Eski bakan Doğan'dan 'Davutoğlu'nun partisine katılacak' iddialarına yanıt

Eski bakan Doğan'dan 'Davutoğlu'nun partisine katılacak' iddialarına yanıt
Eski Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı yeni partide yer alacak iddialarına yanıt verdi.

Independent Türkçe'den Abdulhakim Günaydın'ın haberine göre; eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı yeni partide yer alacak iddialarına cevap veren eski Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, “Kürt-Alevi sorunu için bir metin verdik, partide yer almam söz konusu değil” dedi.

Müslüm Doğan'ın açıklaması:

Çalışmalar içerisinde Sayın Başbakan'ın benden nezaket gereği bir talebi oldu. Bana bir program taslağı sunuldu. Parti programında yer verilmek üzere; Kürt meselesi, insan hakları ve Alevi sorunları konusunda, görüşlerimizi ilettik. Anadilin doğal bir hak, tartışmasız ibir htiyaç olduğu orada belirtildi. Alevi inanç ve öğretisi meselesi, özgürlükçü laiklik, ülkenin hızlıca demokratikleşmesi meselesinde de kendimizce uygun bulduğumuz önemli ifadeler parti programına geçmek üzere iletildi. Yani samimi gruplar, kendi eksenlerinde mücadele veriyorlar ve saygı duymak gerekir. Ama bu partinin kuruluş aşamasında olsun, sonradan olsun katılmam söz konusu değildir. Bu tür iddalara üzülüyorum.

 

Ben artık siyaset yapmak isteyen bir insan değilim. Benim de geçmişte içinde olduğum bazı yapılar, dar bir siyaset alanında, çıkmaz sokakta siyaset ürettiklerini sanıyorlar; bu çok yanlış bir şey. Ülkede siyaseti, demokrasiyi, özgürlükleri geliştirmek için yeni bir politika olmalı. Ben bunları söylediğimde, bir grup insan hemen eleştiriyorlar. 'Müslüm Doğan zaten gidecekti' diyorlar, hakarete varan gayri insani eleştiri sınırını aşan yorumlar yapıyılıyor. Ben bunları kimin yaptığını biliyorum. Ama bizim ülkenin geleceğine ilişkin konuşmamız lazım. Herkes ile konuşmamız lazım.

 

Bu ülkede yaşayan herkes birbirine sorunları anlatabilmeli ve bir yüzleşme gerçekleşmeli. Geçmişimiz çok karanlık ve ağır. Bunların hepsinin muhasebesini yapmalıyız. Ama tarihle yüzleşme ve hamaset siyasetine dönmemeli. Öç alma anlamını içermemeli. O geçmişin olumsuz örneklerini gelecekte yaşamamak üzere ele almalıyız. Dersim, Zilan, Koçgiri, Çorum, Sivas… Bunların yaşanmaması için nasıl bir siyaset üretmemiz gerektiğini artık bilmemiz lazım. Kürt sorunu konusunda ağır bedeller ödendi. Bundan sonra hiçbir ağır bedel ödenmemeli. Bu beklenen siyasetin önüne set olmalıyız. Tüm kaygı ve çabamız budur.