"Fatsalı AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş şu fotoğrafa bakıp ne düşünüyordur?"

"Fatsalı AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş şu fotoğrafa bakıp ne düşünüyordur?"
Ordu Fatsa'da bulunan altın madeninin çevreye verdiği zararı gözler önüne sermek için TEMA Vakfı sosyal medyada bir video yayınladı. Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, söz konusu talanla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, bugünkü "Ünye Fatsa bir oldu da sizinle baş edemedi!" başlıklı yazısında, "AK Partili siyasetçiler, özellikle de bütün bu olup bitenlere seyirci kalan Fatsalı AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş şu yukarıdaki fotoğrafa bakıp ne düşünüyordur?" diye sordu.

Zeyrek, Fatsa'daki altın madeninin çevre katliamını yazarak, "Fatsa'yı da Kazdağları'nı da Cerattepe'yi de tam kalbinden vuran o oktaki tüy de ne yazık ki bu topraklarda yaşayan, paragöz, rantçı yönetici, siyasetçi ve müteahhitlere ait." ifadelerini kullandı. 

Zeyrek'in yazısından o bölüm şöyle :

TEMA Vakfı, beş gün önce Ordu'nun Fatsa İlçesi'ndeki altın madeniyle ilgili bir video yayınladı. Korona salgını ile iç ve dış siyasetin gölgesinde kaldığından ben de köşeme taşımak, üzerine bir iki kelam etmek istedim.

Video, Fatsa'nın derelerinin, yemyeşil ovalarının dağlarının göründüğü hava çekimleriyle başlıyor. Kamera yükseldikçe tablo değişiyor. Ağaçlar, toprak yerini betonumsu bir görüntüye bırakıyor. Teraslar, prefabrik yapılar ve siyanür havuzlarıyla dımdızlak bir alan görünüyor:

O görüntünün üzerine “ne güzel özetlemiş” dedirten bir erkek sesi duyuluyor: “Cennetin ortasında bir cehennem yaratıldı.”

★★★

Videoda, altın madeninin Fatsa'da yarattığı tahribat net bir şekilde görülmeye başlandığında bir kadın duyduğu acıyı kelimelere döküyor:

“Bu kadar ormanlar gitti, bu kadar ağaçlar gitti. Ağaçlar yıkılırken ben ağladım.”

Peşi sıra başka sesler duyuluyor:

“Bu memlekette benim çocuklarım, benim torunlarım yarın yaşayamayacaksa yazık olsun bizlere diyorum. Ne diyebilirim ki?”

“Nerede bizim tavşanlarımız? Nerede bizim kuşlarımız, kurtlarımız? Çakallarımız vardı ötüyordu, nerede? Hiçbir şey yok!”

“Elma ağaçları vardı, erik ağaçları vardı, üzüm asmaları vardı, hepsini yok ettiler.”

“20 sene sonra artık kanser olup hastane kapılarına düştükten sonra bizi buradan kaldıracaksa artık kaldırmasına gerek yok. Siyanür havuzlarının üzerinden kuş bile uçmuyor diyorlar.”

Finalde TEMA Vakfı'nın yorumu beliriyor:

“Altın madeni sadece 5 yılda Fatsa'da tüm canlıların yaşamına geri dönülmez zararlar verdi”

★★★

Videoyu izlerken aklıma 2014 ve 2015 yılında insanların bu madene karşı yaptığı eylemler geldi. Ünye-Fatsa bir olmuş, AK Parti'nin ve devletimizin desteklediği İngiliz şirketle baş edememişti. “Biz yüzyıllardır burada yaşıyoruz, çocuklarımız da yaşasın istiyoruz” diyen yaşlı kadınlara, köylülere jandarma copu ve kalkanı reva görülmüştü.

6 Eylül 2014 günü maden alanında eylem yaparken “Çocuklarımıza talan edilmiş, zehirlenmiş bir toprak bırakmak istemiyoruz. Holdingler, kişiler, şirketler altın sahibi olup kasalarını dolduracaklar diye havamızın, suyumuzun, hayvanlarımızın, sebze ve meyvelerimizin zehirlenmesini istemiyoruz. Bir gramı bile bizlerin ve halkın yararına olmayacak altın için ormanlarımızın yok edilmesine karşıyız” diyen köylü Betül Karaman'ı kimse duymak istememişti.

TEMA Vakfı'nın videosunda havadan görünen manzara, Betül Hanım'ın altı yıl önce “başımıza gelecek” dediği manzarayla ne kadar “AYNI” değil mi?

Çok merak ediyorum, o gün İngiliz firmanın çıkarlarını savunmak için jandarmaya “köylüleri dağıtın” emrini veren mülki idare amirleri ve bakanlar ile “kesilen ağaçların yerine yenisini dikeriz” diye dalga geçen AK Partili siyasetçiler, özellikle de bütün bu olup bitenlere seyirci kalan Fatsalı AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş şu yukarıdaki fotoğrafa bakıp ne düşünüyordur?

Ünlü Kızılderili kabilesi Cherokeeler “Kartalı vuran oktaki tüy kartala aittir” dermiş.

Fatsa'yı da Kazdağları'nı da Cerattepe'yi de tam kalbinden vuran o oktaki tüy de ne yazık ki bu topraklarda yaşayan, paragöz, rantçı yönetici, siyasetçi ve müteahhitlere ait.

Deniz Zeyrek'in yazısının tamamı için tıklayın 

Etiketler :