Cem Garipoğlu'nun kefensiz mezarında kemikler neden dağınıktı?

Cem Garipoğlu'nun kefensiz mezarında kemikler neden dağınıktı?
Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nun mezarı dün açıldı. Şimdi alınan DNA örneklerinin sonucu bekleniyor. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, sonuçların bir hafta içinde çıkabileceğini söyledi.

Münevver Karabulut cinayetinin faili Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasıyla ortaya çıkan bulgular, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Karabulut ailesinin avukatı tarafından yapılan açıklamada, mezardan kefen çıkmadığı ve kemiklerin dağınık olduğu belirtilmişti. Bu durum, Garipoğlu'nun gerçekten öldüğüne dair şüpheleri yeniden alevlendirmişti.

cem-garipoglu2.jpg

Adli Tıp uzmanları, yaşanan bu durumun oldukça normal olduğunu ve şüpheye yer vermeyecek bir süreç olduğunu belirtti. Prof. Dr. Sevil Atasoy ve Prof. Dr. Hakan Kar, yaptıkları açıklamalarda toprağın yapısı, zamanın etkisi ve doğal süreçlerin kemiklerde ve kefende meydana getirdiği değişimleri detaylı bir şekilde anlattılar.

garipoglu-mezar-kefen.jpg

Prof. Dr. Hakan Kar, "Kefen, 5 ila 10 yıl içinde toprağa karışır. Cesetteki yumuşak dokular, böcekler ve kurtlar tarafından tüketilir. 10 yıl sonra zaten kefen bulunmasını beklemeyiz. Pamuklu ya da sentetik kumaşla değişmekle beraber 5 ila 10 yıl içerisinde bütün kefenler çürüyerek toprağa karışır, iskeletleşme ise aylar sonra başlar. Hiçbir yumuşak doku kalmamasını bekliyorduk ki cesette de yoktu. Her cenaze gibi, burada da normal süreçler işledi" dedi.

Uzman, kemiklerin dağınık olması durumunun da yine doğal olduğunu ve yağmur, toprak hareketleri ve depremler gibi etkenlerle kemiklerin eklemlerinden ayrışabileceğini ifade etti. "Dolayısıyla hiçbir cenazeyi koyduğunuz gibi bulamazsınız. Yani şu anda şüphe çekecek hiçbir durum yok" diyen Prof. Kar, cesedin tamamının Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesinin gereksiz olduğunu ve sadece birkaç kemik örneğiyle de incelemenin yapılabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Kar, yeni DNA testlerinin yapılması gerektiğini vurgulayarak, bu sayede daha kesin sonuçlara ulaşabileceğimizi söyledi. "2010-2013'lü yıllarda Türkiye'nin hem yargısına sızan hem de Adli Tıp'a sızan bir organize yapı vardı. Dolayısıyla o dönemki işlemlere güvenmeyip yeni DNA'lar ile bu işlemlerin yeniden yapılmasını çok olumlu buluyorum" dedi.

Kaynak:Gazete Pencere