AKP'li eski vekil: AK Parti'de stratejik kararları Pelikan çetesi alıyor
AKP’de yönetim kadrolarında görev yapan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu eski Başkanı ve 4 dönem Sakarya eski Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, “Partinin karar mekanizmaları dumura uğratılmış, istişare tamamen rafa kaldırılmış görünüyor. Paralel oluşumların en başında da Pelikan yapılanması geliyor. AK Parti'de stratejik kararları artık bu paralel Pelikan çetesi alıyor ve uygulatıyor” dedi.
Medyafaresi'nden Hülya Karabağlı'nın haberine göre; Pelikan yapılanmasının, ‘metastaz yapmış bir kanser hücresi’ gibi AKP'yi sardığına dikkat çeken Üstün, isimlerini, mekanlarını, faaliyetlerini herkesin bildiği bu illegal yapılanmaya karşı, “Vicdanlı bir savcıdan önce, AK Parti içerisinde hala varlığına inandığım dava ehli vatansever kardeşlerimizin bu yapıyı deşifre edip, tasfiye etmesi gerekir” çağrısında bulundu.
Pelikan yapılanmasının en büyük saldırı ve operasyonu yüzde 49.5 gibi rekor bir oyla seçilmiş eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na karşı gerçekleştirdiğine dikkat çeken Üstün, Türkiye Gündemi’nin, (İllegal yapılanmaya karşı mücadele eden olmadı mı sorusuna), “Olmadı, olamaz da. Çünkü parti içinde birileri bunları kendi şahsi çıkar ve hevesleri için kullanıyor. Kendilerine medya desteği de sağlayarak Pelikanı koruyor ve kolluyor” yanıtı verdi.
İstanbul seçimlerinden sonra AKP içinde varlığı uzun zamandır tartışma konusu olan paralel yapılanma da denilen ‘Pelikan yapılanmaya’ karşı çıkışlar dikkat çekiyor. Erdoğan'ın eski metin yazarı ve AKP Ankara eski Milletvekili Aydın Ünal da, kısa bir süre önce "AK Parti'nin önündeki en büyük sorun, Pelikan adı verilen paralel örgüttür" demişti.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz Nisan ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘tek adam’ konumunu, muhaliflerin tutuklanması, hukuk ihlalleri, YSK’nin KHK ile ihraç edilen seçim galiplerine mazbata vermemesini de içeren manifestosuna destek veren isimlerden AKP eski milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Pelikan yapılanması, nasıl ortaya çıktığı, nasıl ve nerede çalışma yaptıkları konusunda Türkiye Gündemi’nin sorularını yanıtladı ve çok özel açıklamalarda bulundu.
“Seçim muhasebesi ve Pelikan”
İstanbul seçimleri; seçim geldi ve geçti. Bundan sonra da periyodik şekilde yapılmaya devam edilecek. Seçim kaybedilir, kazanılır önemli olan bundan ders çıkarmak lazım hiçbir zaman ilkelerimizi, değerlerimizi, insanlığımızı kaybetmemiz gerekir.
İşte şimdi muhasebe yapma zamanı. Peki esaslı bir muhasebe yapılma ihtimali var mı diye sorarsanız; bu manada pek ümitli değilim. Usulüne uygun bir muhasebe yapmak için asgari üç unsurun olması gerekir. Birincisi muhasebeyi cesaretle, gönülden arzu eden, objektif değerlendirmeler yapacak aktörlerin olması gerekir. İkincisi herkesin özgürce fikrini beyan edebileceği bir zemin olması gerekir ancak böyle bir zeminin olmadığını görüyorum. Üçüncü unsur olarak, muhasebe yapacak aktörlerin uygun zeminde muhasebe süreçlerini başlatabilmesi gerekir. Böyle bir sürecin başlatılacağına da ihtimal vermiyorum. Bu itibarla kamuoyunun beklediği çerçevede esaslı bir muhasebenin yapılacağına yönelik beklentim çok düşük.
“AK Parti de stratejik kararları artık bu paralel Pelikan çetesi alıyor ve uygulatıyor”
AK Parti 17 yılda yapmadığı hataları maalesef 17 günde yaptı ve ağır bir sonuçla karşı karşıya kaldı. Seçim sürecinde tesadüfen dahi olsa doğru politikalar uygulanamadı. Yapılan hatalar günlerdir zikredildiğinden hataları tekrar buradan sıralamak istemiyorum.
Hataları saymamakla birlikte hataya sürükleyen en önemli sebeplerden birini zikretmekte fayda var. Bence en önemli sebep AK Parti’nin dışında, politikalar belirleyen paralel yapıların oluşması ve stratejik kararların burada alınıyor olmasıdır. Partinin karar mekanizmaları dumura uğratılmış, istişare tamamen rafa kaldırılmış görünüyor. Paralel oluşumların en başında da Pelikan yapılanması geliyor. AK Parti de stratejik kararları artık bu paralel Pelikan çetesi alıyor ve uygulatıyor. Bu yapılanma metastaz yapmış bir kanser hücresi gibi Ak Partiyi sarmış durumdadır.
“Sonradan AK partiye katılmış ve partide hızlıca yükselmek isteyen birine ulufe olarak devredildiler”
Önceleri AK Parti desteğiyle, sosyal medyada faaliyet gösterecek ve AK Partiye karşı yapılan saldırılara sosyal medyada karşılayabilecek bir yapı kurulmaya çalışıldı. Başlangıçta bu girişim iyiniyetli bir girişimdi. Fakat daha sonra bu yapılar kurucularının yönlendirmesi, talebi ve isteğiyle hareket etmeye başladılar. AK Partinin menfaatini gözetmektense kurucularının çıkarlarını gözetmeye başladılar.
Bunların bireysel olarak siyasi aktörlere fayda sağladığı görülünce, sonradan AK partiye katılmış ve partide hızlıca yükselmek isteyen birine ulufe olarak devredildiler. Bu devirden sonra artık bu yapının önemli bir bölümü AK Partinin tamamen dışına çıktı ve İstanbul’a yerleşti.
“Boğaz’da bir yalı tahsis edildi. Kamu kaynakları emirlerine verildi”
Yeni sahipleri tarafından bu yapıya olağanüstü imkanlar sunuldu. Bu yapıya içerik üretecek çok daha profesyonel ekip kuruldu, bu ekibe Boğaz’da bir yalı tahsis edildi. Kamu kaynakları emirlerine verildi. Artık bu sosyal medya ordusu (troller) bu yalıda kendilerini Pelikan diye adlandırdıkları beyin takımından içerik ve talimat almaya başladılar.
“Bu yapı dışa dönük değil AK Parti içine yönelik çalışmaya başladı”
Bu yapı dışa dönük değil AK Parti içine yönelik çalışmaya başladı. Özellikle AK Parti’de kendilerince duruşunu beğenmedikleri, partiden uzaklaştırmak istedikleri siyasi aktörlere saldırmaya başladılar.
Metastaz yapıp kanser hücresine dönüştükleri için öncelikle sağlıklı yapılara saldırmaya başladılar. Yine en büyük saldırı ve operasyonu da %49,5 gibi rekor bir oyla seçilmiş Başbakana karşı gerçekleştirdiler(Pelikan bildirisi vs.). Kendilerine göre başardılar ve zafer sarhoşluğuna bürünen bu yapı artık durdurulamaz oldu. AK Partide paralel bir örgüt gibi çalışmaya başladılar. Partiye, vatandaşa karşı bir sorumlulukları olmamasına rağmen partiyi yönlendiren bir duruma geldiler.
Zaman zaman genel başkan yardımcılarına, milletvekillerine, bakanlara, meclis başkanlarına vs. ayar vermeye kadar uzanan hamleler yaptılar. Bunlara aynı zamanda kamu kaynaklarını da kullandırıldı. İstanbul seçimlerini de kendileri için bir beka sorunu haline getirdiler. AK Parti 17 yılda yapamadığı hatayı 17 günde bu paralel oluşumlar ve Pelikan çetesi etkisinde kalarak yaptı. Peki bunlar şimdi nerede, sorumluluğu üzerlerine alacaklar mı? Bir muhasebe yapılacaksa önce buradan başlanmalı.
“Çünkü parti içinde birileri bunları kendi şahsi çıkar ve hevesleri için kullanıyor”.
(İllegal yapılanmaya karşı mücadele eden olmadı mı sorusuna) Olmadı, olamazda. Çünkü parti içinde birileri bunları kendi şahsi çıkar ve hevesleri için kullanıyor. Kendilerine medya desteği de sağlayarak Pelikanı koruyor ve kolluyor. O bakımdan AK Partide buraya bir neşter atılması şimdilik mümkün gözükmüyor. Bu yüzden Pelikan yapılanması tam manasıyla deşifre edilip yaptıkları ortaya konmadan ve bedeli ödetilmeden bu seçimin esaslı bir muhasebesi yapılamaz. Herkesin isimlerini, mekanlarını, faaliyetlerini bildiği illegal bir yapılanmadan bahsediyorum.
Vicdanlı bir savcıdan önce, Ak parti içerisinde hala varlığına inandığım dava ehli vatansever kardeşlerimizin bu yapıyı deşifre edip , tasfiye etmesi gerekir..