Ankara'da sır gibi saklanan ziyaret!
“ABD'nin himayesinde Suriye'nin kuzeyine yerleşen terör örgütü PKK/YPG'yi temizlemek için ‘Fırat Kılıcı’ operasyonu gerçekleşebilir mi?.. PKK/YPG'nin düzenli ordu sistemine geçtiği Afrin'e bir operasyon yapılabilir mi?..” şeklindeki sorularla yazısına başlayan Ahmet Takan şöyle devam etti:
“Bu hayati soruların cevabını bulabilmek için Türkiye'ye gerçekleştirilen 2 kritik ziyarete bakalım. Biri sır değildi. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri 1979'dan bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İran Genelkurmay Başkanı olma sıfatıyla 18 Ağustos tarihinde 3 günlük bir ziyaret gerçekleştirdi.”
İran Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretinden 2 gün sonra Ankara’da çok kritik bir ziyaret daha yapıldığı ve bunun kamuoyundan “sır gibi” saklandığını yazan Ahmet Takan şöyle devam etti:
“Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri Türkiye'den ayrıldıktan 2 gün sonra gizlice Ankara'ya geldi. Sabah geldi akşam tekrar Moskova'ya uçtu. Saray kaynaklarından ulaştığım bilgiye göre, Gerasimov günü karargahta geçirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile görüştü ve toplantılar yapıldı. Başbakan Binali Yıldırım ve AKP Genel Başkanı R. Erdoğan ile görüşmedi. Saray talimatı ile Rus Genelkurmay Başkanının bu kritik ziyareti medya ve kamuoyundan saklandı, duyurulmadı.
Haklı olarak peş peşe gerçekleşen ve biri sır kalan temasların içeriği hakkında ve yazının başında gündeme getirdiğim soruların cevabını isteyeceksiniz. Hem Başbakanlık hem de saray kaynaklarından tırtıklayabildiğim kadarıyla ve dilim dönebildiğince şöyle izah edebilirim:
R. Erdoğan'ın TSK'yı Afrin'e zorladığı operasyona Moskova ve Tahran kırmızı ışık yaktı. Bu 2 kritik ziyaret öncesinde hem MİT hem de Genelkurmay Başkanlığı "Afrin'e operasyonun bugünkü şartlarda uygun olmayacağına" dair raporlarını Cumhurbaşkanlığına sunmuştu. "Rusya sıkıntı yaratır" da denildi.. Genelkurmay Başkanlığının sunduğu raporda İdlib bölgesine bir operasyonun daha uygun olduğu görüşüne yer verildi. Şu hususların altı çizildi:
İdlip bölgesine düzenlenecek askeri operasyon büyük çaplı olmasın. El Kaide bağlantılı HTŞ'nin (Heyet Tahrir Şam) etkinliğini kıracak ve kritik bölgelerin ele geçirileceği şekilde küçük çapta olsun. Bu kritik bölgeler ele geçirildikten sonra bir koordinasyon merkezi kuralım, bölgeyi Rusya ve Suriye ile koordine edelim.
Saray kaynaklarına, Afrin operasyonuna alınan ret cevabının ardından R.Erdoğan'ın yeni hamlesinin ne olacağını sordum. Şöyle cevap verildi: "Suriye konusunda devam eden Astana görüşmelerinde İdlib'e operasyon için yeşil ışık aranacak."
Ancaak!.. Madalyonun bir de ikinci değil diğer yüzleri var... Bölgedeki askeri kaynaklarla her görüştüğümde El Bab'ta tutunmanın giderek zorlaştığı ve geri dönüşün an meselesi olduğunu anlatıyorlar. Bir de son zamanlarda Moskova'ya hiç toz kondurmayan AKP iktidarının yeni yalpalamalarına çok dikkat. Bugüne kadar itina ile (!) dile getirmedikleri,sanki yeni bir şeymiş gibi ifade etmeye başladıkları Rusya'nın terör örgütü PKK/YPG'ye yaptığı silah yardımları var!..
Tabloya genel hattı ile şöyle bakmanızı öneririm:
ABD'deki Reza Zarrab davası... Eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan ve eski Halk Bankası Genel Müdürü hakkında verilen tutuklanma kararı... Çapulcu başı Barzani'nin yapacağı referandum öncesi Türkiye'nin giderek köşeye sıkıştırılması... Rusya ve İran'ın vetoları...
Gerçekten, çok pis kokular geliyor!.. Sizce, gerçek sorumluları kimler?..”