İspanya'da sol koalisyon hükümeti ilk turda güvenoyu alamadı
Seçim üstüne seçime giden ancak siyasi belirsizliği bir türlü aşamayan İspanya'da yaklaşık 50 yıl sonra gerçekleşen Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve Unidas Podemos ittifakı arasındaki sol koalisyon hükümetinin güven oylamasında, PSOE Lideri Pedro Sanchez hükümeti kurmak için gereken desteği bulamadı.
18 milletvekilinin katılmadığı ilk tur oylamada Sanchez 166 'evet' oyuna karşılık 165 'hayır' aldı ve başbakan olarak atanması için gerekli olan 176'yı yakalayamadı.
İkinci tur 7 Ocak'ta
İspanya tarihinde ilk defa hafta sonu başlatılan meclisteki güvenoyu oturumunun 7 Ocak'ta devam etmesi öngörülüyor. 6 Ocak resmi tatil olduğu için oturum olmayacak.
Sol koalisyon hükümetinin ikinci turda basit çoğunlukla kurulması bekleniyor. İspanyol meclisinde 350 sandalyenin 120'si PSOE, 35'i de Unidas Podemos ittifakında bulunuyor.
PSOE-Unidas Podemos sol koalisyonuna dışarıdan altı küçük parti destek verirken, bu partilerin toplam milletvekili sayısı 12 olduğundan, kurulacak hükümete 'evet' diyenlerin sayısının 167'de kalacağı tahmin ediliyor.
İspanya'da bir ilk: Beş ayda yapamadıklarını 48 saatte yapmışlardı
İspanya'da geçen yıl 28 Nisan ve 10 Kasım'da yapılan iki erken genel seçimden PSOE birinci çıkmış, ancak hükümeti kuracak çoğunluğu elde edememişti. Beş aylık müzakere süresinde hükümet kurmak konusunda anlaşamayan Sanchez ve Unidas Podemos ittifakı Lideri Pablo Iglesias, 10 Kasım'daki seçimlerden 48 saat sonra koalisyon hükümeti üzerinde anlaşma sağlamıştı.
Bu durum, İspanya'da yaklaşık 50 sonra bir İlk olarak kabul edilmişti.
Hükümet programında neler var?
Koalisyon hükümetinin Meclis'e sunulan programında programında, zenginlerden daha fazla vergi alınması, asgari ücrette artış, fahiş kira artışlarının düzenlenmesi, geçmiş sağ hükümet tarafından yapılan eğitim ve çalışma reformlarının büyük bölümünün iptal edilmesi, yolsuzluğa karşı ulusal plan çıkarılması, kadına yönelik şiddete karşı yeni önlemler, iklim değişikliğiyle mücadele ve ülkedeki şans oyunlarını kısıtlayıcı vaatler öne çıkıyordu.
Ayrıca, bağımsızlık referandumunda ısrar eden Katalonya için çözümün 'siyasi yoldan diyalog, müzakere ve anlaşmayla sağlanması' gerektiği savunuluyordu.
