Meriç’te bir gece: Herkes göçmen pazarından kazanıyor

Avrupa’ya gitme hayali kuran binlerce göçmen için Meriç Nehri, kritik yerlerden biri. Yunanistan’a ulaşmak isteyen göçmenler oldukça zorlu bir yolculuğa buradan başlıyor. Yunan makamlarına göre bu yıl 25 bin göçmenin ülkeye girişi engellendi. Fakat göçmenler bu engellemenin bedelini çoğu zaman hayatlarıyla ödüyor. halktv.com.tr, göçmenlerin Meriç yolculuğunu sıfır noktasında takip etti.

Meriç Nehri, 2011’de başlayan Suriye Savaşı’yla beraber sadece Türkiye ve Yunanistan arasındaki sınırı belirlemiyor, orası aynı zamanda binlerce göçmen için, Avrupa’ya ulaşmak için insan kaçakçılarına para vermeden gidilebilecek tek rota.

Türkiye’de son dönemde artan göçmen karşıtı söylemler ve ekonomik kriz, ülkede bulunan 6 milyon göçmenin çoğunda Avrupa’ya gitme isteğini de arttırdı. Fakat bu hayalin içinde zorlu bir mücadele de bulunuyor.

Bu zorlu yolculukta, göçmenleri bekleyen birçok risk var. İnsan kaçakçıları tarafından dolandırılabilir ya da Yunanistan kuvvetleri tarafından şiddet görerek geri itilebilirler.

Yunanistan makamlarına göre 2022 yılında, ülkeye ‘kaçak’ yollardan girmek isteyen 25 bin göçmen engellendi. Fakat bu engelleme sonucunda kaç göçmenin hayatını kaybettiği bilinmiyor.

Meriç’te yaşanan insan haklarına aykırı duruma tepki göstermek için Suriyeliler, ‘Nur Konvoyu’ adı verdikleri grupla birlikte Yunanistan’a geçmek için sınırda buluştu. halktv.com.tr de zorlu yolculuğa çıkmaya hazırlanan Nur Konvoyu’yla sınırda bir gece geçirdi.

temp-image-for-default-share.png

'Bugün olağanüstü bir yoğunluk var’

Nur Konvoyu, güvenliklerini tehlikeye atmamak için sınırda buluşacakları noktayı, harekete geçmeden 12 saat önce grupta paylaştı. Edirne’ye varıp, buluşma noktasına gitmek için bindiğimiz taksinin şoförü, göçmen yoğunluğunun Edirne’de yaz aylarında arttığını belirtiyor. “Dün ve bugün olağanüstü bir yoğunluk var. Bir etkinlikleri var sanırım, çoğu sınırdaki aynı köye gitmek istiyor” diyen taksici, çoğu göçmeni resmi evrakları olmadığı için götürmediğini de ekliyor.

Buluşma noktası ise kısa süre içerisinde değişiyor. Konvoyun yöneticileri, (kimliklerini gizli tutuyorlar) yeni noktaya paylaşmak için süre istiyor.

‘Bu göçmenler yüzünden hapis yattım’

Yeni buluşma noktasına giderken bindiğimiz taksici ise aracına göçmen alma konusunda oldukça temkinli. Sohbetimiz esnasında kimliğini gizli tutmamızı istiyor ve temkinli olmasının nedenini "Bu göçmenler yüzünden hapis yattım" diyerek açıklıyor.

İşsiz kaldığı dönemde bir insan kaçakçısının teklifini kabul ettiğini söyleyen taksici, “İstanbul’dan Edirne’ye araçla göçmen getiriyordum. O bana adres veriyordu, ben gidip getiriyordum. Kişi başı 150-200 TL alıyordum” dedi.

Yine göçmenleri taşıdığı bir gün polis tarafından yakalandığını anlatan taksici, ‘insan kaçakçılığı’ suçundan iki yıl hapis yattığını söylüyor.

Buluşma noktası: Gençler, çocuklar, kadınlar

Buluşma noktasına vardığımız zamansa büyük bir otobüsün ayrıldığını görüyoruz. Bu otobüsün ne olduğunu sorduğumuz zaman ise Nur Konvoyu’na katılan göçmenlerden biri “İlk buluşma noktasından Jandarma bizi otobüsleri bindirip buraya bıraktı” diye cevap veriyor.

Grubun içinde çocuklar, kadınlar ve gençler var. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen göçmenler, insan kaçakçılarına binlerce euro para vermemek için ya da Yunan kuvvetlerinin şiddetinden korunmak için geldiklerini söylüyor.

‘İnsan umut olmadan yaşayamaz’

Konuştuğumuz gençlerden biri Ahmet*, iki kardeşinin Almanya’da olduğunu söylerken, “Türkiye çok güzel. Yıllarca bize sahip çıktı. Fakat artık geçim çok zor. Almanya’da çalışabilirim ya da okuyabilirim” diyor. Yolculuk için umutlu olduğunu da belirten Ahmet, “İnsan umut olmadan yaşayamaz” diyor.

‘Mimarlık öğrencisiyim ama geçinmek için gitmem gerek’

Grubun içinde akıcı şekilde Türkçe konuşabilen Muhammed*, mimarlık öğrencisi olduğunu söyleyerek sohbete başlıyor. Annesinin Suriye'deki iç savaşta bir ayağını kaybettiğini söyleyen Muhammed, “Annemin ve ailemin geçimini sağlamak için liseyi açıktan bitirdim. Sonra üniversiteyi kazandım” dedi.

Fakat üniversiteyi okurken de ailesinin geçim konusunda zorlandığını ak Muhammed, “Avrupa’ya gidip iş bulursam hiç değilse ailem rahat eder. Burada arkadaşlarım var, burası çok güzel bir ülke. Belki 5-6 yıl sonra geri dönerim” diyor.

‘Yunanistan askeri yakaladı, soydu, dövdü…’

Nur Konvoyu’na katılan Suriyelilerin çoğu daha önce de Yunanistan’a geçmeye çalışmış. Çoğu, Yunanistan askerlerinin kendilerine şiddet uyguladığını söylüyor. Salih de daha önce Yunanistan’a geçmeye çalışanlardan. İki gün önce kuzenlerinin de Yunan askerleri tarafından yakalandığını aktaran Salih, “Yunanistan askeri yakaladı, soydu, dövdü. Sonra bizi Meriç’e attı” diyor.

Konvoy, Yunanistan’ın insan haklarına aykırı göçmen politikalarına karşı Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nden destek de istemiş. Fakat bu çağrıları cevapsız kalmış.

‘Gitmeyi deneyenler oldu’

Grup, iki gün boyunca sınıra yakın bir yerde kamp yaptı. Önceki gün aralarında çıkan bir tartışma sonrası bazı kişiler Yunanistan’a geçmeye çalışmış. Fakat onlar da Yunan kuvvetlerine yakalanmış ve geri itilmiş.

Jandarma izin vermedi

Konvoy, buluşma noktasını gruptan paylaştıktan sonra saatlerce içerisinde kalabalıklaşmaya başlarken jandarma, yaşananlar konusunda kafa karışıklığı yaşıyordu. Çünkü konvoyun amacını anlamamışlardı ve tüm göçmenlerin taksi ya da sivil araçlarla buluşma noktasına gelmesine şaşırıyorlardı.

Jandarmanın, gruba gitmelerinin tehlikeli olduğu konusunda telkinde bulunması da işe yaramadı. Önce başka bir yere gitmelerini söyledi. Grup bu isteği de yerine getirmeyince, jandarma, 200’ü aşkın göçmeni sınırdan alarak İl Göç İdaresi’ne götürdü.

‘Herkes göçmen pazarından kazanıyor’

Edirne’de kalacağımız yere doğru giderken bindiğimiz taksici, “Bu konvoy neymiş ya, tüm düzenimizi bozdu” diyor.

Düzenin ne olduğunu sorduğumuz zaman ise taksicilerin çoğunun geri itilen ya da İstanbul’a dönmek zorunda kalan göçmenleri çoğu zaman taksimetre açmadan kişi başı 900-1500 TL arası bir fiyata İstanbul’a götürdüğünü anlatıyor. Taksici, sohbetin sonunda “Herkes göçmen pazarından kazanıyor” diyor.

Göçmen pazarı: Kaçakçı, botçu, arabacı

Edirne’de göçmenlerin mağduriyeti suistimal edilmeye oldukça açık. Yine insan kaçakçılığında hapis yatmış ve kimliğini gizli tutmak isteyen B, “Herkes işin içinde. ‘Arabacı’ dediklerimiz, sınıra yakın noktalarda geri itilen göçmenleri alır ve yoluna bakar. Ya da kaçakçıların almasını istediklerini taşır. Botçu, karşı göçmenleri tarafa geçirir. Kaçakçıyı görmezsiniz, o sadece organize eder” diyerek düzeni anlatıyor.

Sınır köyü olan Kiretmitçisalih’ten sınır hattına yürürken ise yanımıza kango tarzı bir araç yaklaşıyor. Taksici, “İstediğini sorabilirsin, arabacı arkadaşlardan biri” diyor. İstanbul’a ne kadara gittiğinizi sorduğumuz zaman ise cevap vermiyor.

Sınırdaki patikalar

Türkiye'nin Yunanistan sınırında bulunan sete çıktığımızda, yoğun insan geçişiyle oluşan patikaları görüyoruz. Çevrede göçmenlerin gece ısınmak için yaktıkları ateşler, yorganlar ve uyku tulumları var. Tam sınır hattında olduğumuz anda ise askeri bir araç yanımızdan geçiyor. Kimse hiçbir şey sormuyor.

‘Jandarmanın arabacıları var’

Edirne’de taksicilerin çoğu, insan kaçakçılığı suçundan hapise girmiş. Fakat bu durumdan oldukça şikayetçiler. “Jandarma, geri itilenleri görünce kendi tanıdığı taksileri ya da sivil arabaları arıyor” diyen bir taksici, jandarma içindeki bazı kişilerin bu yolculuklardan komisyon aldığını da iddia ediyor.

Botçu: 2020’de paramızı devlet ödedi

2020'de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla sınırların açılmasıyla göçmenler, sınıra akın etti. Yunan kuvvetlerinin göçmenlere uyguladığı şiddet, uluslararası kamuoyunda da tepkiye neden oldu.

2020'de göçmenleri Meriç’ten karşı kıyıya geçirenlerden biri de M.’ydi. M, yüzlerce göçmeni Yunanistan’a bıraktığını söylerken aynı köye 20-30 büyük otobüs göçmenin getirildiğini söylüyor.

Botçu M, göçmenleri karşı kıyıya bırakması için ödemenin kendisine muhtar tarafından yapıldığını iddia ederken “Paramızı devlet ödedi” diyor.

Botçu M.’nin iddialarını başka botçular da destekliyor. Çoğu sınır köyünde göçmenleri Yunanistan’a bırakanlara 2 bin ile 15 bin TL arasında ödemeler yapıldığını söyleyen eski botçu C, “Ben o dönem hapisteydim. Fakat arkadaşlarım bu işi yapıyorlardı ve ödemelerin muhtarlar aracılığıyla yapıldığını söylüyorlar” diyor.