Akit yazarı Ali Karahasanoğlu'ndan IŞİD güzellemesi

Akit yazarı Ali Karahasanoğlu'ndan IŞİD güzellemesi
Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, "Kafa kesen DAEŞ mi, rehine öldüren PKK mı?" başlıklı yazısında “PKK’nın rehineleri öldürmesine rağmen, DAEŞ’in rehineyi öldürmemesi de dikkate alınması gereken bir farktır” dedi.

Karahasanoğlu, bugünkü köşe yazısında IŞİD’e yönelik operasyonlar ile Gara’ya yapılan operasyonu kıyasladı.

“Yazacaklarımı kimse çarpıtmaya kalkışmasın” ifadesiyle yazısına başlayan Akit yazarı, şu ifadeleri kullandı:

DAEŞ’e uzaktan yakından bir sempatim yok, olması da mümkün değil. DAEŞ, ABD’nin kurduğu bir kukla terör örgütü. Bu konuda bir tartışma açmaya bile gerek yok. Ama PKK da bir terör örgütü. Derseniz ki, hangisi daha tehlikeli, hangisi daha vahşi? Kanaat belirteceğimize, olgular üzerinden gidelim. Konuyu fazla bir zaman dilimine yaymadan, son iki hafta içinde yaşanılan olaylardan hareketle, bir sonuca ulaşalım. Sonuca ulaşırken de bir terör örgütünü, diğer terör örgütüne tercih ediyormuş gibi bir niyetim olmadığını, ikisinin de aynı merkezlerden beslenen hain örgütler olduğunu tekraren belirterek adımları atmaya başlayalım. PKK, Gara mağaralarında 13 insanı rehin olarak tutuyordu.. Baktı ki.. Operasyon düzenleniyor.. İlk iş olarak, 13 rehineyi öldürüyor.. Elleri bağlı, gözleri bağlı 13 kişi, kafalarına bir el kurşun sıkılarak öldürülüyor.. Bu olayda PKK’yı suçlayarak işe başlaması gerekenler, hemen kafayı çıkarıp, TSK’yı suçluyorlar. Cumhurbaşkanı’nı suçluyorlar. En hafif deyimi ile rehinelerin kurtarılamamasını, beceriksizlik olarak nitelendiriyorlar. Oysa suçlama yaptıkları ekip, aynı günlerde Nijerya’daki deniz korsanlarının elinden, açık şekilde ayrıntılarını bilmiyor olsak da.. 15 gemicimizi kurtarmıştı. Eğer beceriksizliği iş edinmiş bir siyasi iktidar söz konusu olsaydı, Nijerya açıklarında kaçırılan 15 gemicimizin kurtarılması da söz konusu olamazdı. PKK sempatizanı HDP’lilerin, CHP’lilerin, hatta İyi Partililerin, asli faili görmezden gelip, siyasi iktidarı suçlamalarındaki sahtekarlıklarını deşifre eden bir başka gelişme, dün Ankara’da yaşandı. MİT ve Ankara emniyeti ortaklaşa bir operasyon düzenlediler. Gara’da düzenlenen operasyonun bir benzeri, başkent Ankara’da düzenlendi. Gara’dakini de düzenleyen Türkiye Cumhuriyeti. Ankara’dakini de düzenleyen, Türkiye Cumhuriyeti. Birisi yurtdışında. Birisi yurtiçinde. Birisi PKK’lı teröristlere yönelik operasyon. Diğeri de DAEŞ’li teröristlere yönelik.. Operasyon düzenlenen PKK’lıların da elinde rehineler var. DAEŞ’li teröristlerin de elinde rehine var.. PKK’lıların elindeki rehineler yetişkin.. DAEŞ’in elindeki rehine 7 yaşında bir kız çocuğu.  Gara’daki operasyonda, PKK’lılar rehineleri alçakça katletmişler.. DAEŞ’e yönelik operasyonda ise, belki emniyet güçlerinin fırsat vermemesinden dolayı belki böyle bir niyeti olmadığı için, 7 yaşındaki kız çocuğu sağ olarak kurtarılmış. Tekrar belirtiyorum. PKK’nın 13 kişiyi kaçırması da suçtur. Onları öldürmesi de suçtur. Aynı şekilde. DAEŞ’in, 7 yaşındaki kız çocuğunu kaçırması suçtur..Ama olaylar zincirinin devamında, PKK’nın rehineleri öldürmesine rağmen, DAEŞ’in rehineyi öldürmemesi de dikkate alınması gereken bir farktır.

PKK’yı aklamaya çalışanların, “Türkiye Cumhuriyeti güvenlik birimleri olaylara siyasi emirle yaklaşıyor. Onun için de hatalar yapıyorlar. 13 rehine aslında sağ kurtarılabilinirdi” söylemlerini test açısından, DAEŞ elindeki kız çocuğu örneğinin büyük önemi var. Kusur devletin güvenlik görevlilerinde mi? Yoksa PKK’lılarda mı? DAEŞ’in elindekini güvenlik güçleri kurtarmış mı? Kurtarmış. Ama PKK’lıların elindeki rehineler kurtarılamamış. Demek ki güvenlik görevlilerinde sorun yok. Sorun, PKK’lıların acımasızlığında.

Ali Karahasanoğlu'nun güzellediği IŞİD, Türkiye'de de birçok kanlı saldırı gerçekleştirmiş sonucunda birçok insan hayatını kaybetmişti. O saldırılardan bazıları şu şekilde:

Türkiye'deki IŞİD saldırıları

Fethi Şahin ve Sefter Taş, isimli askerler IŞİD tarafından yakılarak öldürülmüş videoları ise 22 Aralık 2016 tarihinde dünyaya servis edilmişti. 

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Türkiye'de 2015 yılında Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde bombalı saldırıda bulunmuş 33 kişi hayatını kaybetmişti. Yine 2015 yılında Ankara Gar Katliamı gerçekleşmiş 109 kişi intihar saldırısı sonucu yaşamını yitirmişti. 

2016 Ocak ayında ise Sultanahmet meydanında IŞİD militanı 28 yaşındaki Nebil Fadli'nin üzerindeki bombayı turist kafilesinin arasına girerek patlatması sonucu 11 kişi, Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen saldırıda ise 45 kişi hayatını kaybetmişti. 

2017 yılında İstanbul Ortaköy'de bulunan Reina adlı gece kulübünde düzenlenen saldırı sonucu 39 kişi yaşamını yitirmişti.

 

Etiketler :