Ankara Barosu'ndan kuruluş yıl dönümü vesilesiyle yayımlanan mesajda, "Çünkü savunma hürriyet, hürriyetse yaşamdır. Omuz omuza direnen, cismen yanımızda olmasa da varlığını her an hissetiğimiz her meslektaşa teşekkürlerle ve inadına "bir" olarak meslek örgütümüzün kuruluşunu dünyanın sonuna kadar tekrar kutlamak dileği ile. " ifadesi kullanıldı.

Baro'nun yayımladığı mesajın tamamı şu şekilde;

Kıymetli Meslektaşlarımız, Baromuz 96 sene önce bugün kurulduğundan beri geçen her 14 Temmuz'da bir kutlama mesajı yayımlandı. Ancak şimdiye kadar hiçbiri, mesleğimizden duyulan korkunun kanunlara döküldüğü ve susturmak için örgütlerimizin parçalandığı bir düzende yazılmadı. 

Şimdi, mesleğimizin tarihi boyunca gördüğü en karanlık noktayı hep beraber tecrübe ederken bir taraftan biliyoruz ki, gecenin en karanlık noktası güneşin doğmaya başladığı anın hemen öncesidir. Bu şartlar altında kutlama mesajımızın hüzne doygun olduğu düşünülmesin. Bilakis, mesleğimizin verdiği rahatsızlıktan doğan onuru ve gururu hiç bu kadar kılcal damarlarımızda, Ankara'nın girişindeki yağmurda, çamurda ve Meclis banklarında hissetmemiştik. Ancak kuruluş günümüzde söyleyeceklerimiz artık sadece çoktan söylenmiş ve dünyanın sonuna kadar her 14 Temmuz'da tekrar edilecek kutlama mesajlarıyla sınırlı değildir. 

Tarihe nakşetmek adına belirtmek isteriz ki; Savunma mesleğinin varlık sebebi ve o varlık sebebinin üzerinde yükseldiği felsefe, tarih boyunca her coğrafyada değişik sınavlar vermiştir. Anayasalar, rejimler, kanunlar, düzenler ve siyasal iktidarlar değişmiş; figürler tarih, yaşananlar ders konusu olmuş ancak evrensel hukuk ilkeleri ile savunmanın kutsallığı hiç değişmemiştir. Dünya durana kadar da değişmeyecektir. Bizler şimdi başka bir sınavın eşiğindeyiz. Bu öyle bir sınav ki; savunmaya tarihi zarar, bizzat bizlerin elleri kullanılarak verilmek istenilmektedir. Mesleğimizin yok oluşu, tarihe intihar süsü verilmiş bir cinayet olarak geçirilmek istenmektedir. Şimdi tarihi bir eşikteyiz. Artık söz konusu olan hayat görüşlerimiz, eylemlerimiz, söylemlerimiz değil tüm aynılıklarımızdan ve farklılıklarımızdan azade ve hatta hepsinin üzerinde olan meslek ilkelerimizi savunmaktır. Bu savununun tek bir yolu vardır; o da bir olmaktır. Bilinmelidir ki; meslek örgütümüzün bölünmesinde ve parçalanmasında ve haliyle susturulup bir de önüne düğme dikilmesinde özne olan herkes tarih önünde önce mesleğine sonra teker teker bu ülkenin bütün çocuklarına borçlu olacaktır. Çünkü savunma hürriyet, hürriyetse yaşamdır. Omuz omuza direnen, cismen yanımızda olmasa da varlığını her an hissetiğimiz her meslektaşa teşekkürlerle ve inadına "bir" olarak meslek örgütümüzün kuruluşunu dünyanın sonuna kadar tekrar kutlamak dileği ile.