Bekir Çoşkun'un uzun süredir neden yazmadığı bugünkü yazısıyla ortaya çıktı

Bekir Çoşkun'un uzun süredir neden yazmadığı bugünkü yazısıyla ortaya çıktı
Gazetecilik camiasında ağabeyleri vardır. Farklı görüşlerde de olsa herkes onlara saygı duyar, tüm okurları gibi. Ne yazacakları, nasıl yorumlayacakları merak edilir. Bir süredir bizim de bir "sol yanımız" eksikti.

Gazetecilik camiasının ağabeyleri vardır. Farklı görüşlerde de olsa herkes onlara saygı duyar, tüm okurları gibi. Ne yazacakları, nasıl yorumlayacakları merak edilir. Bir süredir bizim de bir "sol yanımız" eksikti. 28 Mayıs'taki son yazısından bu yana köşesinde yoktu. Acaba ayrılmış mıydı, yoksa başka bir sorunu mu vardı?.. Cevabı bugün Sözcü'deki köşesinde yazısını görünce aldık. Hastaymış Bekir ağabey! "Sol yanımda ağrılarım var, Ne çektiysem zaten sol yanımdan çektim" diye yazmıştı. Tek isteğinin, dostlarının ve okurlarının "sıcaklığı" olduğunu söylüyordu... Sen bize gereksin Ağabey, yüreğimiz de, dualarımız da seninledir. Okurların da yolunu gözler. Sana yüce yaratandan acil şifalar diliyoruz.

İşte Bekir Çoşkun'un bugünkü yazısı:

Bu Geceler niye bu kadar uzun?

"MR makinesinin tüneline yavaş yavaş girerken, başımı kaldırıp baktım, Andree'yi içeri almamışlardı…

O beyaz borunun içinde inanılmaz uğultular başladığında kendimi çok yalnız hissettiğimde, zor anımda ilk kez onsuzdum…

Biraz sonra dışarda kalmış ayak bileğimde bir elin sıcaklığını hissettim…

Çıktığımda doktora “Andree buradaydı” dedim…

Gülümseyerek “Nasıl anladınız?” diye sordu…

Ben o sıcaklığı nerede olsa tanırım doktor…

*

Bir senedir sol yanımda ağrılar vardı…

Ne çektiysem şu sol yanımdan çekmiştim…

“Komünizm geliyor” dedikleri yıllardı, ilk işe girdiğimde karşısında put gibi

durduğum müdür sormuştu:

“Sol yanın var mı?..”

“Yok” demiştim…

Yüreklerimiz soldadır bizim…

*

Bir senedir bu kez sol yanımdaki ağrılar azdıkça, zaman zaman yazı yazamaz

hale geliyordum… Ama darbe, OHAL, arkasından referandum, peşinden

SÖZCÜ'nün başına örülmek istenen çorap…

Ağrılar içinde yazılarımı yazarken, uykusuz-sancılı gecelerde kendi kendime

soruyordum:

Bu geceler niçin bu kadar uzun?..

*

Sonunda yazılarıma ara vermek zorunda kaldım…

Sizleri üzmemek için saklamak istedim, saklayamadım…

Hastanelerde şifa dağıtan ellerle birlikte, bu zor günlerde sizlerin arasında

olmak isterken… Hele “Adalet” yürüyüşü yapılırken, ilaçlarım, iğnelerim,

haplarım, hap kutularım ile birlikte koşup aranıza katılmak istedim…

Yapamadım…

*

Biraz daha zaman bana, sol yanım feda olsun, uygarlığımızı kurtarmak isterken

aranızda olmak isterim sadece…

Tek istediğim o sıcak eliniz…

Nerede olsa tanırım…"