacaktır.
Ey muhalif partiler, kanlarınızın uyuşmadığı ve uyuşmayacağı apaçık belli iken, içinizden birinin tek başına iktidar olmak için yeterli oyu alamayacağını da çoluk çocuk bile bilir iken istikrarın teminatı olan bir iktidarı yıktınız, elde ettiğiniz sonuç ise bir kaos, bir çıkmaz, bir çaresizlikten ibarettir. Koalisyona hevesli görünen partinin hedefi de milletin menfaati değil, can suyuna muhtaç hale gelmiş bazı şahısların menfaatidir.
İnşallah halkımız bu sonuçtan yeterli dersi alır da bir seçim daha olursa oyunu daha akıllıca kullanır vesselam!