Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyım rektör Melih Bulu sessizliğini bozdu

Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyım rektör Melih Bulu sessizliğini bozdu
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li Melih Bulu sessizliğini bozdu. Habertürk'te Veyis Ateş'in konuğu olan Bulu,"Üniversitenin kapısı kırık olduğu için kapıyı tutturmak için kelepçe takmışlar. Bu benim talimatım değil polis öyle bir çözüm bulmuş." dedi.

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li Melih Bulu sessizliğini bozdu. Habertürk TV'de Veyis Ateş'in konuğu olan kayyum rektör Bulu şu açıklamalarda bulundu.

"Rektör ataması için hiç kimse farkında değil ama rektör atama süreci var Türkiye’de. YÖK tarafından ilk önce çağrıya çıkarılıyor. YÖK'ün web sitesinde bu yayınlanıyor hangi üniversite için aday oluyorsanız o üniversitenin kriterlerine uyan herkes başvurabiliyorlar.

Seçilme süreci

Benim durumumda da bildiğim kadarıyla 9 tane aday başvurmuştu Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olmak için. Daha sonra mülakata davet ediliyor. Uygun bulunanlar, YÖK'teki bir komisyonda mülakata alınıyor. O komisyondaki mülakatta Boğaziçi Üniversitesi'nin özelliklerine uygun sorular soruluyor. Oradaki değerlendirmeyle bildiğim kadarıyla yürütme kurulunda yeniden değerlendiriliyor ve son son olarak da Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor.

"Ben bir Boğaziçiliyim"

Benden önce de Boğaziçi dışından bir rektör atandı İTÜ'den. Daha da önemlisi ben bir Boğaziçiliyim. Ben bu kültürün çok içinde olan birisiyim. Yüksek lisansımı ve doktora mı Boğaziçi'nde yaptım. Aynı zamanda ortak ders verdim hocalarımla beraber. Sürekli de üniversitenin içinde hocalarla birlikte beraber yemek yedik çay içtik.

Boğaziçi'nde ders verdiğim zamanlarda da öğrenciler benimle ilgili çok şey yazarlardı. Çünkü benim içim ne dışım birdir ve ben ne görürsem söylerim bunu. Boğaziçi öğrencileri çok zeki öğrenciler. Türkiye’de en üst puanla giren öğrenciler. Onlar da hocalarına denemeyi severler. O yüzden ben buna alışığım.

"Rektör olunca daha üst seviyede oluyor tepkiler"

Hoca olduğumuzda daha az altı seviyede oluyordu şimdi rektör olunca daha üst seviyede oluyor tepkiler. Böyle bir şey olacağını bekliyordum. Benim hoşuma gitmeyen şey şu oldu; Boğaziçi öğrencisinin tepkisi 17’de 2 tanesi sadece gözaltına alınanlardan. Boğaziçi öğrencisin içine girmesine Boğaziçi öğrencilere nasıl izin verdi, ben onu anlamış değilim. Üniversite ile alakası olmayan insanlar vardı. Anladığım kadarıyla bazı örgütlerin mensupları.

Anladığım kadarıyla burada bozucu üniversitesi kullanıldı. Boğaziçi öğrencisi her türlü protestoyu yapabilir istediği yerde yapabilir ama ama bozca Üniversitesi öğrencisi olmayanları asla kampüse almamak lazım. Çünkü Boğaziçi çok hassas bir üniversite.

Kapıya kelepçe takılması 

Üniversitenin kapısı kırık olduğu için  çok fazla şey olduğu için kapıyı tutturmak için kelepçe takmışlar. Bu benim talimatım değil polis öyle bir çözüm bulmuş.

Boğaziçili olmayan öğrencilerin bir güruh halinde Güney kampüse girmeleri üniversitenin, bu bir galeyana dönüşebilir, camlar indirilebilir, bunu kontrol edemeyiz, Boğaziçi öğrencileri bunu bildiği için bir sorun yok.

Kampüse polis davet edilmedi. Polis kampüsün önünde herhangi bir şekilde öğrenci olmayanların girişini durdurmak amacıyla yer aldı.

İstifa sorusu 

Yok canım neden istifa edeceğim zaten zaman içerisinde birbirimizi tanıdıkça aslında ne kadar güzel verimli çalışacağınızı göreceğiz zaten bir çok hocayla irtibat halindeyiz.

"Bir kurumu yönetecek kişinin seçimle gelmesi pek kullanılan bir yöntem değil"

Büyük üniversitelerde şöyle bir rektör seçimi yok. Hocalar oy verecek bir tane rektör seçilecek öyle bir şey yok. Rektörler her yerde atanıyor. İyi üniversitelerde hep atanıyor sadece atanma yöntemleri var. Kimin de bir arama komisyon kuruluyor bu arama konusunu çağrıya çıkıyor, adaylar başvuruyor sonra komisyon onu değerlendiriyor ve mütevelli heyetine sunuyor. Yani üniversitede parayı veren kimse ya da kaynağın sağlayan kimse oraya sunuluyor. 

"Birebir oy vererek rektör seçemezsiniz"

Biz devlet üniversitesi olduğunuz için dünyadaki gelişmiş üniversitelerle aynı yöntemle seçiyoruz rektörlerimizi. Burada belki bir yanlış anlama var belki detaylara inememek var. Doğal olarak bir kurumu yönetecek kişinin seçimle gelmesi zaten pek kullanılan bir yöntem değil verimli bir yöntem değil. Demokrasi tabii ki ülkelerin seçiminde iktidarların seçiminde çok doğru bir yöntem ama siz herkese birebir oy vererek rektörü ya da bir şirketin genel müdürünü seçemezsiniz. 

"Siyasete CHP'de başladım"

Söyleyeceklerim bir çok insanı şaşırtacak ama ben siyasete ODTÜ’de okurken CHP de başladım. Beni hep ak partili olarak yansıtıyorlar ama o zaman öğrenciydim ve eski SHPyi de o zaman belediye başkanı Ali Dinçer bizim ODTÜ endüstriden mezundu. O bir yardımcı istemişti kendine İle başladım. O milletvekiliydi ve ben ona araştırma yapıyordum.

"Ben siyasete akademisyen gözlükle bakan birisiyim"

Daha sonra liberal demokrat partiden bir teklif geldi bana. Ve onların gençlik teşkilatına ben yönettim iki sene liberal demokrat partinin gençlik teşkilatının başkanıydım. Ben siyasete hep bir akademisyen olarak o gözlükle bakan birisiyim. Benim merakım yönetim be organizasyon. 

Ben Boğaziçi'nde doktora yaparken AK Parti'nin kurulduğu haberi gelince Sarıyer'de AK Parti'ye bitti, onlar da sağ olsunlar beni kurucu yönetim kurulu üyesi yaptılar. Bu partilerin hepsi Türkiye'ye hizmet etmek isteyen... Ben şuna da çok karşıyım, bizim çok daha birleştirici olmamız lazım. Boğaziçi Üniversitesi'ne de bu mantıkla gitmemiz lazım, gideceğiz inşallah.

"2 üniversitede rektörlük yaptım"

Benim CV’me bakıldığında bundan önce 2 üniversite de rektörlük yaptım. İstinye, Haliç’te rektör şehir üniversitesinde dekandım. 2009’da aktif siyaseti bıraktım. Bu tarihten sonra bir ara aday adayı oldum ama çok önemli bir şey değildi.
Böyle bir provokasyonu öngörmedim.

"Beni tanımayan hocalar sırtını dönüyor"

Tutuklanan insanlardan da bu belli. Bu provokasyon olmasa biz standart Boğaziçi’nin kültürünü görecektik. Beni tanımayan hocalar sırtını dönüyor ama bin hocamız var. Hepsi tanımayabilir.

"İntihal meselesi iftira"

Tezleri kaldırdığım filan yok. İntihal meselesi de iftira. Bu teknik bir şeye giriyor ama benim doktora tezimdeki literatür kısmındaki her şey bir yerden alıntıdır. En sonda da kaynak yazıyor. Tüm dert bazı şeyleri tırnak içine almamış olmam. Kurallar değişir. İşin özü, kaynağı yazmak ki ben de yazmıştım.

"Boğaziçiliyim, 8 senem geçti"

İTÜ’lü rektör de atanmıştı. 80’den beri böyle bir atama olmadığı doğru değil. Çok az kişi tepkili bana diye düşünüyorum. İnsanlar beni tanıdıkça bu değişecek. Ben paydaşlarla iletişim kuran bir insanım. Boğaziçi kültürünün devam ettiği görüldükçe hocalarımız ve öğrencilerimiz açısından sorun kalmayacaktır. Oradaki birçok insandan daha Boğaziçiliyim. 8 senem geçti orada.

"Polis orada doğru olanı yaptı"

(İtiraz kime) En istemeyeceğimiz şey Boğaziçi'nin 150 yıllık tarihinin harabeye dönmesi. Polis orada doğru olanı yaptı. Çünkü Boğaziçi’nden olmayan oranın değerlerini bilmeyenlerin okula girmesi züccaciye dükkanına girmek gibi olacaktır. Boğaziçililer her zaman okula girebilir, olmayanlar ancak bir işi varsa okula girebilirler. Boğaziçi bizim gözbebeğimiz. Türkiye’nin en elit kurumlarından bir tanesi.

"Hocalarımız büyük resmi görmüyor, ben görüyorum"

Boğaziçi’ye gözbebeğimiz gibi bakmalıyız. Ben Boğaziçi’ne bu refleksle bakıyorum. Belki hocamlarımız, öğrencilerimiz büyük resmi görmüyor ama ben görüyorum. Boğaziçi’ne zarar verme refleksi var. Bunun görülmesi lazım. Meselelerimizi kendi içimizde çözmeliyiz.

"Çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum"

(Protestolar uzun sürerse, A planı B planı var mı?) Var, tabii. Hocalarımızla konuşmaya başladım. Bütün paydaşlarla öğrencilerle, kulüp başkanlarıyla konuşacağım. Konuştukça, ben çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum.

"Boğaziçi YÖK’e zaman ayırsa, orada çok Boğaziçili olur"

(Buna karar veren YÖK üyeleri arasında Boğaziçili yok denilmesi) Ben burada çuvaldızı kendimize batırmak istiyorum. Boğaziçi YÖK’e zaman ayırsa, orada çok Boğaziçili olur. Boğaziçi de kendisini biraz daha fildişi kuleye koymuş durumda. Hocalarla da çık açık konuşuyorum. Ankara’da daha fazla Boğaziçili olmalı. 

"Metallica dinleyen bir rektörüm"

(Hedefler) Boğaziçi kültürüne hiç bir şey yapmayacağım. Bütün hocalar bunu soruyor. Ben hard rock dinleyen, Metallica dinleyen bir rektörüm. 

Hayko Cepkin'den tepki

Melih Bulu’nun, “Ben hard rock dinleyen, Metallica dinleyen bir rektörüm” sözlerine rock müzisyeni Hayko Cepkin’den geldi. Cepkin, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Yine olan bizim müziğe oldu iyi mi….” dedi.

ekran-resmi-2021-01-05-20-06-30.png

Atilla Taş da tartışmaya dahil oldu

Şarkıcı Atilla Taş, sosyal medya hesabından "Rektör dediğin Atilla Taş dinler" ifadelerini kullandı.

ekran-resmi-2021-01-05-20-15-21.png