İYİ Parti Bursa Milletvekili İran Sınırından Elini Kolunu Sallayarak İşte Böyle Geçti
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu sınır güvenliği sorununa dikkat çekmek amacıyla Türkiye-İran sınırından geçti. Türkoğlu, “Hudut güvenliğimizi sağlayacak bir Güney Ordusu’na ihtiyaç olduğu da açıktır. İspatı da işte gittim kendim gördüm. Hudutlarımız güvenli değil. Yani kuş uçurtmuyoruz falan, dedikleri gibi değil. Biz bunları yerinde gördük, tespit ettik, endişelerimiz var, üzüntülerimiz var. Öncelikle hudut namusu korunmalı. İkinci en önemli konu da bir an önce bu 13 milyon sığınmacının vatanlarına sağ salim dönmesi için gerçekçi adımların bir devlet projesi olarak atılması lazım” dedi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, sınır güvenliğine dikkat çekmek amacıyla Türkiye-İran sınırını yürüyerek geçti. 9 Ağustos’ta Van’a gelen ve beş gün burada kalan Türkoğlu, sınırı sorgulanmadan geçti.
"SINIR GÜVENLİĞİ EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİ"
Türkoğlu, sınırdan geçişini, ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Türkoğlu, şunları söyledi:
"Ülkemizin en önemli sorun alanı, artık geleceğimizi de tehdit eden, milli güvenlik sorunu haline gelen, ülkemizin demografik yapısını değiştiren; malum mülteci, sığınmacı, göçmen sorunumuz.
Hal böyleyken bunun birinci aşaması olan hudut güvenliği, en önemli sorun alanıydı. Bu nedenle hudut güvenliğimizin ne durumda olduğunu hem görmek hem de göstermek adına ben ve yine bir emekli asker, komutanımız Orkun Özeller’le birlikte; Van'da, Van İl Başkanımız da bize eşlik etti; sınır bölgesine gittik. Ben, sınır bölgesinde duvarın olduğu yerden İran sınırına geçiş yaptım. Tekrar geldim, orada çekimler yaptım, bir daha geldim. Bu süreçler içerisinde herhangi bir uyarıya, herhangi bir müdahaleye veya herhangi bir temasa rastlamadık, müdahale olmadı.
‘Hudut namustur’. Sınır güvenliğimiz bu konuda en önemli meseledir. Bu konunun aslında çok da koltuklarında oturan Sayın İçişleri Bakanının ve Milli Savunma Bakanı'nın söylediği gibi olmadığını bizzat test ederek göstermek istedim."
"ACİL TEDBİRLER ALINMALI"
Türkoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Kastımız şudur: Memleket adına en büyük sorun alanı olan bu konuda bir an önce ve acilen tedbirler alınmalı. İlk önce sınır güvenliği sağlanmalı. Hudut gerçekten namustur. Ondan sonra da sayıları 13 milyona yaklaşmış mültecilerin, sığınmacıların sağ salim ülkelerine gönderilmesi lazım. Aksi durum yarınlarda evlatlarımızın, çocuklarımızın, Türk milletinin sulh selamet içerisinde yaşayacağı bir vatan, bir Anadolu coğrafyası olmayacağı endişesi artık had safhadadır. Mesele budur.
Biz orada şunu gördük; birincisi bu mayınların temizlenmesiyle birlikte aslında kaçaklar için tam anlamıyla, Türkiye bir otoban olmuş. Hem mayınları temizliyorsunuz hem de sonra milyarlar harcayarak duvar örmeye çalışıyorsunuz. Duvarla ilgili de orada biz yerli insanlarımızla; Özalp’ta, Saray’da, Başkale'de, Çaldıran'da yaşayanlarla sürekli konuştuk. Tespit edilen hadise şu, ‘duvarın çok etkisi yok’ diyorlar. Zaten kışın buraya üç dört metre kar yağıyor. Karın rüzgarla birlikte boşlukları oluyor. Karın üzerinden engelsiz buralardan geçebiliyorsunuz’ diyorlar. Merdivenle geçiyorlar. Bizim şahit olduğumuz, battaniyeleri atıyorlar tel örgünün üzerine 5-6 tane, onun üzerinden geçiyorlar. Bahsedilen sınır güvenliği yok.
‘KUŞ UÇURTMUYORUZ’ DEDİKLERİ GİBİ DEĞİL
"Ancak şöyle bir kanaat de var: Orada insanlar, yöre insanı diyor ki ‘aslında asker istese kuş uçurmaz.’ 2021-2023 yıllarının başında çok yüksek sayılarda, 200’er, 300’er kişi halinde her gün insanlar geçti buradan’. Yani tam özellikle o bölgeyi, yani Afgan geçiş bölgesi olarak bilinen yerin yeri tepeden gören bir mezraya gittik. Oradaki insanlarla konuştuk. Onlar ‘burada oturuyoruz ve biz her gün geçişleri izliyorduk, hiçbir müdahale yoktu’ dedi.
Yani burada aslında herkes her şeyin farkında. Bu mevzu siyasi iradenin kararlılığıyla alakalı. Belli ki siyasi irade; bu memlekete, 13 milyon mültecinin, sığınmacının, yabancının girilmesi istenmiş. Bunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Şimdi yeni yeni tedbirler var. Çok da masraflı işler ama sonucunu neye getirdiği ortada.
İYİ Parti bu konuda ortaya en ciddi proje koyan partidir. Uygulanabilir proje koyan partidir. Yani Milli Güvenlik Politikaları ve Göç Politikaları Başkanımızın hazırlamış olduğu, yaklaşık 2-3 yıldır sürekli anlattığımız Milli Göç Doktriniyle birlikte bunların gerek alandaki hukuka uygun hazırlıkları hükümetin yapması gerekenler, hukuken yapılması gerekenler ve bir iradeyle birlikte bir yıl içerisinde kendi vatanlarına güven içerisinde gönderilmesiyle ilgili projenin adı‘Milli Göç Doktrini'dir ve uygulanmalıdır. Yine bizim söylediğimiz, özellikle hudutlarla ilgili bir Güney Ordusu projesi vardır. Yani hudut güvenliğimizi sağlayacak bir Güney Ordusu’nda orada yalnız yok. Böyle bir orduya ihtiyaç olduğu da açıktır.
İspatı da işte gittim kendim gördüm, bu kadar. O nedenle bu bizim Van'da yapmış olduğumuz temaslar, göstermiştir ki hudutlarımız güvenli değil. Yani kuş uçurtmuyoruz falan dedikleri gibi değil. Biz bunları yerinde gördük, tespit ettik, endişelerimiz var, üzüntülerimiz var. Öncelikle hudut namusu korunmalı. İkinci en önemli konu da bir an önce bu 13 milyon sığınmacının vatanlarına sağ salim dönmesi için gerçekçi adımların bir devlet projesi olarak atılması lazım”