Erdoğan'a yakın isimden AKP'yi karıştıran tweet! Sonra sildi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eski metin yazarı ve eski AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, AKP için attığı kritik bir tweeti daha sonra sildi. Ünal, attığı ilk tweette Pelikan adlı bir örgütü işaret ederek "AK Parti'yi sinsice zehirliyor" dedi. Ünal, daha sonra attığı bir tweette, tweeti sildiğini söyleyerek "İncinenler olmuş" dedi.
Aydın Ünal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"BAŞARIYLA İLERLİYORLAR"
"Tedbir için henüz vakit varken tarihe şu kaydı düşelim: Adına 'Pelikan' da denilen gizli bir örgüt Ak Parti'yi sinsice zehirliyor. Başından beri hedefleri partiyi içten çürütmekti; başarıyla ilerliyorlar. Cesaretle tedbir alınmazsa hareketimize yazık olacak, çok bedel ödenecek"
"AŞAĞILARA ÇEKİYOR BİZİ"
Ünal daha sonra bu tweetini silerek, "İncinenler olmuş, hatır için sildim tweeti. Korkmak, susmak, sinmek, sorun yokmuş gibi davranmak aşağılara çekiyor bizi. Yere çakılıncaya kadar fark edilemeyecek bu belli ki..." diye yazdı.
PELİKAN DOSYASI NEDİR?
Aydın Ünal'ın "Adına 'Pelikan' da denilen gizli bir örgüt AK Parti'yi sinsice zehirliyor" demesi "Pelikan Bildirisini" akıllara getirdi.
"Pelikan Dosyası" isimli bir blogda "Selam Olsun!" başlığı ile yayınlanan uzun bir yazı gündemi adeta esir almıştı. Yazıda, Davutoğlu ve Erdoğan arasında uzun zamandır yaşandığı iddia edilen "çatışma" "fikir ayrılıkları" gibi konular üzerine "bilgiler" paylaşılıyordu.
DOSYADA NELER YAZIYOR?
İşte dosyada yazanların bir kısmı:
"Hocanın ekibi yeterince konuştu. Hocalarıyla beraber yeterince ortalığı karıştırdı. Biraz da biz konuşalım mı? Biraz da, reis için canını feda edecekler konuşsun mu Çok az kişi aslında neler olduğunu biliyor. Kabus gibi. Hani çığlık atarsınız da kimse duymaz ya.. İşte öyle bir şey. Hani herkesin ortasında cinayet işlenir de kimse aldırmaz ya.. İşte öyle. Yani benim hissettiklerim öyle. Her şey ortada, ama gören yok. İnsanlar uyumak yerine, sırf ortada olanı görmeyi başarabilselerdi, benim bu yazıyı yazmama gerek kalmazdı… Buradan çığlık atıyorum. Duyun artık: Hanımlar! Beyler! Burası dehşet bir ülke. Hiçbir şeyin yüzeysel bir bakışla görülemeyeceği bir ülke. Üzerinde tüm süper güçlerin satranç oynadığı bir ülke. Öyle Ergenokun'u pasifleştirmekle, paraleli tırstırmakla falan, bir günde güllük gülistanlık olacak bir ülke değil. Bir haini def etseniz, yerine hemen yenisini getirirler. Öyle kolay kolay, bizi bize bırakmazlar. İcabında bizden olanları bile bize karşı hale getirirler. Onun için gözlerinizi dört açın! Etrafınızda ne oluyor, şöyle bir bakın. Ama iyi bakın. Yüzeysel bakmayın. Ve görün benim gördüklerimi. Şimdi biraz da siz çatlayın: Temayül yoklamalarında 1. Gül, 2. Yıldırım, 3. Davutoğlu çıktı. Buna rağmen reis hocayı parti başkanı yaptı...."
"... Sonuç: hoca ile reis arasındaki hikaye basit bir ihtiras hikayesi değildir. Çünkü hoca kendi ihtiraslarının peşinden koşabilmek için, reis karşıtı, ve dolayısıyla reisi destekleyen halkın karşıtı kim varsa, onunla işbirliği kurma yoluna gitmiştir. Küresel güçlerin ülkemizdeki satrancında vezir görüntüsüne sahip basit bir piyon olmayı kabul etmiştir. Kavga budur. Kaybedeni de bellidir!"