Org. Başbuğ son kitabında ‘çözümün kodlarını’ verdi

Org. Başbuğ son kitabında ‘çözümün kodlarını’ verdi
Aytunç ERKİN / SÖZCÜ - PKK terör örgütünün bugün özerklik ve ana dil talebiyle masaya oturduğunu kaydeden Genelkurmay eski Başkanı Org. İlker Başbuğ şu tespiti yaptı: Terör örgütünün, Irak’ınkuzeyindeki güvenli...

Aytunç ERKİN / SÖZCÜ - PKK terör örgütünün bugün özerklik ve ana dil talebiyle masaya oturduğunu kaydeden Genelkurmay eski Başkanı Org. İlker Başbuğ şu tespiti yaptı: Terör örgütünün, Irak’ın

kuzeyindeki güvenli bölgeleri ortadan kaldırılmalı. Terörle mücadele böyle başarılı olurgenelkurmay eski Başkanı Org. İlker Başbuğ, bugün raflarda olan kitabı ‘Nasıl Bir Türkiye’de; Şike Davası’ndan Ergenekon’a, cemaatten çözüm sürecine kadar birçok noktada dikkat çekici değerlendirmelerde bulunuyor. E. Org. İlker Başbuğ, kitabında “Çözüm Sürecinin Tehlikeleri” başlıklı bölümünde terör örgütü PKK’nın ne isteklerini şöyle anlatıyor: “Anayasal reform, en azından ‘Kürt kimliği’nin anayasal olarak tanınması, özerklik, anadilde eğitim. Neticede durum nettir. Bu isteklerin ulus devlet ve üniter devlet yapısı içinde karşılanması mümkün değildir. Bu yapılarda açılacak küçük bir delik, örneğin özerk yapı biraz sonra federasyona, daha sonra da bağımsızlığa kolaylıkla dönüşebilir.”

‘1982’DEN BU YANA GÜVENLİ BÖLGELERİ VAR’

Başbuğ’un bir vurgusu da “Irak’ın kuzeyindeki PKK terör örgütünün kullanmakta olduğu güvenli bölgelerin ortadan kaldırılması” yönünde: “RAND Corporation’ın güvenli bölgelere ilişkin yapmış olduğu çalışmada ulaşılan sonuçlara bakılırsa, güvenli bölgelerin terörist bir örgüt için ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Gönüllü olarak kendilerine sağlanan güvenli bölgeleri kullanan 46 terör örgütünden 20’si hedeflerine ulaşmıştır. PKK, 1982 yılından beri Türkiye Irak sınır bölgesini güvenli bölge olarak kullanmaktadır. Türkiye’nin, Irak’ın kuzeyindeki güvenli bölgelerin PKK tarafından kullanılmasına engel olması ve buradaki PKK varlığına son vermesi, yürüttüğü terörle mücadelenin başarılı olması için olmazsa olmaz koşuldur.” İlker Başbuğ, “Terörle Mücadelede Ana Esaslar” başlıklı bölümde de şöyle diyor: “Terörist örgütlerin silahlı kadroları etkisiz hale getirilmeden terörle mücadelede istenilen sonuçlar elde edilemez.”

‘Özerklik ve ana dil ilk iki aşama’

PKK’nın amacının ilk başlarda “Bağımsız Birleşik Kürdistan” olduğunu ifade eden Org. Başbuğ bugünü de şöyle anlatıyor: “Şimdi Türkiye’de sık sık ifade edilen bir düşünce var: ‘Kimsenin Bağımsız Kürdistan Devletinin kurulması gibi düşüncesi ve hedefi yoktur. Peki, şu anda ileri sürülen, istenilen hususlar nelerdir? Kürt kimliğinin tanınması ve özerk idarelerin kurulması. Üniter devlet yapısının sorgulanması demektir. Kürt kimliğinin tanınması ve özerk idarelerin kurulması düşüncelerinin Bağımsız Kürdistan Devleti hedefine ulaşmada ilk iki aşamayı oluşturduğu da gözden kaçmamalıdır.”

‘Dağlıca saldırısının siyasi hedefi vardı’

Org. Başbuğ’un bir saptaması da 21 Ekim 2007’de PKK’nın Dağlıca Karakolu’nu basmasıyla ilgili. Başbuğ, 12 şehidin verildiği, 8 askerimizin kaçırıldığı olayı şöyle değerlendiriyor: “Bu saldırı sonrası yaşananlar, Türkiye’nin PKK terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadelede çok ciddi bir kırılma noktası oluşturdu. Buna benzer olaylar daha önce de yaşanmıştı. Ancak, bu sefer oldukça farklı bir durumla karşılaşıldı. Medyada korkunç bir bilgi kirliliği yaratılarak, TSK’nın icra etmekte olduğu terörle mücadeleye karşı haksız, önyargılı bir karalama kampanyası sürdürüldü. Ne ilginçtir ki, bu olaydan bir ay bile geçmeden Türkiye’de yeni bir gazete yayın hayatına girdi. Bu gazetenin amacı, onların deyimiyle ‘askeri vesayete’son verilmesiydi. Dağlıca’ya basit bir terör eylemi olarak bakmak yanıltıcı olabilir. Bu saldırı, planlanmış ve koordine edilmiş, siyasi hedeflere yönelmiş bir eylemdir.”