Karartma kararı tebliğ edildi: Avukatlarımız yargıya taşıdı, süreç devam ediyor

Karartma kararı tebliğ edildi: Avukatlarımız yargıya taşıdı, süreç devam ediyor
RTÜK 5 günlük ekran karartma kararını Halk TV’ye tebliğ etti. Halk TV avukatları, kararı yargıya taşıdı.

Haber Merkezi  

RTÜK'ün Halk TV hakkında aldığı 5 günlük ekran karartma kararı televizyonumuzun elektronik tebligat adresine tebliğ edildi. Ceza kararı, Halk TV program yapımcısı ve sunucusu Ayşenur Arslan ve programın canlı yayın konuğu Hüsnü Mahalli'nin hükümetin dış politikasına dair eleştirilerine dayandırıldı. RTÜK'ün kararında Hak TV'nin, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz." maddesini ihlal ettiği ileri sürüldü.  

Halk TV avukatları 16. İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için başvuru yaptı. Yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa,  Halk TV ekranları, 1 Ağustos Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan geceden itibaren 5 gün süreyle kararmış olacak. 

RTÜK'ün kararını İlhan Taşçı ve Okan Konuralp yargıya taşımış, Tele1 için mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

RTÜK'ün Halk TV hakkında aldığı karar elektronik tebligat adresine bugün tebliğ edildi.  Aynı süreç Halk TV için de işleyecek.

Halk TV: Bu suçlamalarla bizi yan yana getiremezsiniz

RTÜK'ün kararı açıklamasının  ardından Halk TV’den yapılan açıklamada, Anayasa Mahkemesi ve Türkiye’nin tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, canlı yayın konuğunun sözlerinden yayıncı kuruluşun sorumlu tutulamayacağı yönünde kararlar hatırlatarak şöyle denilmişti: "İfade ve basın özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına dayanılarak yapılan itirazın nasıl sonuçlanacağı meçhulken, RTÜK’ün, mahkemeden mahkumiyet kararı çıkmış gibi o sözleri hatırlatmasının hiçbir hukuki temeli yoktur. Bu tavır, olsa olsa haksız ve ölçüsüz ceza kararına kamuoyu nezdinde meşruiyet arama ve bağımsız olması gereken mahkemeleri etki altına alma çabasıdır.RTÜK o programda yapılan konuşmaların bütünlüğünü atlayarak, bağlamından kopartılmış seçilmiş bazı cümleleri kamuoyuna aktarmış, Halk TV’yi “Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını rencide etmek ve onları hafife almakla” itham etmiştir. Gelelim RTÜK açıklamasının 5 gün boyunca ekran karartma kararına ilişkin bölümüne…

Ayşenur Arslan’ın Hüsnü Mahalli’yi konuk ettiği programda da ağırlıklı olarak dış politika konuşulmuş, hükümetin tercihleri eleştiri konusu yapılmıştır. Birkaç hafta sonra bir başka konukla yapılan yayında ise Ayşenur Arslan, sınır ötesi operasyonlara ilişkin görüşlerini dile getirmiş, “ne zaman içeride sıkışılsa bu tür operasyonların gündeme getirildiğini” söylemiştir. Halk TV avukatları 5 gün boyunca ekranı tamamen karartma kararı tebliğ edildiğinde bu cezayla ilgili de hukuki mütalaalarını ortaya koyarak elbette yeniden yargıya gidecektir. RTÜK’ün çoğunluk üyeleri her iki cezada da kararını, Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan; “yayınlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz” hükmüne dayandırmıştır. Bu maddedeki ifadelerle Halk TV’nin yan yana getirilmesinin mümkün olmadığını, olamayacağını gerçekten Halk TV’yi izleyen herkesin bildiğinden eminiz.

Halk TV kuruluşundan bu yana ne devletin varlık ve bağımsızlığını tartışmış, ne devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı çıkmış, ne Atatürk ilke ve inkilaplarına aykırı yayın yapmıştır. Bu suçlamalar, Halk TV’nin yayın çizgisini bilenler açısından olsa olsa mizahın konusu olur. Demokratik yönetimlerde hükümetlerin dış politika tercihleri ve uygulamaları tartışmadan ve eleştiriden azade değildir, olamaz. Hükümet uygulamalarına yönelik eleştirileri ”Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını rencide etmek ve onları hafife almak” şeklinde yorumlamak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gölgesine sığınmak ve halkın duygularını sömürerek haksız cezaya meşruiyet aramaktır.Yok eğer “öyle değil” deniliyorsa, üyeleri arasında tek bir hukukçunun bulunmadığı RTÜK, kendisini mahkemeler yerine koyarak yetki aşımı yapıyor demektir."