Düşen helikopterde korkunç sabotaj şüphesi!

Düşen helikopterde korkunç sabotaj şüphesi!
İstanbul Çekmeköy'de, bir site yakınlarına düşen UH-1 tipi bir askeri helikopterle ilgili Yeniçağ yazarı Ahmet Takan kahreden şüpheyi köşesine taşıdı

İstanbul Çekmeköy'de, bir site yakınlarına düşen UH-1 tipi bir askeri helikopterle ilgili Yeniçağ yazarı Ahmet Takan kahreden şüpheyi köşesine taşıdı. Takan, Genelkurmay ve Kara Havacılık Komutanlığı kaynakları ile yaptığı görüşmede "sabotaj" ihtimalinden bahsedildiğini belirtti.

İşte o yazı;

İstanbul'da bir kaç ay arayla peş peşe düşen UH-1 tipi askerî helikopterler... "Teknik hata"dan bahsediliyor. Kirazlıdere Mahallesi Sultangazi Caddesi Parkverde Sitesi'ndeki alana düşen ve 4 yiğidimizin şehit olmasıyla sonuçlanan kaza ile ilgili de "motor testlerinin ardından tecrübe uçuşuna çıkmıştı" dendi. Envanterde şu anda "126 adet UH-1" helikopter bulunduğu biliniyor. Söz konusu helikopterlerin geleceği tartışma konusu...

Bildiğim net bir gerçek var; TSK'da helikopterlerin bakım işleri rastlantılara bırakılmaz. Hele ağır bakım işi kelimenin tam manasıyla dört dörtlük yapılır. En ufak bir vida bile elden geçirilir. Azrail ile şaka yapılmayacak kadar ciddiye alınır bu bakım işleri. Bakım ve testlerden başarı ile geçen helikopterin uçuşuna öyle izin verilir. Kaza kırım raporları açıklanırsa helikopterlerimizin düşme sebeplerini resmî olarak öğrenebileceğiz. Ancak, ifade etmeliyim ki, askerî kaynaklarda derin bir kaygı var. Görüştüğüm gerek Genelkurmay kaynakları gerekse Kara Havacılık Komutanlığı kaynakları açıktan ifade edemeseler de "sabotaj" ihtimalinden bahsediyorlar, bu acı kaygıyı yaşıyorlar. UH-1 tipi askerî helikopterlerin uzun yıllardır uçuş yaptığı gerçeğinin yanı sıra, peş peşe gelen kazalarda "sabotaj" ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çiziyorlar. Suriye sınırında, TSK'nın büyük temizlik için emir beklediğini de göz önünde bulundurursak gerçekten bu kaygı yabana atılamaz.

Emekli Hava Korgeneral, TESUD Başkanı Erdoğan Karakuş'a son acı kazayla ilgili düşünce ve değerlendirmelerini sorduk. Karakuş, yaptığı açıklamada, "15 Temmuz nedeniyle bir defa pilotlar açısından çok büyük bir zarara uğradık, bu yüzde 100 kesin bir şey. Türkiye'de en uzun süreli eğitim, muharip pilotlarla ilgili. Diğer helikopter pilotları, ulaştırma, tanker, elektronik harp uçaklarımızın, radar uçaklarımızın, havadan erken ihbar uçaklarımızın hepsinin de pilotlarının yetiştirilmesi bu şekilde. 15 Temmuz çok büyük darbe vurdu. Eğitecek pilotlar açısından sorun oldu. Üniversitenin üçünü, dördüncü sınıfındaki gençleri Harp Okullarının aynı sınıflarına yerleştirildi. Subay çıktı uçuşa başladı. Hem yetiştirecekler, hem de yetiştirilecekler açısından sorun devam ediyor. Havacılıkta bir aksama olduğu takdirde uç noktaları, sonuçları olur" dedi.

TERSİNE MÜHENDİSLİĞİN ÖNEMİ

Lojistik açıdan çıkan sorunlara da değinen Karakuş şunları söyledi;

"Lojistik komutanlığım esnasında 2 bin 700 mühendisim, 3 fabrikam, 8 bin 500 mühendislerle beraber teknisyenim vardı. Bakın, şimdi helikopterle ilgili motor sorunu deniyor. Muhakkak fabrika ayarı yapılmıştır. Bu ayar yapıldıktan sonra uçuyordur. Bu kadar teknik personelle bu işi yürütüyorduk. Kanun Hükmünde Kararname ile hava, deniz, kara kuvvetlerinin bütün fabrikaları birleştirilip Fabrikalar Genel Müdürlüğü diye Millî Savunma Bakanlığı'na bağlandı.

Arızaları pilotlar tespit eder, bu çok önemli. Pilotlar, arızaları düzgün tespit ederlerse bakımcı, ikmalci de en güzel şekilde onu bir yerde değerlendirip, arızayı giderir. Pilot açısından, eğitici açısından sorunlarınız varsa, bir de bunu lojistik kısma aktardığınızda bakımcılarınız, fabrikalarınız arasında sorun varsa, sorunlar büyür gider. Hava Kuvvetlerinde bütün fabrikalarında özellikle komuta makamı ve altındaki arkadaşımız pilottur. Bunlar can taşıyan kişiler ve devletin malına en az zarar veren kişiler. Zaten kendisi can taşıyor. Bunun bakımının en iyi olması için en büyük gayreti gösterecek kişiler. Şimdiye kadar devamlı suretle Hava Kuvvetlerinde kazanın az olmasının nedeni budur. 3 fabrikanın başında uçucu Tümgeneralimiz olurdu, lojistik komutanlığında yine aynı 4 General mevcuttu. Altında da bakımcı, ikmalci pilottu. Daire başkanı, şube müdürü şeklinde 100'e yakın pilot vardı. Şimdi bu kadar fabrikayı bir genel müdürlüğe bağlarsanız, fabrikaların başına da oradan kendi içinden görevlendirdiler ama fabrika müdürü yaparsanız ne derece başarılı olur bilmemem. Bu konu düzelmediği takdirde sorun yaşanır. Şimdi kimseyi itham edemeyiz. Bu olay şu nedenle, bu nedenle oldu demek mümkün değil. Ama bunların etkisinin olmayacağını söyleyebilen kişi bu konuları bilmiyordur."

Erdoğan Karakuş, çök önemli, sorunlu bir alana da şöyle dikkat çekti;

"Bakımlarla ilgili sıkıntı var. Ne demek istiyorum, parça akımı kesilmiştir, üretmiyordur. O bakımdan parça akımı yoksa sıkıntı çekerseniz, tersine üretim yapamıyorsanız. 3 ikmal bakım merkezimizin hava kuvvetlerinde tek görevi tersine üretimdir. HAVELSAN, ASELSAN, TAI, bunlar doğrudan üretimci. Bir şeyi üretmek için çalışıyorlar. Hava Kuvvetlerinin ikmal bakım merkezlerinin görevi tersine mühendisliktir. Ambargo, ya da parça bulunamama, parçanın gelmemesi olursa devreye girer. Biz de F-4, F-5 uçaklarının parçalarını üretiyoruz, uçaklar uçuyor. Bir sıkıntı olduğunda parçaları üretiliyor, helikopterler de böyle. Satın aldığınız devletler kaldırırsa zor durumda kalıyorsunuz. Bu uçaklar tersine mühendislikle uçuyor. UH-1 helikopterlerinin esas üreticisi ABD, şimdi kaldırdı. Parça geliyor mu, gelmiyor mu bilmiyoruz. 1970'li yılların üretimi helikopter, 2000'li yıllara gelmeden atmış, parçası da belki yok, bir şey diyemiyorum. Tersine mühendislik yapanların hiç işleri bitmez, her gün çalışırlar, bir parçayı yapmak için çalışırlar. KHK'lar çıkıyor da bunları kimse bilmiyor. Uçakta, helikopterde uçan kişi arızanın nereden geleceğini bildiği için daha etkin bir şekilde emir komuta düzeni kuruyor, hangi parçayı üretirsek sorun olmaz biliyor. Eski düzene dönmeden sorunlar halledilemez."