Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi: Türkiye'de hasta oranı, testin az kişiye uygulanması nedeniyle düşük
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, koronavirüsle ilgili merak edilen soruları yanıtladı. BirGün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; Türkiye’nin koronavirüse karşın alarm düzeyinin en üst düzeye çıkartması gerektiğini söyleyen Azap, “Test sayısı artırılmalı” dedi.
Dünyada birçok ülke “Korona ile mücadele” kapsamında seyahat kısıtlamasından, eğitime ara verilmesine kadar bir dizi tedbir aldı. Devletin acil olarak yapması gerekenler neler?
Virüsün Türkiye’de tespit edilmesi ile birlikte alarm düzeyinin en üste çıkartılması lazım. Hasta kişilerin olabilecek en erken sürede tanı alabilmesi için test sayısı artırılmalı. Pozitif bulunan kişiler izolasyona alınıp temaslıları belirlenmeli. Bu temaslılar takibe alınarak toplumdan izole edilmeli. Hastalığın hızla yayıldığı kalabalık ortamların oluşmasına izin verilmemeli. Toplu etkinlikler (kongre, sempozyum fuar, büyük sergiler vb.) iptal edilmeli. Vatandaşlara olabildiğince çok, düzenli bilgi verilmeli. Halkta güven duygusunun temini ve bunun sarsılmadan devam ettirilmesi salgınla mücadelenin başarıyla yönetilebilmesi için çok kritik önemde. Sağlık otoritelerine olan bu güveni bozacak açıklamalardan dikkatle kaçınılmalıdır.
Türkiye’de korona testi neden tek bir merkezde yapılıyor?
Türkiye üç ilde test yapılıyor. Bu testte kullanılan kit haftalık 2000 test çalışmaya yetecek kadar var aslında. Ancak asıl sorun hastadan alınacak örneğin testin yapılacağı laboratuvara ulaştırılmasında kullanılacak ortamın yeterince bulunmuyor olması. Tüm dünyada örnek taşıma ortamı miktarında sıkıntı var. Ancak bütün olanaklar zorlanarak test sayısı artırılmalı.
Türkiye’de vaka sayısının artacağını öngörüyor musunuz?
Elbette Türkiye’de de vaka sayısı artacak. Şimdiye kadar girdiği bütün ülkelerde hızlı artışlarla karşılaştık. Bu artışı bizim yaşamamamız, binlerle ifade edilen rakamlara ulaşmamamız için alınacak önlemler çok önemli. Devletin veya yerel yönetimlerin alacağı önlemler tek başına asla yeterli olmayacaktır. Bu noktada vatandaşların, bu ülkede yaşayan tüm bireylerin doğru davranışları geliştirmesi ve içselleştirmesi gerekli. Bu doğru davranışlar üç başlıkta toplanabilir. Bir, yanlış, eksik ve hatalı bilgilerden kendimizi korumalıyız. Sosyal medyada yer alan asılsız bilgilere itibar etmemeliyiz. Doğru kaynakları seçerek buradaki bilgileri okumalı ve herkesle paylaşmalıyız. Doğru kaynak için en güvenilir adresler bilimsel kurum ve kuruluşlardır. Ülkemizde Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin sitesi, Türk Tabipleri Birliği’nin sitesi takip edilebilir. İki, el hijyeni önlemlerine dikkatle uyulmalı, eller sık sık temizlenmeli (su ve sabun yeterlidir, buna ulaşılamayacağı durumlarda alkollü el antiseptikleri kullanılabilir) kirli eller asla yüze göze götürülmemelidir. Üç, solunum hijyeni önlemlerine uyulmalıdır. Öksürürken veya hapşırırken ağız ve burun kağıt mendil veya peçete ile kapatılmalı. Daha sonra bu mendil hemen çöpe atılıp eller temizlenmeli. Kağıt mendil, peçete bulunamıyorsa dirseğin iç kısmı kullanılmalı.
Sağlık Bakanlığı’nın ‘yerli’ olduğunu açıkladığı testin güvenilir olmadığı yönündeki düşüncelerle ilgili ne söylemek istersiniz?
Bulgaristan’da bu tanı kiti kullanılıyor, ve pozitif sonuçlar çıktı. Burada testin güvenilirliğinden çok yeterince çok kişide çalışılmamasından dolayı pozitif çıkan hasta oranının düşük olması söz konusu. O yüzden uygulanan test sayısını artırmak ve hastaları erken yakalamak çok çok önemli.