Özlem Gürses sordu, Daron Acemoğlu yanıtladı: Şimdi insani altyapıya olan yatırım çok önemli

TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısında iki yıldır hazırlanan 'Geleceği İnşa' raporu açıklandı. Konseyde Halk TV Programcısı Özlem Gürses'in sorusunu yanıtlayan Daron Acemoğlu, "Şimdi insani altyapıya olan yatırım çok önemli" dedi.

Sözlerine "Uzun zamandır depresyonda olan bir gazeteci" olduğunu ifade ederek başlayan Özlem Gürses, "Yarın itibariyle bütçe konuşmaları başlayacak. Perşembe günü Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu var. Meclisin iki gündemi; yeni seçim yasası, sosyal medyaya yeni düzenlemeler.. Dolayısıyla alarm niteliğinde mesajlar var. Burada hem sayın başkanın hem istişare konseyin hem de raporun verdiği mesajlar, kafasını hiçbir görüşe kiraya vermemiş olan her özgür zihnin aslında okuyabileceği, dünyanın gittiği yöne dair mesajlar. Uzunca bir zamandır bunları konuşuyoruz" dedi.

'Oğlumun sizin anlattığınız bir hikayede büyümesini ve yaşamasını isterim'

İki sorusu olduğunu belirten Özlem Gürses, "Birincisi, Daron Hoca'nın 'vahşi büyüme' olarak tariflediği büyümeye ilişkin. Doğru, Türkiye bunu yaşadı, verimsizlik meselesi bizi bugünlere getirdi. Ama öte yandan, suni de olsa yoksulluğun subvanse edilmesiyle ilgili bir servis sektörü, tuhaf bir yapı yarattı malumunuz. Ve bugün, kent yoksulluğu iyice derinleşmiş vaziyette. Çok dramatik kareler görüyoruz. Sözünü ettiğiniz her şey, Türkiye'nin ihtiyacı olan tüm kavramlar. Ben oğlumun sizin anlattığınız bir hikayede büyümesini ve yaşamasını isterim. Ama emek sınıfının da bu derinleşen yoksulluğuyla ilişkin nasıl bir acil önlem alınabilir, gene demokrasinin içinde kalınarak? Birinci sorum bu, bu başarılabilir mi yani? Bu uzun bir süreç mi gerektiriyor?"

Bu raporun muhattabı kim?

"Raporun muhatabı kim?" diye soran Gürses, "İkinci sorum da, sayın başkana ve TÜSİAD'a aslında. Bu raporun muhattabı kim, kime yazdınız bu raporu? Yani, kim anlasın istiyorsunuz, kim duysun istiyorsunuz? Dün örneğin, TÜSİAD heyeti İYİ Parti heyetiyle bir araya geldi, insanlar buradan bir okuma yaptılar. Bu okumadan mı devam etmeliyiz yoksa, sizin okumanız ve beklentiniz başka mı? Bu raporun muhattabı kim?"

Gürses'e yoksulluk problemini dile getirdiği için teşekkür eden Daron Acemoğlu, "Türkiye'deki büyüme, eşitsizliği artıran bir hale geldiği için zaten problemlerin bir bölümü artıyor. Yoksulluğu ortadan kaldırmak da ne yazık ki bir süreç" dedi.

Acemoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Amerika'da, Avrupa'da, başka yerlerde bazı insanlar transferlerin arttırılması... 'Refah Devleti'nin önemini vurguladım ama sonuçta hiçbir ülkede, herkesin bundan faydalandığı bir büyüme sistemini, bir tek transferlerle yapamazsınız. İnsanların ekonominin içine üretken bir şekilde katılmaları lazım. Bu da ne yazık ki zor bir süreç.

Ama aynı zamanda görüyoruz ki, -hem bunu Amerika'da gördük, hem Avrupa'da gördük, hem Türkiye'de kısa zamanlarda gördük- eğer verimlilik artarsa bunun işçi haklarına ve işçi gelirlerine hızlı bir etkisi olabiliyor. Özellikle bu verimlilik artışı, İnsan hakları, işçi hakları, demokratik sistemler içinde olduğu zaman talebi arttırdığı için hızlı bir şekilde pozitif bir etkiye yol açabiliyor. Yani, bunun için, bence refah devletini kuvvetlendirmeye artı olarak eğer verimliliği arttıran bir büyüme sürecine girebilirsek yoksulluğu, özellikle kentlerdeki yoksulluğu en hızlı düşürmenin yolu bu. Ama aynı zamanda bunun altyapısal nedenleri var. Bu, TÜSİAD raporunda vurguladığı üzerine, insan kaynaklarıyla da alakalı aynı zamanda fiziksel altyapıyla da alakalı.

Son zamanlarda, örneğin, fiziksel altyapıya çok büyük yatırımlarda bulunuldu. Bu aslında, bir nedenle, rant ekonomisinin bir parçasıydı. Ama ne kadar rant ekonomisinin bir parçası olsa ve yolsuzluğu arttıran bir süreç olsa da, aslında, Türkiye'nin fiziksel altyapıya da bir gereksinimi de vardı. Ve bu gereksinimi kapattık biraz, biraz yamuk da olsa.

Şimdi insani altyapıya olan yatırım çok önemli. Ve bunun için de eğitime ve bilime olan yatırımlar ve refah devletinin özellikle tabanı koruyan unsurlar arttırarak ilerlemek aslında şu an için ideal bir şey. Yapılabilir bir şey. Yine siyasi süreci zorlayan bir şey olacak, ama yapılabilen bir şey olduğuna inanıyorum"

Daron Acemoğlu: Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar

Acemoğlu, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında yaptığı konuşmada da demokrasilerin ülkelerin ekonomik anlamda büyümesine çok pozitif bir etkide bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

"Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar. Ekonomik krizler içinde… Ekonomik krizler çoğu zaman demokrasiye yol açıyorlar. Ve buna rağmen, bu zorluklara rağmen demokrasiler bu katkılarda bulunuyorlar."

Kaslowski: Siyasi parti değiliz

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski de Gürses'in ikinci sorusunu yanıtladı. Kaslowski, konuşmasına atıfta bulunarak, "'Bu çalışmayı ülkemizin geleceği için fikir üreten, yani diğer sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları, çalışan tüm politika yapıcıların, kanaat önderlerinin, akademinin, farklı toplum kesimlerini temsil eden sivil toplum örgütlerinin, basının ve vatandaşlarımızın tartışmasına ve eleştirmesine açıyoruz' dedik" ifadelerini kullandı.

Kaslowski sözlerine şöyle devam etti:

"Biz bir siyasi parti değiliz. Biz bir düşünce kuruluşuyuz. Tüm partilerle eşit mesafedeyiz. Herkesle, bütün yapmış olduğumuz çalışmalarımızı paylaşıyoruz. Özellikle, belli bir toplumun bir kesimine verilen bir mesaj olarak algılanmaması lazım, çünkü buradaki çözüm, hep beraber ortaya koyabileceğimiz bir çözümdür. O açıdan herkesindir"