Karamollaoğlu: İçişleri Bakanı istifa etmeli, etmezse görevden alınmalı

Karamollaoğlu: İçişleri Bakanı istifa etmeli, etmezse görevden alınmalı
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları ile ilgili açıklama yaptı. Karamollaoğlu, "İçişleri bakanı istifa etmeli, etmezse görevden alınmalı" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları için "Başta İçişleri Bakanı olmak üzere, söz konusu tüm ismi geçenlerin veya itham edilenlerin istifa etmeleri ve yargı sürecinin başlaması gerektiği kanaatindeyim. Eğer istifa etmezlerse, Sayın Cumhurbaşkanı bu kişileri derhal görevden almalı ve soruşturmaların sağlıklı yapılmasına zemin hazırlamalıdır" dedi.

Karamollaoğlu, Saadet Partisi Genel Merkezi'nde yaptığı haftalık basın toplantısına 29 Mayıs İstanbul'un Fethi haftasını hatırlatarak başladı. Sedat Peker'in iddialarını değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkanı, "Biz bu endişe verici gelişmelerden en çok muzdarip olan kesimlerden birisinin esnaf olduğu kanaatindeyiz. Canları yanan, evine ekmek götüremeyen, kepengini açamayan, tezgahını açamayan kapalı esnafımızın feryadı arş-u alaya yükseldi" diye konuştu. Karamollaoğlu şunları söyledi:

'Maalesef kepazelik diz boyu fakat kimse üzerine düşeni yapmıyor'

Maalesef kamuoyuna yansıyan bu vahim iddialar hakkında, yetkililer ve ilgililer tarafından toplumun beklediği cevaplar bugüne kadar verilememiş ve gerekli adımlar atılmamıştır. İddialar hafife alınacak gibi değil, ama mutlaka açıklık kazanması gerekmektedir. Maalesef bu iddiaların muhatapları yetkililer huzurunda hesap vereceklerine ekranlarda konuyu savsaklama gayretine girmişlerdir. Kendilerini aklayabilmek için demagojiye başvuruyorlar. Gerektiği yerde insan zekası ile adeta dalga geçmekten geri durmamaktadırlar.

Maalesef kepazelik diz boyu fakat kimse bu durumdan kendi üzerine düşeni yapma noktasına bir türlü gelemiyor. Çok açık bir şekilde ifade etmek istiyorum ki lafla peynir gemisi yürümez. İsmi geçen ilgililer bir an önce ya kendileri istifa etmeli, etmiyorlarsa Sayın Cumhurbaşkanı bu noktadan itibaren sessizliğini bozmalı ya olayların karşısında olduğunu, iddiaların karşısında olduğunu alenen ifade etmeli veya bu skandalların gerçek olmadığını ifade edip bu iddiaların karşısında bir tavır sergilemelidir.

'Başta İçişleri Bakanı olmak üzere tüm ismi geçenler istifa etmeli'

"Öncelikle, iddialar kapsamında başta İçişleri Bakanı olmak üzere, söz konusu tüm ismi geçenlerin veya itham edilenlerin istifa etmeleri ve yargı sürecinin başlaması gerektiği kanaatindeyim. Eğer istifa etmezlerse, Sayın Cumhurbaşkanı bu kişileri derhal görevden almalı ve soruşturmaların sağlıklı yapılmasına zemin hazırlamalıdır. Soruşturmaları yürütecek savcı ve hâkimlere mesleki güvencelerinin yanında, görev yeri ve görev konuları için de ayrıca güvence garantisi sağlanmalıdır. Devlet Denetleme Kurulu görevlendirilerek; araştırma, inceleme ve soruşturma süreçleri başlatılmalıdır. Ayrıca TBMM’de mutlaka bir soruşturma komisyonu kurulmalıdır. Basın yayın organlarında, bu iddialarla ilgili açılacak soruşturma ve tahkikatın şeffaf bir biçimde yer alabilmesini sağlayacak güvencenin açıkça verilmesi gerekmektedir"

'Ne yazık ki tarih değil hatalar tekerrür ediyor'

"Hakikaten toplumsal bir çöküş dönemindeyiz intibaı var bizlerde, bu bizi derinden etkiliyor. İbn-i Haldun bir toplumun çöküşünün nasıl gerçekleşeceğini şu satır başlarıyla gündeme getirmiştir geçmişte: Dayanışma yok olursa, üretim zayıflar ve vergiler arttırılırsa, ehliyet ve liyakat esas alınmazsa, adaletsizlik yaygınlaşırsa, göç hızlanırsa... Bugün Türkiye’de İbn Haldun’un üzerinde durduğu meselelerin tamam olarak aynısıyla karşı karşıyayız. Ne yazık ki tarih değil hatalar tekerrür ediyor. Adaletsizlik had safhada, gücün hukukunun hakim olduğu bir atmosfer ile karşı karşıyayız. Üretim zayıflamış, vergiler artmış, ekonomik olarak milletimiz tam bir bunalımın içine sürüklenmiş durumda. Ehliyet ve liyakatin yerine ise torpil almış bulunuyor. Şimdi bu halde ülkemizin ayağa kalkması mümkün olabilir mi, sorusunu sormak mecburiyetindeyiz"