Karl Marx'ın mezarına ikinci saldırı!
Londra'daki Highgate mezarlığında bulunan Karl Marx'ın mezarı, Şubat ayı içinde ikinci kez saldırıya uğradı.
The Guardian'ın haberine göre, kimliği belirsiz kişiler tarafından gerçekleştirilen saldırıda Marx'ın mezarına kırmızı boyayla “Nefret doktrini”, “Soykırımın mimarı” yazıldı.
Mezarlığın yönetimi yaptığı açıklamada, "Korkarız anıt bir daha asla eskisi gibi olmayacak" ifadelerini kullandı.
Britanya Müzesi çalışanı Maxwell Blowfield, the Guardian'a yaptığı açıklamada "Kırmızı boyanın geçeceğini tahmin ediyorum. Ancak bu seviyede bir hasar ve ikinci kez oluyorsa, bu iyiye işaret değil..." dedi.
Highgate Mezarlığı, resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, "Vandallar yeniden, bu kez kırmızı boya kullanarak ve mermeri tahrip ederek, Marx Anıtı'nda. Anlamsız. Aptalca. Cahilce. Marx'ın mirası hakkında ne düşünürseniz düşünün, bu düşüncelerinizi belirtmek için bir yöntem değil." ifadelerini kullandı.
[embed]
Karl Marx kimdir?
Komünizmin en büyük temsilcilerinden birisi olan Alman filozof ve ekonomist.
Komünizmin kurucularından olan Karl Marx, 5 Mayıs 1818’de Almanya’nın Trier kentinde doğdu. Babası avukat Hirschel Marx, annesi Henrietta Marx idi.
Ailesi Karl henüz bir çocukken Yahudilikten vazgeçip Protestanlığı seçti. Trier’de klasik eğitimini tamamlamış olan Karl Marx, daha sonra Bonn Üniversitesinde hukuk okudu ama felsefeye olan ilgisi onu bu disiplinden uzak tuttu. Beş yıl boyunca “Aydınların metropolü” Berlin’de yaşadı.
Berlin’den ayrılmasının ardından, bonn’da Rheinische Zeitung adlı bir gazetenin editörlüğünü yaptı. Sonraları radikal bir gazete, Franco-German Annals‘ı çıkarabilmek için 1843’te Paris’e gitti. Paris’e gitmeden önce Jenny Von Westphalen’la evlenmişti. Bir yıl sonra yaşam boyu hem arkadaşı hem ortağı olacak Fredrick Engels’le tanıştı. Engels de çalışmalarını sanayi işçileri hakkında yapmaktaydı. O dönemde ikisi de devrimci gruplara dahildiler. Bu sırada Marx, kendini siyasal ekonomi ve Fransız Devrimi tarihini çalışmaya adadı.
Paris’te çıkardığı gazetedeki yazılarından itibaren Marx, işçi sınıfının toplumu özgürlüğüne kavuşturacağını savundu. Bu gazeteler Almanya’da derhal yasaklanmışlardı. 1844’te yayınladığı Ekonomi ve Felsefe Yazmaları’nda dışlanma kavramını sundu ve açıkladı.
1845’te tehlikeli bir devrimci olduğu için Paris’ten atıldı ve Brüksel’e gitti. 1847’de Proudhon’un eserinin eleştirisini yaptığı Yoksulluk Felsefesi’ni yayınladı. Yine 1847’de burada Engels’le birlikte Komünist Manifesto’yu hazırladı. Bu manifesto 1848’de Londra’da Komünist Parti Manifestosu olarak, Şubat devriminden hemen önce işçi sendikalarınca benimsendi.
Belçika’dan da sürülen Marx, çalışmalarını arka plana itip harekete katılmak üzere bir süre Fransa’ya gitti. Oradan Almanya’nın Cologne kentine gelerek Engels’le birlikte Neue Rheinische Zeitung Gazetesini çıkarmaya başladı. 1848 basın özgürlüğü’nden en iyi yararlanan gazete bu oldu. 1849’da hayatının kalanını geçireceği Londra’ya gitti. Gazeteyi çıkarmaya burada bir süre daha devam etti. Aynı zamanda Avrupa politikası editörü olarak New York Tribune gazetesine düzenli olarak yazmaya devam ediyordu, bu iş Amerikan sivil savaşının patlak vermesine kadar sürdü.
2 Aralık darbesi onu Louise Bonaparte’ın 18. Brumaire’ini yazmaya sevk etti. 1859’da siyasal ekonomi çalışmaları ilk meyvesini verdi: Ekonomi Politikası Eleştirilerine Bir Katkı, İlk Bölüm. Bu çalışması yeni bakış açıları getirdi. Nihayet 1967’de Kapital: Bir Ekonomi Politikası Eleştirisi, İlk Bölüm yayınlandı. Hayatını adadığı çalışmaları bu eserde bir araya gelmişti.
Sosyalizm çalışmalarının kaynağı olan Kapital, işçi sınıfının siyasal ekonomisinin bilimsel araştırmalar ve bulgularla desteklenmiş halidir. Sermaye ve emek arasındaki ilişkiyi inceleyen ilk çalışmadır, işçilerin sanayinin bir parçası olarak sunulması, fazla mesai, kadın ve çocukların emekleri ilk defa bu eserde konu edilmiştir.