1998’de kurulan ve aslında görece oldukça genç olan Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı uzunca yıllar adından hiç söz ettirememişti, ancak son yıllarda özellikle mobbing (bezdiri) skandallarıyla adını duyurmaya başladı. Kuruluşundan 2011 yılına kadar işlevsiz ve amaçsız bir eğitim kurumu özelliği taşıyan konservatuvar, 2011 yılında, kadroya önemli isimleri dahil etmesiyle ve hemen ardında da bir konservatuvarda olmazsa olmaz iki anasanat dalını, Çalgı Anasanat Dalı ve Bestecilik Anasanat Dalını, hayata geçirmesiyle birlikte hem yurtiçinde hem de yurtdışında adını duyurmaya başlamıştı. Ancak bu uzun sürmedi. Erkan İbiş’in Ankara Üniversitesine rektör olarak atanmasıyla birlikte, kurum bir dizi mobbing skandalıyla sarsılmaya başladı.

REKTÖR İBİŞ'İN KONSERVATUARA SALDIRISI

Erkan İbiş’in rektör olarak seçilmesinden sonra Konservatuvar’ın yükselen ivmesi aşağıya düşmeye başladı. Zira Rektör İbiş Ankara Üniversitesi solistlerinin konserlerine izin vermemeye, yedi ayrı sanat dalının kuruluşuna izin vermeyerek sanata olan tahammülsüzlüğünü göstermeye başladı. Bu tahammülsüzlük konservatuvar müdürü Çetin Aydar’ın istifasıyla sonuçlandıktan sonra, Rektör İbiş müdürlüğe, bugün bütün skandalların odağında olan Hasan Yener’i atadı. Böylece YÖK Denetleme Kurulu’nun mobbing raporuna konu olan iki yıllık soruşturma süreci başlamış oldu.

ALTI ÖĞRETİM ELEMANINA 44 SORUŞTURMA

Rektör İbiş’in yeni atadığı müdürün yıldırma amaçlı ilk soruşturması, 2015 Temmuz ayında oldu ve sonrasında 2016 yılının başlarında soruşturma açma yoluyla yıldırma çabası büyük bir hızla devam etti. Tüm bu yıldırma politikası sonucu, yabancı uzman Angela Ahıskal ve Orhan Ahıskal’ın yanı sıra konservatuvar eğitimine dışarıdan destek veren Devlet Opera ve Balesi solist sanatçıları ve orkestra sanatçıları Yener ile çalışmak istemedikleri için istifa etti, dört öğretim görevlisi ise bir takım bahanelerle işlerinden çıkarıldı. Bu kısa dönemde Rektörlüğün ve Konservatuvarın açtığı toplam soruşturma sayısı sadece altı öğretim elamanı için 44’e ulaşmıştı. Üniversite yönetimi tüm soruşturmalara çeşitli cezalar vermeyi uygun görse de cezaların tümü mahkemeler tarafından iptal edildi.

YÖK'ten yöneticilere sözlü uyarı cezası

2018 yılında, Çetin Aydar (viyola sanatçısı), Orhan Ahıskal (keman sanatçısı), Sinan Dizmen (Viyolansel sanatçısı) ve Elif Önal Çubukçu'ya (Piyano sanatçısı) mobbing yapıldığı gerekçesiyle YÖK Denetleme Kurulunca soruşturma açıldı ve soruşturma sonucunda yapılan eylemlerin bir mobbing eylemi olduğu sonucuna varıldı. YÖK’e sunulan soruşturma raporunda, Rektör Erkan İbiş, Konservatuvar Müdürü Hasan Yener ve Konservatuvar öğretim üyelerine soruşturmacı olarak görevlendirilen Oğuz Sarımehmetoğlu, İbrahim Demir, Zafer Karaer ve Bahadır Gönenç haklarında “kınama cezası” verilmesi öngörülüyordu. 22.03.2018 tarihli bu raporla ilgili olarak ancak bir yıl sonra işlem yapıldı ve “kınama cezası” öngörülen idareci ve soruşturmacılara mevzuatta yer alan en hafif ceza olan “uyarma” cezasına tekabül ettiğini düşündüğümüz bir ifade olan “sözlü uyarı cezası” verildi.

Hasan Yener'in müdürlük görevi sona eriyor

YÖK raporunda, Konservatuvar Müdürü Hasan Yener’in “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle” mobbing kapsamında değerlendirilecek eylemlerde bulunduğu, bunun için de 5237 sayılı TCK’nın 257. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “görevi kötüye kullanma” suçunu işlediği, dolayısıyla “lüzum-u muhakkeme” kararı verilmesi gerektiği belirtilmişti. Hasan Yener, bu rapordaki tüm saptamalara karşın Sinan Dizmen’e daha önce aşmış olduğu ve mahkemece iptal edilen bir soruşturmayı  yeniden açarak “görevi kötüye kullanma” suçunu ve mobbing içeren fiilleri işlemeye devam etti. Bugün itibariyle de Hasan Yener’in müdürlük görevinin sona erdiği ve müzik eğitmeni Nalan Yiğit’in konservatuvar müdürlüğüne atandığı öğrenildi. Bununla beraber Konservatuvar’a yönelik yaptığı müdahaleler ve atamalarla mobbing sürecinin önünü açan Rektör İbiş disiplin hükümlerinde yer alan en hafif cezaya çarptırılmış oldu.