Prof.Dr. Boratav: Yeni ekonomik program temennilerden oluşuyor
Rektör Yardımcısı ve Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Prof.Dr. Mehmet Tomanbay’ın yönettiği, Prof.Dr. Korkut Boratav, Prof.Dr. Erdinç Tokgöz ve Prof.Dr. Aziz Konukman’ın konuşmacı olduğu panele, Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Op.Dr. Orhan Girgin, Mütevelli Heyet Üyesi ve Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Güngör Özden, Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tevfik Tezcaner ve Rektör Yardımcıları ve Devlet Eski Bakanı Ayfer Yılmaz’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Prof.Dr. Korkut Boratav, dışa bağımlılığı Türk ekonomisinin patolojik hastalığı olarak tanımladı ve Yeni Ekonomik Programa ilişkin “Daha çok temennilerden oluştuğu için rakamlarını hedef telakki edemeyiz. Çünkü öngörü dahi değildir. Öngörü olsaydı, ciddi bir hesaplamaya dayanırdı” dedi.
Prof.Dr. Tomanbay: Kriz yönetimi gerçekçi değildi
Prof.Dr. Mehmet Tomanbay, özellikle 2007 yılında başlayan ve 2008’te yoğunlaşan Türkiye’deki kriz yönetiminin gerçekçi bir kriz yönetimi olamadığını ve sorunları çözmede başarı sağlanamadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Özellikle 2017 yılında, Kredi Garanti Fonu gibi araçlarla ekonomiye para pompalanmasının yanı sıra ÖTV, KDV gibi vergilerin geçici sürelerle muaf tutularak birtakım ürünlere talebin artırılma çabaları, kısa bir rahatlama sağladı. Ancak bugün gelinen noktada, uygulanan kriz yönetiminin, Türkiye’nin ekonomideki yapısal sorunlarını çözmekte yeterli olamadığını gösteriyor.”
Prof.Dr. Boratav: Türkiye, dış bağımlılığa tutsak edildi
Prof.Dr. Korkut Boratav, büyüme potansiyelinin olgun ekonomilerde düşebileceğine dikkati çekerek, Türkiye ekonomisinin olgun bir ekonomi olmadığına işaret etti. Türkiye’nin izlediği büyüme modellerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof.Dr. Boratav, 2003 - 2011 yılları arasında uygulanan ekonomi politikalarının Türkiye’yi dış bağımlılığa tutsak ettiğini kaydetti.
Prof.Dr. Boratav, geçmişte siyasi iktidarın bol sermaye girişinin rehavetine kendisini teslim ettiğini ancak sonraki yıllarda uluslararası sermaye hareketlerinin hafiflemesi ve daralmasıyla bugün ekonominin dış tıkanma kısıtı ile karşı karşıya olduğunu kaydetti.
Prof.Dr. Boratav, ekonomideki küçülmenin emekçi insanların kaderini sarstığını ve işsizlik rakamlarındaki artışın toplumsal bunalıma neden olduğunu belirtti. Dışa bağımlılığı, Türk ekonomisinin patolojik hastalığı olarak tanımlayan Prof.Dr. Boratav, döviz krizi nedeniyle Türk lirasının hızla değer kaybetmesinin ekonomiye iki yönden dinamizm ivmesi verebileceğini belirterek, bunları; ithal edilen mallar yerine ulusal üretim yapılması ve ihracat pompalanması şeklinde anlattı.
Açıklanan Yeni ekonomik Programı değerlendiren Prof.Dr. Boratav, geçmişte hiçbir zaman yüzde 5’lik büyümenin sıfır cari açık yarattığının görülmediğinin altını çizdi ve ekledi: “Yeni Ekonomik Program daha çok temennilerden oluştuğu için rakamlarını hedef telakki edemeyiz. Çünkü öngörü dahi değildir. Öngörü olsaydı, ciddi bir hesaplamaya dayanırdı.”
Prof.Dr. Konukman: İç ve dış borçlanmanın önü açılıyor
Türkiye’de geçmişten bu yana ödenek üstü harcama geleneği olduğuna dikkati çeken Prof.Dr. Aziz Konukman, borçlanma kanunda Maliye Bakanlığı tarafından iki defa bütçenin yüzde 5’i kadar daha borçlanma yetkisi alındığını kaydetti ve şöyle devam etti:
“2019 yılı için öngörülen genel bütçe açığımız 81.7 milyar. Borçlanma limitimiz bu kadar. İlk borçlanmada 85.8 milyar oldu, ikincide 90.1. Fakat bunların karara bağlı olması lazım. Maliye Bakanı onayını bulamadım. CİMER’e şikâyet ettim. Kasım ayına geldiğimizde ise 126 milyar borçlanmışlar.. Torba yasaya ekledikleri bir geçici maddeyle 70 milyar lira daha borçlanma yetkisi getirdiler. Gerekçe, 2020-2022 dengelerini sağlamak için. Peki bu yetki ne zaman verildi 2019’da. Ne zamandan geçerli Ocak’tan itibaren… Bunun anlamı, iç ve dış borçlanmanın önünü açmaktır.”
Prof.Dr. Tokgöz: Çağdaş demokrasiler çöküyor
“40 yıldır çok uluslu şirketlerin akıl hocalığını yapan iktisatçılar, bir tüccar gibi iflas etmiştir. Bugün kitapları adeta kâğıt sanayine gidecek durumdadır” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Prof.Dr. Tokgöz, corona virüse atıfta bulunarak, “İnsan vücuduna giren virüs gibi kapitalist ülkelerin demokratik düzenine bir virüs girdi. Bu virüs, çağdaş demokrasileri işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk sorunları ile içten içe çökertiyor. Bugün faşizm güçleniyor, hükümetlere ortak oluyor. Dünya çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya.” dedi.
Üretime dayalı kalkınma modelinin önemine işaret eden Prof.Dr. Tokgöz, “Devlet otoyollar, köprüler, tüneller ile yeni bir sınıf yarattı. İnşaat sektörü ile Türkiye’yi betonlaştıran çevreye, doğaya, insana, geleceğe saygısız zengin müteahhit sınıfı yaratıldı” diye konuştu.