AB'nin 'yeşil paketi' Türkiye'yi vurabilir

AB'nin 'yeşil paketi' Türkiye'yi vurabilir
Uzmanlar AB’nin gıdadan enerji ve sulamaya kadar birçok başlıkta yeşil enerji standartları oluşturduğunu belirterek, Türkiye Avrupa'nın istediği şekilde tarımsal üretim yapmazsa, tarım ihracatının en büyük pazarını kaybedeceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle 100 milyon kişinin gıda krizi yaşıyor. AB’nin 1.8 trilyon euro bütçeli ‘yeşil paket’ oluşturduğunu belirten BM Tarım Örgütü Danışmanı Doç. Dr. Barış Karapınar, Türkiye’nin tarımsal dönüşüme ihtiyacı var. İklim kırılganlığımız yüksek. Gübrede, ilaçlamada düzenleme şart. Çiftçiyi ekolojik koşullara uygun ürüne yönlendirmeliyiz” dedi. 

Krizden çıkışın yolunu yeşile yatırım, sürdürülebilirliğe yatırım olarak ele alınıp, buna yönelik yatırım paketlerini açıklayan ülkeler olduğuna dikkat çeken Karapınar şöyle devam etti: 

"Krizin çözümünün yeşil paketlerde"

"Paris Anlaşmasını onaylamayan 6 ülkeden biriyiz. İklim değişikliği kırılganlıkları yüksek olan bir ülke olarak iklim değişikliğiyle mücadele etmeliyiz. 

Covid nedeniyle 100 milyondan fazla insanın gıda krizi yaşamaya başladı. Bunun nedeni, gıdanın olmaması değil, işsizlik, yoksulluk ve gıda fiyatlarının artmasından kaynaklı erişimdeki sıkıntı. Tarım sektörünün iklim değişikliği ve Covid sonrasında ciddi bir dönüşüme ihtiyacı oldu. Krizin çözümünün yeşil paketlerde. 

"Çiftçiyi eğitip, altyapısına destek olmalıyız"

Yenilenebilir enerjiden, sulamaya, ürün deseninden, dönemsel olarak üretilecek ürünlere, gübre stratejisinden ilaçlamaya kadar pek alanda önlem alınabilecek. Uyum sağlayan çiftçi, sağlamayanlara göre yüzde 20-25 verim artışı yaşayacak. Çiftçiyi eğitip, altyapısına destek olmalıyız. 

Ürünün üreticiden tüketiciye ulaştırıldığı zincirler oluşturulmalı

Çiftçiyi uzun vadede talebi artacak ürünlere yönlendirmeliyiz. Ekolojik koşullara en uygun ürünler için yatırıma yönlendirilmeliyiz. Krizden sonra yerelde üretim, yerelde tüketimin öneminin ortaya çıktı. Ürünün üreticiden tüketiciye ulaştırıldığı zincirler oluşturulmalı. Zincirlerin kısalması üretici ve tüketiciyi korur. Tüketim alışkanlıklarını da değiştirilmeliyiz. İnsanların büyük çoğunluğu ihtiyaçtan fazlasını tüketiyor” 

"Kriterlerini sağlamazsak AB bizden ürün almayacak"

Karar'ın haberine göre, Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz Avrupa’nın, iklimdeki değişikliği baz alarak ürünlere yeni standartlar getireceğini söyledi. 

"Gübrenin karbon salınımına kadar bakılacak"

Türkiye’nin üretiminin yüzde 50’sini AB’ye ihraç ettiğini hatırlatan Kurnaz “Kullandığımız ilaçtan, gübrenin karbon salınımına kadar her kritere bakılacak. Bu standartları sağlamazsak AB bizden ürün almayacak. Kritik bir noktadayız” ifadesini kullandı.

"Avrupa ‘Gıdayı istediğim gibi üretmezsen almam’ diyecek"

Avrupa Birliği’nin ürettiğimiz ürünleri kabul etmeyebileceği uyarısında bulunan Kurnaz şöyle devam etti:

"Dünya küresel ısınma gerçeğiyle karşı karşıya. Türkiye’yi de ciddi bir kuraklık bekliyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tarımsal ticareti de önemli ölçüde etkileyecek. Yakında Avrupa Birliği’nin ürettiğimiz ürünleri kabul etmeyebilir. Avrupa Birliği artık ‘ya benim dediğim gibi üretirsin ya da bu ürünü AB’ye sokamayız’ diyecek. Hem ürünümüze test yapacak, hem de ‘nasıl yetiştirdiğin önemli’ diyecek. Sadece son ürününüze değil, son ürünü üretirken kullandığınız bütün ilaçlara, gübrelere, ne kadar karbondioksit saldığına bakarak ürünü talep edecek. Bu sene olmazsa gelecek sene bunu uygulayacak. 

"Geç kalmadan önlem almak zorundayız, mecburuz”

Türkiye’nin ürünlerinin yüzde 50’sini AB ülkelerine ihraç ettiğini, bu rakamın Antalya’da daha yüksek olduğunu belirten Kurnaz, “AB bizden ürün almayacak ya da sattığımız zaman o derece büyük bir gümrük vergisi vermeye bırakılacağız ki bizim AB’ye yakın olmamız, işçilik gibi avantajlarımız sıfırlanacak. Kritik noktadayız. Uluslararası ticaretimizin devam etmesi için geç kalmadan önlem almak zorundayız. Mecburuz” diye konuştu.

"Ciddi adım atmazsak ürünlerimizi üretecek su bulamayacağız”

Sulama politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Kurnaz, “Kişi başına düşen su miktarı yılda 1360 metreküp. Bu rakam cumhuriyetin kurulduğunda 8 bin metreküptü. 20 sene içinde bin metreküpe düşecek. Bu su fakiri olmamız demek. Suyun yüzde 75’i tarımda kullanılıyor. Tarımsal sulamada ciddi adım atmazsak ürünlerimizi üretecek su bulamayacağız” dedi.

 

Etiketler :