Dilipak'tan AKP'ye: Bütün kavga sizi makam, mevki sahibi yapmak için miydi?

Dilipak'tan AKP'ye: Bütün kavga sizi makam, mevki sahibi yapmak için miydi?
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bazı yazıları nedeniyle AKP'lilerden gelen eleştirilere cevap verdi.

Dilipak, eleştirilere, ""Tüm davamız sizi makam sahibi yapmak için miydi?" diyerek tepki gösterdi.

AKP'ye yönelik yaptığı eleştiriler nedeniyle AKP içerisinden tepkiler aldığını savunan Dilipak, "Peki 28 Şubat’ta biz niye sokaklardaydık. Siz yönetime geldiniz diye biz susacak mıyız şimdi. Bütün kavga sizi iktidara taşımak, makam, mevki sahibi yapmak için miydi" ifadelerini kullandı. 

Dilipak yazısında şunları kaydetti: 

Yarım asırlık yazı hayatımda genel anlamda rüşveti kelam etmedim. Kimseye kasten zarar vermek için yazmadım ya da kalemimi menfaat karşılığı kimseye kiraya vermedim. Elbette benim de yanlışlarım oldu, olacak. İlk farkına vardığımda düzeltmeye çalıştım. Ve böyle yapmaya da devam edeceğim inşallah. Duam odur ki, Allah (cc) beni bu ikrarımla haşretsin.. Dilimin,  kalbimin, kalemimin PAK olması ve öyle kalması. Yakanızdaki rozet, bu kafayla giderseniz, sizi halkın öfkesinden koruyamaz. Ve bu milletin alameti farikalarına karşı başkalarının yanında saf tutanlar yarın o statülerini ve imtiyazlı konumları ellerinden gittiğinde, korku belası pişmanlık gösterir gibi yapsalar da, bu millet onları kolay kolay affetmez, bugün dost edindikleri de onlara merhamet etmezler.

Ben ne diyorum: Şuralarda şöyle yanlışlar ve bunu içinizdeki birtakım yanlış adamlar yapıyor. Bu adamlardan uzaklaşmaz ya da onları kendinizden, o makamlardan uzaklaştırmazsanız bir yandan Allah’ın yardımından mahrum kalırsınız, öte yandan; onların yaptıkları yüzünden onların zararı size de dokunur.  Siyaset “Velayet” değil, “Vekalet” müessesesidir.  Hz. Ömer der ki, “Biri benim yanlışımı görür de beni uyarıp o yanlışı düzeltmese onda hayır yoktur, benden uzak dursun. O kişi beni uyarır ve yanlışın düzeltilmesi konusunda çaba göster fakat ben o söze ve kişiye itibar etmezsem, bilsin ki, artık bende hayır yoktur, benden uzak dursun.” Böyle Ömer’ler gerek bize!