Serhan Asker'in sunduğu Görkemli Hatıralar'ın bugün yayınlanan bölümünde, Serhan Asker, 12 Eylül ile alakalı "Çok acılar çekildi. Herkesi de 'Bakın bu darbeci yanlısıdır, CHP'liler darbe yanlısıdır' diyorlar. Bugün ülkeyi yönetenler çoğu karakol görmedi. CHP'nin genel başkanı hapse atıldı, partisi kapatıldı, mal varlığına el konuldu. Şimdi gelip 'CHP darbecidir' demek algı yaratma çabasıdır. Terörist başının kardeşi Osman Öcalan, TRT'ye çıkarıldı. AKP Grup Başkanvekili, çıkıp 'Osman Öcalan TRT'ye değil başka kanala çıkarıldı' diyor. İşte bu da bir algıdır. Hani diyorlar ya 'Solcular darbecidir', değil kardeşim. Solcu işkence gördü, Ataol Behramoğlu, Erdal Öz'ler, İbrahim Kaypakkaya'lar, Deniz Gezmiş'ler, bu yiğitlerin hepsi hapislerde çürütüldü, idam edildi, işkence gördüler. Ama ona rağmen çıkıp 'Darbeciler' denmesi, 12 Eylül günü gelmişken altını sakin sakin çizmek istedim" dedi.

Programda ayrıca belgesel yapımcısı Nebil Özgentürk, yaşadıklarını anlattı.

Özgentürk, "12 Eylül öyle bir şeydi ki, babamı da biraz anlatmak istiyorum. 12 Eylül, çocukların da babasız kaldığı bir zamandır aynı zamanda. 12 Eylül'ün faşist bir darbe olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bu kadar aile içine, insanların dünyasına bir karanlık dünya bırakır. 'Yeni bir hayat kuracağız' diyerek Atatürkçülük adına yola çıkan alçak darbeciler gerçekten insanların hayatlarını kararttılar. Sokaklarda 'Daha güzel bir Türkiye' diye slogan atılıyordu. Teröre bulaşmayan, silaha bulaşmayan fikri olan insanlar gerçekten paramparça edildiler. Ülkeyi karanlığa soktular, hiç kimse 12 Eylül'ü savunamaz. Ben askeri ve sivil her türlü darbeye karşıyım. Otoriteler kötüdür. Ben az önce sizin güzel sohbetinizde Kazım Koyuncu'nun babasının hem berber olduğunu hem de o dükkanın yanında çok güzel dostluklar yaptıklarını işittim. Benim babam da berberdi. İsmet Paşa'nın bizim eve geldiğini biliyorum, babam tipik bir cumhuriyet insanıydı. 12 Eylül'de babamın, abimin film yönettiği için kardeşimin şiir okuduğu, ben gerçekten güzel bir ülke vaadiyle duvarlara yazı yazdığımız için 12 Eylül'de gözaltına alındık. Babam, üç evladını üç farklı kentte görmek için gittiğinde, nizamiye kapısındaki görevliler, babamın suratına tükürerek lanetliyorlar. Bu adam nasıl mutsuz olmasın? Bunun gibi binlerce baba dışlandılar. Bugünlerde de tabii baskı var. Çok konuştuk Erdal Eren'i, bir insan yaşı büyütülerek idam edilebilir mi? Hangi Atatürkçülüğe sığar, hangi askerliğe sığar? Şu anda bir anlamda yok edildiler, yok sayılıyorlar darbe yapanlar. Bir kuşak kaybedildi. Hapse atılarak, okutmayarak. Herkes o zaman potansiyel suçluydu. 12 Eylül'e lanet olsun, bir daha o günler yaşanmasın. Bu ülke sivil demokrasiyle özgürlüklere uzanan bir ülke olmalıydı" dedi.