CHP Lideri Kılıçdaroğlu Halk TV'de konuştu

Halk TV'de Liderler Özel programına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın sorularını yanıtladı.

Halk TV'deki Suat Toktaş ile Liderler Özel programına katılan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gündemi değerlendirdi.

Erdoğan istiyorsa bağlanabilir?

Suat Toktaş'ın "Cumhurbaşkanı Erdoğan yayına bağlanmak isterse, bağlayabiliriz" sözlerine Kılıçdaroğlu,
"İster mi? Cesaret edemez. İsterim tabi AK Parti'nin Genel Başkanı, bağlanmak isteyebilir, düşüncelerini ifade etmek isteyebilir. Hatta yeni bir tazminat davası açacağım da diyebilir. Ama cesaret edemez. Keşke bağlansa. Keşke o da burada olsaydı. Beraber tartışsaydık. Kamuoyu da izleseydi. " diyerek karşılık verdi.

Türkiye iyi yönetilmiyor

Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti;

"Türkiye iyi mi yönetiliyor, kötü mü yönetiliyor. Bunları oturup konuşurduk tabiki. Çünkü bu memleket bizim memleketimiz. Sadece benim memleketim değil 84 milyon bu ülkede yaşıyoruz.

Siyasetçiyseniz gerçekleri topluma anlatmak zorundasınız ve toplum size hak verir. Yapay tartışmalardan özenle kaçınmak lazım. Vatandaş zaten gırtlağına kadar sorunların içinde ve bu sorunları aşması lazım. Bu sorunların nasıl aşılacağı yönünde siyaset kurumunun kendi görüşlerini aktarması lazım. "

Türkiye'nin kısır gündemlerden kurtulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu'na Toktaş, 'Nedir bu kısır tartışmalar?' sorusunu yöneltti.

Bu vergiler nereye harcanıyor?

Kılıçdaroğlu bu soruya "İnsanlar geçinemiyor. 84 milyonun ortak sorunları var. Bunları konuşmamız gerekir. Bir kar yağdı tek gündem İstanbul oldu. Tüm Türkiye'nin sorunları var. Devlete verdiğimiz vergiler var. Bu vergiler nereye harcanıyor. İhaleler veriliyor bunlar kimlere veriliyor? Çünkü o paraları vatandaş veriyor. Ekmek alırken vatandaş vergi veriyor. Vergi veriyorsa 'bu vergileri nereye harcıyorsun anlat' demesi lazım."

Devlet bana 13 bin euro tazminat ödedi

Kılıçdaroğlu'nun Twitter'dan açıkladığı 6 milyar liralık 'ihale yolsuzluğu' iddiasını ardından Erdoğan'ın 250 bin TL'lik tazminat davasını açtığını hatırlatan Toktaş'a CHP Lideri "Neden dava açıyor. Kaçan insan dava açar. Devletin bütün imkanları elinde. Gelirsin buraya. 'Ey Kılıçdaroğlu işte belgeler burada dersin.' Der mi? Demesi lazım değil m? Ama neden dava açıyor. Hakimleri seçiyor ya da daha sonra değiştiriyor. Oradan bana tazminat cezası çıkıyor. İlk davadan sonra çıkıp 'Bakın ban kazandım' diyor. Sonra ben üst mahkemelere gidiyorum. Davayı kazanıyorum. Devlet bana 13 bin euro tazminat ödedi."

İBB Başkanı'nı devlete rakip görüyorlar

Kılıçdaroğlu, İstanbul'da yaşanan kar esaretini 'bu da az bir sorun değil' diyerek dile getiren Suat Toktaş'a şunları söyledi,

"Her yerde sorun olabilir. Bunlar beraber çözülmesi gereken sorunlar. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elinden geleni yaptığını biliyorum. Evet bir sorun var doğru. İnsanlar mahsur kaldı doğru. Ama metro 02:00'ye kadar çalıştı. İBB'ye bağlı olan metrobüsler çalıştı. İstanbul'u tartıştık değil mi. Yeni yaptıkları İstanbul Havalimanı'nın kargo terminalinin çatısı çöktü. Tartışan oldu mu? Orada binlerce insan, binlerce turist slogan attı. Tartışıldı mı? Hayır.

Nerde bu devleti yöneten insanlar. Sizin Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni rezil etmeye hakkınız var mı? Oradaki turistleri alıp otele bile götüremediniz. O insanlara karton dağıttınız. Tartışılması gereken asıl mesele bu değil mi?

Bir de şu var. İktidarsınız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı devlete rakip olarak görüyorsunuz. Akıl tutulmasıdır bu. Siz bir kişiyi hedef alıp, kendi kusurlarını örtmeye çalışırsanız yanılırsınız.

İstanbul'u kaybetti. Beyefendi bunu içine sindiremiyor. Sindireceksiniz efendim. "

Demokrasinin 'D'si bile bunlarda yok

İmamoğlu'nun bir balıkçıda yemek yemesinin görüntülerinin servis edilmesi meselesine de değinen Kılıçdaroğlu "Daha önce ne demiştim. Bizim telefonlarımız dinleniyor. Benim, ailemin, çocuklarımın, çevremin, vekillerin. Şimdi bir gerçek daha ortaya çıktı. Sadece dinlemiyorlar. Bir de izliyorlar. İnsan biraz utanır ya. Demokrasinin 'D'si bile bunlarda yok. İzlemezseniz, dinlemezseniz namertsiniz. Bizim verilmeyecek hesabımız mı var!" dedi.

Anayasa askıda

İmamoğlu'nun yayınlanan görüntülerle ilgili yasal işlem başlattığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Özel görüntüleri yayınlayamazsınız. Bu anayasal suçtur. Ama Anayasa askıda. Kurumlar işlemez durumda. Kime dava açacaksınız. Kadı hırsız olursa, kadıyı kime şikayet edeceksiniz? Geldiğimiz nokta budur yani?"

Yağmur gibi dosya yağıyor

Erdoğan'ın çevresindeki duyarlı, devleti bilen kadroları birer birer tasfiye ettiğini, liyakat sahibi bürokratları devre dışı bırakıp yerine kendi bürokratlarını atadığını hatırlatan vurgulayan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü,

"Direnen bürokratlar var. Yolsuzluk dosyalarını raporlayanlar var. Yağmur gibi yağıyor dosyalar.

Erdoğan'ın imzası olanlar hakkında üç grup başkanvekili basın toplantısı ile duyuracaklar ve Meclis'e getirecekler. Erdoğan’ın imzası bulunan belgeyle ilgili 3 grup başkanvekilimiz önümüzdeki hafta basın toplantısı yapacaklar. Bu belgeler Meclis Genel Kurulu’nda da indirilecek çünkü AK Parti milletvekillerinin de bunu bilme hakkı var. Onların dünyadan haberi yok.

Memur Teoman'dan bahsettim. Rüşvet teklif ediyorlar, almıyor. Memur Teoman'ı sürüyorlar. Buradan bütün onurlu bürokratlara sesleniyorum: Siz devletin gerçek sahibisiniz. Sizi hakkınız hukukunuzu sonuna kadar benim boynumun borcu olacaktır. Sakın ola tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatan bir belgenin altına imza atmayın

Erdoğan'a daha çok sürprizlerim var!

Kılıçdaroğlu, Twitter yayınında gösterdiği belgede Erdeoğan'ın imzasının olmadığı iddialarına, "Ben o yayında Erdoğan’ın imzası olduğu iki belge gösterdim. Erdoğan’a daha çok sürprizim var. Öyle tazminat davası açtım Kılıçdaroğlu susacak, yemezler. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağım. Onların parayla işi var benim çok şükür karnım doyuyor, parayla işim yok. Ben onlar gibi değilim, hesabını sorarım. 6 milyar liralık yolsuzluk dosyasını savcılığı da verdik. Suç duyurunda da bulunduk. Beşli çete, dünya literatürüne girdi. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan beş çete. Tam bir sömürge ülkesi haline getirmişler Türkiye'yi. " diyerek karşılık verdi.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü;

"İhale niye yapılır? Devlet işini daha ucuza yapsın diye. Bunlar ne yapıyor. Önce gidiyorlar müteahhitle birlikte temel atıyorlar sonra ihale yapıp o müteahhite veriyorlar. Böyle bir garabet olur mu?

'Erdoğan böyle şeylerin altına imza atmaz' diyen sevgili bakanım: İstanbul'daki kuponlu arazileri ilk bana soracaksınız diyen kimdi? Milyarlık ihaleleri onun haberi olmadan yaparsan seni o koltukta bir saniye tutmaz. Bizi enayi mi sanıyorlar? Bunların rakamlarını da bilmiyorlar.

Görüşmek istediler kabul etmedim

Suat Toktaş'ın 'Bu beşli çeteden sizinle görüşmek isteyen oldu mu? Ankara'da konuşuyluyor.' sorusuna Kılıçdaroğlu şöyle yanıt verdi,

"Beş müteahhitin görüşme talebi net bir şekilde bana iletilmedi, dolaylı olarak iletildi. Görüşmedim. Niye görüşeyim? Belki onlar da haksızlığa uğradıklarını ifade edecekler. Ellerinde belki de dosya vardır. 'Efendim bizden bu kadar rüşvet istediler' diyecekler. Onlarda gelecek. Kime ne kadar rüşvet ödedikleri. Bugün değil ama gelecek.

Siz 100 liralık geçiş ücretini 130 liraya çıkarıyorsunuz. Bunlar bedava mı oluyor? Zindaşti'yi hapishaneden çıkarıyorsunuz. Bunlar bedava mı oluyor?"

Toktaş'ın 'İktidara geldiğinizde nasıl bir mekanizma kuracaksınız?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Ben kinle öfkeyle hesap sormaktan yana değilim. Devlet adaletle yönetilir. Yolsuzluk yapılmışsa hak arayacaksınız, hukukla arayacaksınız. Bu memleketin namuslu savcıları var. Oturup araştırırlar. Özel bir bakanlık kurmak gibi bir derdimiz yok." dedi.

Millet İttifaki liderleri ile yapılan sık görüşmeleri hatırlatan Suat Toktaş 'Davutoğlu ve Babacan ile birlikte 6'lı ittifak olacak mı?' diye sordu.

Kılıçdaroğlu Toktaş'ın sorusuna, "6 lider kendi aramızda görüşüyoruz. Hepimizin ortak bir hedefi var. Bu ülkeye demokrasi getirmek. Çalışmayı yapan genel başkan yardımcıları, güçlendirilmiş parlamenter sistemi açıklayacaklar. 6 parti lideri bir araya gelecekler. Ayrıntılar konusunda genel başkan yardımcıları bir tarih belirleyecekler, biz bu metne sahip çıkacağız. Ortak metni medya önünde hep beraber sahipleneceğiz. Diyoruz ki; güçlendirilmiş parlamenter sistem. Eskiye mi döneceksiniz? Yok kardeşim. Eskiye niye geçelim. Biz yeni bir şey yapmak istiyoruz.

Şubat ayı için bunun altına imza atacağız. Benim şahsi kanaatim: Partiler alfabetik sıraya göre otururlar masaya. ''

Millet İttifakı genişleyecek mi?

Kılıçdaroğlu, ittifakın genişlemesi konunda, "Bu konuda benim görüş beyan etmem doğru olmaz. Ben demokrasiyi savunan medya özgürlüğünü savunan vatandaşlardan savunan vergilerin hesabının verilmesini isteyen herkesin yan yana gelmesini isterim.

İttifakı oluşturan partiler yan yana gelip karar verecektir." dedi.

Davutoğlu-Akşener ile görüşmesinde neler konuşuldu?

Kılıçdaroğlu Akşener ve Davutoğlu görüşmesi hakkında şunları söyledi;
"Türkiye'nin sorunları var. Liderler yan yana gelince bunları konuşurlar. Biz yan yana gelip çay kahve içmiyoruz. Biz millete öyle bir söz veriyoruz ki: Güçlendirilmiş Parlamenter sistem kurmak istiyoruz.

Merkez Bankası'nın başına kim gelecek: Benim adamım gelecek, senin adamın mı gelecek? Böyle bir tartışma olmayacak aramızda. Merkez Bankası'nın başına en yetkin kişiler getirilmeli.

Her bir lider, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu çok iyi biliyor. Tarihin bizim omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluktur bu. Biz çocuklarımızın güzel bir ülkede yaşamasını isteriz." dedi.

Kılıçdaroğlu, seçim döneminde sandık güvenliği ve ittifaktaki partilerle bölge paylaşımı olup olmadığı ile ilgili şöyle konuştu; "Biz seçim güvenliğine çok hazırlıklıyız. Diğer partililer ortaklaştığımız konular var. Bizim partimizde 1998 seçimlerinden beri kimin nerede oy kullandığına ilişkin tüm veriler elimizde. Bütün mesele sandığın başındaki insanın oradan ayrılmaması.

Bir taraftan siyasal çalışmalarımızı yapıyoruz bir yandan sandık güvenliği hakkında konuşuyor.

Doğu ve Güneydoğu'da AKP'den ayrılan yurttaşlarımızdan çok sayıda kişi CHP'ye üye oluyor. Oralara fabrikalar yapacağız, işsizliği ortadan kaldıracağız.

Şanlıurfa'da dedim ki, belediyeyi verin elektriği bedava vereceğiz dedim. Olmaz dedi Erdoğan. Yapacağız."

Demokrasinin kalbi Diyarbakır'dan geçer sözleri

Diyarbakır'da çekilen zulümleri bilmiyor muyuz? Boşuna mı helalleşme dedim. Bu kardeşiniz ateşten gömleği giydi. Bu helalleşmeyi gerçekleştireceğim. Bu ülkeyi cennete çevireceğiz.

Erdoğan'ın Demirtaş Ve Öcalan açıklamaları

Hani görüşmüyorlardı? Demekki görüşüyorlar. Selahattin Demirtaş niye tutuluyor içeride? Haksız yere tutuluyor. Osman Kavala, haksız yere tutuluyor. Birisini mi öldürdüler? Bir insan siyasi görüşü dolayısıyla hapse atılır mı? Sayın Demirtaş, cumhurbaşkanı adayıydı. Hakimler seçime girebilir dedi. Kendisinin belirlediği hakimler.

Trump telefon edince papazı bırakıyorsun, bu içeride siyasi rehine olarak tutuacaklar.

Öcalan ile ne görüştüler bilmiyoruz. Demirtaş'ın içeride tutulmasının nedeni 'Seni başkan yaptırmayacağız' demesidir. Görüşlerimiz farklıdır ama haksızlık varsa söyleyeceğiz. Sayın Demirtaş çıktığında gelip CHP'ye mi oy verecek, hayır. Ama siz hakkı ve hukuku savunmak zorundasınız. Siz bunu alıyorsunuz bir tarafa atıyorsunuz.

Yerel seçimlerde hatırlıyorsunuz: Bir mektup okuttular. Bahçeli de bunu destekledi. Bir akıl tutulması yok mu burada? İktidarda insan şerefi onuruyla durur kardeşim.

Sedef Kabaş ve Sezen Aksu yanıtı

Toplumu daha da gerecektir. Devleti yönetenlerin sakin olması lazım. Devlet, kinle intikam duygusuyla devlet yönetilemez. Ya siyaseti giymeyeceksin ya da eleştiriyi kabul edeceksin. Hakaret edilmemesi gerekir, bu da yanlış. Devlet adamı kalkacak sanatçıyı hedef gösterecek üstelik bunu Allah'ın evinde söyledi.

Toplum tepki gösterdiği için 'ona demedim' demek zorunda kaldı. ''