Belçika PKK'yı terör örgütü olarak görmedi: Terör saldırılarını "Türkiye'nin iç anlaşmazlığı" saydı
Belçika skandal bir karara daha imza attı. Belçika Temyiz Mahkemesi, Birleşmiş Milletler'in ve Avrupa Birliği'nin terör örgütü olarak tanımladığı PKK'nın, silahlı faaliyetlerinin "terör" değil "Türkiye'nin iç anlaşmazlığı" olduğunu ve bu nedenle terör örgütü sayılamayacağı yönündeki alt mahkeme kararını onadı.
Mahkeme, aralarında PKK oluşumu Kongra - Gel yöneticileri Remzi Kartal ile Zübeyir Aydar'ın da bulunduğu 36 sanık hakkında da soruşturmaya gerek olmadığına hükmetti.
11 yıllık süreç nasıl işledi? Örgütü devlet olarak mı görüyorlar?
Bu kararla birlikte, Belçika Federal Savcılığınca PKK yöneticileri hakkında 2006 yılında başlatılan soruşturma da kapanmış oldu.
Savcılık iddianamesinde, PKK'nın Belçika ve diğer Batı Avrupa ülkelerinde küçük yaştaki çocukları ailelerinden kopararak silahlı eğitim kamplarına götürdüğü belirtilmiş ve terör örgütü yöneticilerini terör eylemlerinin yanı sıra, zorla haraç alma, tehdit, sahte belge düzenleme ve ticaretini yapmakla suçlamıştı.
Savcılığın soruşturması, 9 yıl gecikme ile Ekim 2015'de davaya dönüştü. Brüksel Mahkemesi'nde açılan dava Kasım 2016'da sonuçlandı.
Daha sonra mahkeme, PKK'nın Türkiye'de yürüttüğü faaliyetlerin, "silahlı mücadele kapsamında olduğu için terör suçu oluşturmayacağına" hükmederek aralarında örgütün Avrupa yöneticilerinden Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar'ın da bulunduğu 36 kişi hakkında takipsizlik kararı vermişti.
Federal savcı ise, mahkemenin bu kararına itiraz ederek, terör örgütü üyesi 36 kişiyi kapsayan dosyayı temyiz mahkemesi sayılan yargıçlar heyetine göndermişti.
Temyiz mahkemesi, ise "silahlı Türk - Kürt anlaşmazlığının Türkiye'nin iç meselesi" olduğu gerekçesiyle PKK'nın terör örgütü sayılamayacağı kararını verdi.
Belçika'nın BM ABD ve AB'nin terör örgütü olarak tanıdığı ve yüzlerce sivili öldüren silahlı bir grup olan PKK'yı terör örgütü olarak görmemesi ironik. Öte yandan, kararın gerekçesi ise bu örgütün yaptığı eylemleri dünya kamuoyu önünde meşrulaştırmanın ve örgütü devlet olarak görmenin bir sonucu. Çünkü uluslararası hukuki tanıma göre; sadece devletler meşru şekillerde silahlı güç bulundurup "silahlı mücadele''de bulunurlar.
