‘Tilki Selim’e 5 yıl hapis

‘Tilki Selim’e 5 yıl hapis
Adı geçmişte uyuşturucu operasyonları ile anılan ‘Tilki Selim’ lakaplı Selim Işık, 12 milyon dolarlık alacağı olduğu gerekçesi ile işleme koyduğu senet nedeniyle mahkum oldu. Sahte senet düzenlediği bilirkişi raporuyla tespit edilen Selim Işık dolandırıcılık suçundan adli para cezası, evrakta sahtecilikten 5 yıl hapis cezası aldı.

Selim Işık’ın iddiasına göre 20-25 yıldır tanıştıkları S.E. ve eski eşi H.A. ile para alışverişleri oldu. Selim Işık, S.E'nin eski eşinin borçlarına karşılık 12 milyon dolarlık bir senet imzaladığını öne sürüyordu. S.E. ise bir senede imza atmadığını belirterek şikayetçi oldu. S.E.'nin ifadesine göre, eve sipariş etmediği halde gönderilen ürünü getiren kargo görevlisinin kendisine imzalattığı teslim tutanağında yer alan imzası kullanılarak senette sahtecilik yapılmıştı.

Süreç devam ederken Selim Işık, elindeki senedi işleme koydu. Yapılan icra takibine S.E.'nin avukatları itiraz etti. İtiraz üzerine Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıldı. Hukuk davası devam ederken S.E. bu kez Işık hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Mahkemenin tespiti: Senet imzalandı denilen tarihte bir araya gelmemişler

Yapılan yargılama sonrası mahkeme, Selim Işık’a, ‘dolandırıcılık’ suçundan verdiği 4 yıl hapis cezasını 18 bin TL adli para cezasına çevirdi. Işık’a, resmi ve özel belgede sahtecilik suçundan ise toplam 5 yıl hapis cezası verdi.

Bakırköy 21.Ağır Ceza Mahkemesinin 1 Haziran 2022 tarihli kararında şöyle dendi: “HTS raporları ve buna yönelik alınan bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu raporları, Bakırköy 2 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/832 Esas sayılı dosyası ve Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü'nün 2018/18939 sayılı icra takip dosyası ve Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/392 Esas, 2015/570 Karar sayılı kararı, yine aynı mahkemenin 2010/38 Esas, 2012/644 Karar sayılı dosya içerikleri, katılan beyanı, katılan vekillerinin beyanları, sanık savunmaları, sanık vekillerinin beyanları, suça konu senet ve sözleşme ile birlikte dosya kül halinde değerlendirildiğinde; sanık ve katılanın senet ve sözleşmenin düzenlendiği iddia edildiği tarihlerde hiç bir araya gelmedikleri, sanığın katılana 12 milyon doları elden verdiği yönündeki savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu denli yüksek miktardaki meblağın tek senet düzenlenerek verildiği yönündeki beyanın gerçeği yansıtmadığı, kaldı ki katılanın Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/392 Esas sayılı dosyasında yer alan taşınmaza ilişkin yapılan yargılama neticesinde söz konusu taşınmazın tapuda iptaliyle katılanın adına kaydına karar verildiği ve katılanın sanıktan borç para almasını gerektirir herhangi bir hukuki durumunun bulunmadığı, sanığın katılanın eşinin borçları nedeniyle 2016 yılında kendisinden borç para aldığı yönündeki beyanının itibar edilebilir olmadığı, nitekim buna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, şöyle ki katılanın eski eşiyle belirtilen tarihlerde boşanmış olduğu, sanığın katılana verdiğini iddia ettiği 12 milyon dolarının bulunduğuna yönelik herhangi bir resmi kayıt sunmadığı, gerek suça konu senet, gerekse sözleşme ile ilgili yukarıda anılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin ve aynı dairenin genişletilmiş uzmanlar kurulunca yapılan incelemelerde düzenlenen raporlarda belirtildiği gibi, senet ve sözleşmedeki S.E'ye ait yazı ve imzaların başka amaçlarla atılmış imza ve yazılardan faydalanılarak oluşturulduğunun açık ve net olarak belirtildiği, sanığın söz konusu senet ve sözleşmeyi bu şekilde sahte olarak oluşturduğu, gerçekte var olmayan, borca dayalı olarak senet tanzim ettiği, yine gerçekte var olmayan borç ve senetlerden bahsedilerek sözleşme düzenlendiği, suça konu senedi Bakırköy 2 İcra Dairesi'nin 2018/18939 takip sayılı dosyasında takibe koyduğu, böylece üzerine atılı Kamu Kurum ve Kuruluşları vb Tüzel Kişilerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçuna teşebbüs ettiği, ayrıca yukarıda değinildiği gibi suça konu senedi sahte olarak düzenlendiği, ayrıca özel belge niteliğinde olan 01/06/2018 tarihli "sözleşme" başlıklı sözleşmeyi de yine sahte olarak düzenlediği ve kullandığı sonucuna varılmakla, eylemine uyan 5237 sayılı yasanın 204/1, 207/1 ve 158/1-d, 35 maddelerine göre cezalandırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”