Babasının köyü terk etmediği için memnun olan Aydın şöyle konuştu:
“Keban Barajı kurulunca 1975 yılında köyümüzün bir kısmı sular altında kalmış. Ondan sonra kimisi yurt dışına kimisi İstanbul, Adana ve Elazığ’a gitti. Kimisi ise buralarda kalıp suyun altında kalmayan bölgeye yeni evler yaparak yeni köy kurdu. Benim babam da köyde kaldı. Gayet de mutluyum, iyi ki de burada kalmışlar. Şu anda biz de Keban Barajı'nda faydalanıyoruz. Balıktan, kerevitten faydalanıyoruz. Köyde çok kişi balıkçılık yapıyor, ben başta yapmıyordum, Okan bana ‘Bu işi beraber yapalım’ deyince kabul ettim. Şu anda kerevite çıkıyoruz, akşamları balığa çıkıyoruz. Sabah 5’te kalkıp kahvaltımızı yapıp, tekneye gelene kadar saat 7’yi buluyor. Sonra ağlarımızı çekmeye başlıyoruz. Onların zaten belirli bir ölçüleri var. Arkadaşım Okan, ağ çekiyor. Ben ölçüm alıyorum. Bazen ben çekim yapıyorum, o ölçüm alıyor. Yani sabah 7’den akşam 4’e, 5’e kadar kerevitteyiz. Çalışıp güzel ve mutlu para kazanıyoruz”