CHP'li Salıcı: TÜİK'in yayınlamış olduğu işsizlik rakamlarına kimse inanmıyor

CHP'li Salıcı: TÜİK'in yayınlamış olduğu işsizlik rakamlarına kimse inanmıyor
Koronavirüs tedavisi gören Faik Öztrak yerine Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı CHP haftalık basın toplantısını gerçekleştirdi. Salıcı, sokaktaki rakamların TÜİK'in açıkladıklarından farklı olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin haftalık basın toplantısını koronavirüs tedavisi gören Faik Öztrak yerine Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı gerçekleştirdi.

Sözlerine 12 Eylül Darbesi'yle başlayan Salıcı, "12 Eylül 1980 kanlı darbesinin üzerinden tam 40 yıl geçti. Darbeler, demokrasi anlayışını hiçe sayan tek adam düzenleridir. Bizler kaynağı askeri ya da svil olan tüm darbelere karşıyız." dedi.

AKP iktidarında devlet kurumlarının itibarını yitirdiğini belirten Salıcı, "AKP 18 yıldır iktidarda. İktidarı boyunca devletin kurumlarını aşındıran, itibarlarını yok eden bir anlayış izledi. TÜİK'in yayınlamış olduğu işsizlik rakamlarına kimse inanmıyor. Sokakta başka rakamlar var. Sokakta işsizlikten, yoksulluktan kendini yakan yurttaşları görüyorsunuz. TÜİK'te ise damadın arkadaşı saraydan aldığı talimatlar doğrultusunda rakamları makyajlayarak açıklıyor. TÜİK enflasyon rakamları yayınlıyor, ona da kimse inanmıyor. Pazarda fiyat artışları almış başını gidiyor, TÜİK faiz yükselmesin diye ona göre enflasyon rakamları açıklıyor. Merkez Bankası döviz rezervlerini açıklıyor. Merkez Bankası'nın döviz rezervleriyle ilgili Saray'dan maaş almayan ekonomistler, açık hesaplama yöntemiyle rezervlerin eksiye gittiğini ispatlıyor. Merkez Bankası ise başka rakamlar açıklıyor. Sağlık Bakanlığı, günlük koronavirüs vaka sayıları açıklıyor. İktidarın kendi atadığı valiler, kendi illerinde açıkladıkları sayılarla aslında buna karşı çıkıyorlar. Tabipler Birliği de benzer sayıları söylüyor. Türkiye'de kimse yargının bağımsız olduğuna inanmıyor. Devletin kurumlarının açıkladığı rakamlar, inandırıcı bulunmuyor." diye konuştu. 

"Türkiye'nin yeri Afrika olmuş"

Sözlerine ekonomik verileri değerlendirerek devam eden Salıcı, "Ekonomide işler kötü gidiyor. İşler uzun zamandır kötü gidiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin artık buhrana dönüşmüş olan krizden çıkış önerileri kamuoyuyla paylaşılıyor. Ama Saray'ın kulağına nedense gitmiyor. Hatta Saray, kriz olmadığına inanıyor. Yaşadığımız buhranın en büyük kurbanı işini kaybeden yurttaşlarımız. Geçtiğimiz hafta işsizlik rakamları açıklandı. TÜİK rakamları işsizlik çanlarının çaldığını gösteriyor. TÜİK bile itiraf etmek zorunda kalıyor bazen. Ülkemizde iş gücü piyasasındaki sıkıntıların kaynağı salgın değil, bizzat AKP'dir. Vatandaşlarımızın yüzde 63'ü geçen seneye göre refah şartlarının daha da ağırlaştığını düşünüyor. Çalışma çağındaki nüfus 1 milyon 99 bin kişi artıyor. Buna karşın iş gücü 2 milyon 134 bin kişi, istihdam edilenlerin sayısı ise 1 milyon 981 bin kişi azalıyor. İstihdam oranı 4 puan düşüşle yüzde 44.4'e geriliyor. Resmi işsiz sayısı yüz elli iki bin artışla 4 milyon 101 bin kişi, resmi işsizlik oranı yüzde 13.4 oluyor. Çalışma çağındaki nüfus artmasına rağmen, vatandaşlarımız iş aramaktan vazgeçtiği için işsizlik olandan daha düşük açıklanıyor. 1 milyon 400 bin yurttaşımız artık iş bulmaktan ümidini kesti. Bu vatandaşlarımız TÜİK tarafından işsiz sayılmıyorlar. Aynı dönemde geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyon 732 bin kişiye çıkıyor. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 30.4'e çıkıyor. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilerle işsiz sayısı 4 milyon 330 bine ulaşıyor. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 14.3'e çıkarak, 2005 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkıyor. Genç işsizlik oranı yüzde 26.1'e çıkarken, 20-29 yaş arasında olup ne bir işte çalışan ne de eğitim alan gençlerin sayısı son bir yılda 613 bin artarak 4 milyon 646 bine ulaşıyor. Üniversite mezunu işsiz sayısı tekrar bir milyonun üstüne çıkıyor. Türkiye OECD'nin son raporuna göre okula ya da işe gitmeyen 15-29 yaş arası gençler sıralamasında birinci sırada. Gerçek işsizlik resmi işsizliğin çok çok üstünde. Ekonomimiz bu ucube rejime geçildiğinden bu yana iş imkanı yaratamıyor. Son 22 ayda 2 buçuk milyon kişi işini kaybetti. TÜİK, rakamları gizlemeye çalışsa da gizleyemediği rakamlardan ortaya çıkan gerçeği gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz hafta yine ödemeler dengesi açıklandı. Ödemeler dengesine göre yılın ilk yedi ayında 31.4 milyar dolar rezerv erittik. Böylesine bir kaybı daha önce hiç yaşamadık. Geçen hafta Moody's Türkiye'nin kredi notunu B1'den B2'ye düşürdü. Bu 2001 krizinden bile daha düşük bir not. B2 notunun olduğu başka bazılar ülkeler şunlar: Tunus, Mısır, Tanzanya, Etiyopya, Uganda, Kenya. Türkiye'nin yerinin Avrupa mı, yoksa Asya mı olduğu tartışılır. Görülüyor ki AKP sayesinde Türkiye'nin yeri Afrika olmuş.
Merkez Bankası net uluslararası rezervleri 4 Eylül itibariyle bir önceki haftaya göre 4.6 milyar dolar düşüşler, 18.6 milyar dolara geriledi. Uluslararası rezerv böylece iki haftada 9.6 milyar dolar gerilemiş oldu. Bu rakam son 16 yılın en düşüğü. Vatandaşımız borçlu. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi'nin verilerine göre Türkiye'de toplam 33 milyon 415 bin vatandaşın bankalara tüketici kredisi, kredi kartı ya da her ikisi birden borcu bulunuyor. Hatta bu yurttaşlarımızın çoğunun birden fazla bankaya borcu bulunuyor. Temmuz 2020 itibariyle 3 milyon 271 bin yurttaş borcunu ödeyemediği için icra takibine tabi tutuluyor. " ifadelerinde bulundu.

"Bir nesil resmen kayboluyor"

Eğitimde yaşanan belirsizliğe dikkat çeken Salıcı," Salgın etkilerinin devam ettiği ülkemizde, EBA uzaktan eğitim sisteminin 2020-2021 yılının büyük kısmında da uygulanması bekleniyor. Fakat ülkemizde ne teknolojik altyapı ne de ailelerin refah düzeye bu sisteme ayak uydurmaya uygun değil. Türkiye'de çocukların eğitim için bilgisayara erişim oranı yüzde 33, internete erişim oranı ise yüzde 50 olarak belirtiliyor. Örneğin, Mardin'e bağlı Mazıdağı ilçesinde EBA'yı aktif kullanan öğrencilerin oranı yüzde 15. Mardin ili genelinde ise yüzde 22. Ülke genelinde 110 ilçemizde EBA altyapısı yok. Uzaktan eğitim zaten var olan eğitim eşitsizliğini daha da derinleştiriyor. Bir nesil resmen kayboluyor. Eğitimde tam bir belirsizlik var." dedi.

Ordu'da ormanlık alana yeni madenler

Ordu'da 9 yeni maden arama iznine de değinen Salıcı şöyle konuştu:

"Giresun'da bir felaket yaşadık. İktidar bundan ders çıkarmamış olacak ki, Ordu'da 9 ormanlık alanda daha altın arama izni verileceği konuşuluyor. Bu izin verilirse Ordu'da ormanlık alanların üçte birinde maden arama faaliyeti gerçekleştirilecek. Sonra Türkiye, özellikle de Karadeniz Bölgesi ağır bedeller ödüyor."