Burdur'un gözyaşları
Burdur Gölü'nün kuruyan alanlarında iki gözyaşı damlasını andıran görüntü, gökyüzünden fotoğraflandı. Son 50 yılda su varlığının 3'te 1'inden fazlasını kaybeden, vahşi tarımsal sulama ve küresel ısınmanın tehdidi altındaki göl, 3-4 yıl içinde yarısını, 10 yılda tamamına yakınını kaybetme riskiyle karşı karşıya.
Literatürde 'Burduricus' olarak adlandırılan balık türünün tek yaşam alanı olarak bilinen Burdur Gölü, bilinçsiz sulama ve buharlaşma nedeniyle hızla yok oluyor. Burdur Gölü ve bölgedeki diğer göller ile Burdur yaban hayatı üzerine önemli çalışmalarıyla tanınan Doğa Koruma ve Milli Parklar Burdur Şube Müdürü Tamer Yılmaz, son yıllarda hızla kuruyan ve tamamen yok olma tehlikesi altındaki Burdur Gölü'nün iki gözyaşı damlasını andıran görüntüsünü, drone ile fotoğrafladı. Etkileyici görüntü, son 50 yılda su kapasitesinin 3'te 1'ini kaybeden Burdur Gölü'nün hızla yok oluşunu da gözler önüne serdi.
Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca ve ekibi ise gölün kurtarılması amacıyla gölün kuzeyindeki Karakent köyünde 2010 yılında uygulamaya konulan 'Lisinia Doğa ve Anti Kanser Projesi' kapsamında, gül, lavanta ve çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki üretimi, büyükbaş hayvancılık yerine keçi yetiştiriciliği gibi projelerle 10 yılı aşkın süredir farkındalık oluşturmaya çalışıyor.
Yaklaşık 5 yıl önceye kadar 4,3 milyar ton su varlığı olan ve son dönemde yılda 330 milyon tonunu kaybeden göl için tehlike çanlarının çalmaya devam ettiğini belirten Öztürk Sarıca, "Burdur Gölü'nün 50 yıl önceki su kapasitesi 7,5 milyar tonken, şu an bu miktar 3,5 milyar tona düşmüş durumda. Göl artık yalnızca yağmur sularıyla besleniyor. Bugün tarımsal sulama için kullanılan suyun miktarı 190 milyon ton. Bölgedeki tarlaların büyük kısmı vahşi sulama yöntemiyle sulandığı için muazzam su kaybı yaşanıyor. Ayrıca ekimi tercih edilen tarım ürünlerinin büyük kısmı bölgeye uygun ürünler değil. Yörede 1 büyükbaş hayvan başına yıllık tüketim bin ton suyu buluyor" dedi.
TARIMSAL SULAMADA DAMLAMA SİSTEMİ
Bölgede tarımsal sulamada damlama ve yağmurlama sistemlerine geçilebilirse yıllık su tasarrufunun 75 milyon tonu bulacağına işaret eden Sarıca, “Bu miktar, gölün yıllık su açığı olan 70 milyon tonu karşıladığı gibi, hızla tüketilen dip suyunun da yeniden yükselmesini sağlayacak. Vahşi sulamaya göre yüzde 75 daha tasarruflu olduğu belirlenen damla sulama yönteminde toprak kalitesine zarar verilmediği gibi, ürün miktarının artmasına da katkı sağlanıyor. Damla sulama yöntemiyle su, toprağın 80 santimetre altına sızabiliyor. Bu hızla devam ederse göl 3-4 yıl içinde yarısını kaybetme, 10 yıl içinde de tamamına yakını kuruma tehlikesi yaşıyor. 10 yıl sonra küçücük bir alanda kalabilir" diye konuştu.
Kaynak: DHA