Kuzey ve Güney Yarımküre Arasındaki Sıcaklık Etkileşimi Buzul Çağının Sonunu Nasıl Getirdi?
Geç Dryas’ın, Güney Atlantik Okyanusu’nu ısıtan bir şekilde okyanus akımlarını etkilediği bazı kanıtlar vardır; bu süreçte okyanusu karıştırarak atmosfere depolanan karbondioksitin tonlarını salmış ve sonuç olarak Güney Yarımküre’deki buzulların bir sonraki 1.500 yıl içinde erimesine neden olmuş olabilir. Sonuç olarak, muhtemelen her iki yarımküreyi de ısıtan daha fazla karbondioksit açısından zengin bir atmosfer oluşmuş ve gezegeni buzul döneminden çıkarmıştır.
Güney Okyanusu ve Atlantik’teki Tuzlu Su Akışı
2021 yılında yayımlanan bir çalışmadaki başka bir hipotez, Güney Yarımküre’nin kışlarının uzunluğu ve yoğunluğunun buzul çağlarının ne zaman sona erdiğini belirleyebileceğini öne sürmektedir. Yüzeyde bu Milankoviç teorisinin tam zıttı gibi görünmektedir, çünkü Kuzey Yarımküre’nin yazları iklimsel değişimleri yönlendirir. Bununla birlikte Güney Yarımküre’deki uzun kışlar, tropiklerde yakın bölgelerde rüzgar desenlerini değiştirerek Pasifik Okyanusu’ndaki bir bölge olan Tropikal Sıcak Havuz üzerinde sık sık fırtınalar oluşturabilir. Değişen rüzgarlar, bu bölgede fırtınalar yaratır ve bunun sonucunda sera gazı olarak hareket edebilen büyük miktarda su buharı salınır.
Kıtalararası Rüzgâr ve Isı Etkileşimi: Son Buzul Çağının Açıklanamayan Yönleri
Başka bir fikir ise Hint Okyanusu’ndan Atlantik Okyanusu’na akan tuzlu suyun son buzul çağını sona erdirmeye yardımcı olduğudur. Hint Okyanusu, Pasifik’ten Hint’e akan kritik bir akıntının deniz seviyesindeki düşüş nedeniyle aşırı tuzlu hale gelmişti. Normalde bu akıntı, Hint’in tuzlu tropikal sularını seyreltir. Hint Okyanusu’ndaki rüzgar desenlerinin ve akıntıların değişmesi, Hint Okyanusu’nun yoğun, tuzlu suyunun tonlarca Atlantik Okyanusu’na boşalmasına neden olmuş ve hem Kuzey hem de Güney yarımkürenin akıntılarını ve sıcaklıklarını değiştirmiştir.
Bu hipotezlerden herhangi birinin son buzul çağının neden sona erdiğini gerçekten açıklayıp açıklayamayacağını kesin olarak bilmek için daha fazla kanıta ihtiyaç var. Buzulbilimciler bu vakayı araştırmaya devam ediyor.