Babacan'dan Kavala yorumu: İş dünyasına gözdağı veriliyor
HalkTv'de Liderler Özel Söyleşisi programına katılan DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan, "Osman Kavala dosyasında delile dayanın bir suç unsuru yok. Sayın Erdoğan istemediği için bırakılmıyor" dedi. Babacan Kavala üzerinde iş dünyasına gözdağı verildiğini iddia etti.
Bu akşamki programda Suat Toktaş'ın konuğu olan Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın George Soros ile geçmişte birden fazla görüştüğünü açıkladı. "‘Türkiye’ye yatırım yapın, Türkiye’de daha çok iş yapın’ türü görüşmelerdi bunlar" diyen Babacan, bir görüşmede kendisinin de olduğunu ifade etti.
DEVA Partisi'nin yayınladığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı videosu için Babacan, “Kucaklayıcı bir siyaset anlayışının çok önemli olduğunu vurgulamaya çalıştık. Birleştiren, buluşturan, farklılıkları zenginlik kabul edip, ülkenin meşru demokratik siyaset zemininde sorunlarına çözüm üretmesi ve yeni bir Türkiye'nin yarınlarının arayışı, böyle okumak mümkün” diye konuştu.
Babacan açıklamalarına şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı'nın katıldığı törenlerde ayrı bir rüzgar esiyor. Cumhurbaşkanlığı'nın güvenlik anlayışı saygısızca ve hoyratça. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı programlarda başka şeyler yaşanıyor. Diğer katılımcılar dikkate alınmıyor. Bu ister bir cenaze olsun, ister bir açılış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasal şiddet konusunda sağlam bir duruş göstermedi. Kılıçdaroğlu'nun saldırıya uğradığı videoyu yayınlaması siyasal şiddet içeriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasal şiddet konusunda sağlam bir duruş gösteremedi. Akşener'e yapılan saldırıda 'daha dur neler olacak' diyerek adeta şiddeti teşvik etti. Başka biri olsaydı hakkında yasal süreç başlatılırdı. Cumhurbaşkanının koruyan yasalar nedeniyle bu mümkün olmuyor. 1990'lardaki karanlık günlere dönüldüğünü görüyorum. Akşener'e yapılan saldırıda 'daha dur neler olacak' diyerek adeta şiddeti teşvik etti. Başka biri olsaydı. Yasal süreç başlatılırdı. 1990'lardaki karanlık günlere dönüldüğünü görüyorum.
Ülkenin sorunlarına çözüm üretemeyen Erdoğan sürekli düşman buluyor. İktidar şu an korku siyaseti izliyor.
Erdoğan Soros ile birden fazla görüştü
Erdoğan ile George Soros'un defalarca görüştüğünü ve Erdoğan'ın Türkiye'ye yatırım talebinde bulunduğunu belirten Babacan, o görüşmeleri şöyle anlattı:
Sayın Erdoğan'ın Soros ile en az 2-3 defa yüz yüze görüşmüşlüğü var. En az bir tanesinde ben vardım. Yüz yüze konuştu, Türkiye'ye yatırım için davet ettiği, Türkiye'ye daha çok finansman getirmesiyle ilgili. Tema buydu.
‘Türkiye'ye yatırım yapın, Türkiye'de daha çok iş yapın' türü görüşmeler bunlar. Bir yatırımcı ve iş insanı olarak, o dönemlerde pek çok uluslararası yatırımcıyla yapılan görüşme gibi Soros'la da görüşmeler oldu. En az bir tanesinde ben vardım.
O gün öyle, bugün böyle. İktidarın ve Sayın Erdoğan'ın tutumunda bir tutarlılık aramayın. O gün işine öyle geliyordu, bugün işine böyle geliyor. Hesap soran falan da yok.
Bu tutarsızlıkları hatırlatmadıktan sonra daha pervasız bir siyaset yapılabiliyor. Kitlelerin hafızası balık hafızasıdır. Bugün geçerli akçe hangisi, hangi söylem gider, bir hafta da olsa insanların dikkatini nereye çekebiliriz diye söyleyip geçiyor.
'Bu tip görüşmeler o zamanlarda çok yapılıyordu'
2002 yılında çekilen kendisinin de yer aldığı fotoğraf hakkında konuşan Babacan, “Hükümet kurulduktan sonra Kasım 2002'deki bir fotoğraf. Ben ekonomi bakanıydım. Rahmetli Kemal Unakıtan, Abdüllatif Şener ve Erdoğan vardı. O günlerde bu tür görüşmeleri çok yapıyorduk. Türkiye'nin yerli veya uluslararası sermaye ve yatırıma çok ihtiyacı vardı. Türkiye'ye sermaye getirecek kim var kim yoksa yoğun görüşmeler yapılıyordu. Bu görüşmeler Türkiye'de de yurt dışında da yapılıyordu” diye konuştu.
Fotoğraf çekilmeyen görüşmeler de yapıldı
Davos'taki görüşme içinse Babacan, “O görüşme trafiğinde böyle bir görüşme yapılmıştı. Benim olmadığım, fotoğraf karesi alınmayan görüşmeleri de oldu” dedi.
Kavala üzerinden iş dünyasına mesaj veriliyor
Osman Kavala'nın tutukluluğu hakkında konuşan Babacan, şunları söyledi:
Tek kişinin öne çıktığı bir süreç yaşanıyor. Osman Kavala dosyasında delile dayanın bir suç unsuru yok. Sayın Erdoğan istemediği için bırakılmıyor. Bu Türkiye'yi her alanda itibarsızlaştırıyor. Bunu kendi Anayasa Mahkememiz ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de tespit etti. Burada şahsi bir inatlaşma var. Sayın Erdoğan bir kişi üzerinden bütün iş dünyasına, düşünürlerimize bir mesaj veriyor. 'Bak kardeşim beni kızdırırsanız böyle olur' diyor. Bir korku salınıyor. Gözdağı veriyor. Ekonomiyi mahvettiler ama iş dünyasından ses çıkmıyor. Ses çıkartamıyorlar. İş dünyası bu ekonominin sorumlusu Erdoğan'dır diyebiliyor mu? Diyemiyor. İş dünyası aman Erdoğan'la ters düşmeyeyim aman hiç olmazsa eldekini koruyayım derdinde. Bu kavala meselesindeki inatlaşmanın böyle bir tarafı var.
Sabah ayrı akşam ayrı konuşuyor
Türkiye aklına geleni konuşan güvenilmez bir muhatap oldu. Sabah ayrı akşam ayrı konuşan bir muhataba güven duyulur mu? İtibarımız kalmadı. Doğu Akdeniz Türkiye'ye rağmen paylaşılmış durumda.
Putin görüşmesi tam bir ibretlik. Dışişleri bakanı yok. Kayıt altına alınılmıyor. Koskoca ülke böyle yönetilmez.
Biz herhangi bir ittifakta yokuz
Tezkere oylamasında neden çekimser kaldıkları konusundaki soruyu yanıtlayan Babacan, "Biz herhangi bir ittifakta yokuz. Tezkere ile ilgili blok hareket edemeyenlere sormak lazım. Tezkereler zor kararlardır. Her türlü vebali olur. İkilemler arasında karar verirsiniz. Tezkereye evet diyenlerin bir kısmının içinde fırtınalar kopuyor olabilir. Hayır deseydik diye. Biz tamamen analitik davrandık. Tezkere öncesi bir değerlendirme yaptık. Evet diyenler vardı, hayır diyenler vardı ve Çekimserler vardı. Çekimserler daha fazlaydı. biz evet diyecektik de çekimsere döndük değil. Bizim Genel Merkez Yönetim Kurulumuzda böyle bir eğilim çıktı. 'Evet'le ilgili çekinceler var 'Hayır'la ilgili çekinceler var. 'Çekimser'lik de demokrasi içinde bir seçenek" dedi.
'20 yıllık iktidarının en zayıf noktasında. Elindeki enstrümanları hepsini iktidarının devamı için çekinmeden kullanacaktır' diyen Ali Babacan, "Her siyasi partinin lideri doğal bir cumhurbaşkanı adayıdır. Parlemanter sisteme geçildiğinde her siyasi partinin lideri başbakan adayıdır. Öyle olmasa siyasi parti neden var. İşin tabiatı böyle. Ancak şu da var mevcut sistemde ittifaklar ortak bir aday çıkarmak durumda. Seçim kararıyla netleşecek bir durum. Seçim sayacı saymaya başladığında o günkü şartlara göre karar vereceğiz. Mevcut ittifaklar bir seçim ittifakı. Yeni durum biraz koalisyonlara benziyor. Bahçeli çekiliyorum dese ittifak falan kalmaz. Daha önce de yaptı. Cumhurbaşkanına hakarete varan açıklamalar yaptı. Sonra bizim adayımız Sayın Erdoğan'dır dedi. Cumhurbaşkanı Erken seçim için vatana ihanet diyordu. Erken seçim kararını kendisi aldı" dedi.
Erdoğan başka şeylerde deneyecek
Hem AK Parti'ye hem MHP'ye destek eridiğini ifade eden Babacan Cumhurbaşkanı'nın bir hayal dünyasında olduğunu iddia etti. Babacan, bu konuda şöyle konuştu:
"Hem AK Parti'ye hem MHP'ye destek eriyor. Bunu ne kadar daha seyredecekler göreceğiz. Ben sayın Cumhurbaşkanı'nın bazı şeyleri daha da deneyeceğini düşünüyorum. Ülkenin şartlarını biraz düzelteyim, öyle seçime gideyim diyecektir. Ama düzeltemeyecek. Merkez Bankası ile ilgili zamansız atılan adımlar . Ekonomi yönetiminde itibar kaybına neden oluyor. Cumhurbaşkanının mantığı yanlış bir mantık. Cumhurbaşkanı bir hayal dünyasında. Faiz sebep enflasyon sonuç diyor. Bu bir hayal. genel iktisat kuramlarının dışında 3 sene 4 aydır elini tutan yok. Merkez bankası engel oluyor diyordu öyleyse düzeltsin. madem alanı ekonomi buyursun yapsın"
Hukukun işlemedi bir ülkede ekonominin düzelmesi mümkün değil
Kavala suçsuz diyor Anayasa Mahkemesi, Erdoğan hayır bırakmayacağım diyor. Hukukun işlemedi bir ülkede ekonominin düzelmesi mümkün değil. Ekonomiyi düzeltmek istiyorsanız önce hukuk sisteminin düzelteceksiniz. Sayın Erdoğan'ın her gün hukuku ayaklar altına alan anlayışıyla bu mümkün değil. Bunca hukuksuzluk varken ekonomide doğruları yapmak mümkün olmaz.