Abdurrahman Dilipak'ın savunması ortaya çıktı: AK Parti değil AKP dedim

Abdurrahman Dilipak'ın savunması ortaya çıktı: AK Parti değil AKP dedim
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, yazısında İstanbul Sözleşmesi'ni savunan kadınlara "fahişe" demiş ve AKP'li çevreler tarafından da tepki toplamıştı. AKP'li kadınlar Dilipak hakkında suç duyurusunda bulunmuştu, savunması ortaya çıktı.

Yeni Akit yazarı  İstanbul Sözleşmesi'ne her yazısında karşı olduğunu çeşitli argümanlarla dile getiren Abdurrahman Dilipak, “AK Parti’nin papatyaları” yazısında sözleşmeyi savunanlara  “fahişe” demişti. AKP’li kadınlar 81 ilde Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Dilipak’ın bu yazısına sert ifadelerle yüklenmişti.

“AK Parti 19. Kuruluş Yıl Dönümü” programında konuşan Erdoğan, “AK Partinin kadınları için AKP'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla ağzıma almaktan edep ediyorum, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle bu tür yakıştırmaların içine giren köşe yazarlarını, tüm kadın kollarım ve kadınlar adına kınıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

104 sayfalık savunma yaptı 

AKP’nin Dilipak’tan “davacı” olmasının ardından Dilipak 104 sayfalık savunma hazırladı.

Dilipak’ın avukatları da bir davanın tarafının parti olamayacağını belirterek mahkeme talebinin reddedilmesini istedi. Avukatlar Dilipak’ın yazısında bilerek “Ak Parti” demediğini “AKP’nin papatyaları” diyerek AKP içerisindeki bir zihniyeti kastettiğini dile getirdi.

Yazısındaki “fahişe” ifadesini de açıklayan Dilipak, “Bir kişiye ya da gruba hakaret edilmesi, bu kişinin mensup olduğu gruba, topluluğa ya da kuruma da hakaret edildiği anlamına gelmez. Benim yazımda MATUFİYET açısından hedefte kim var? AK Parti mi? AK Partili kadınlar mı, erkekler de dahil mi? Erkeklere ‘Fahişe’ denmiş olabilir mi? ‘Fahişe ve türevleri’ derken maksat LGBT+’liler olamaz mı?” diye belirtti.

ODATV'de yer alan habere göre, Dilipak hazırladığı savunmada, “Davacılar benim yazımın hedefi değildir. Bir yanlış anlama, sözün maksadı dışında yorumlanmasından ibaret bir durum söz konusudur. Yazının muhatabı açık ve net olarak bellidir. Yazı bir bütün olarak ele alındığında, İstanbul sözleşmesi kapsamında, sözleşmenin içine gizlenen fuhşiyatı meşrulaştırma, hatta ‘pozitif ayırımcılık’ kapsamında ‘koruma altına alınması’nı savunan LGBT’nin toplumda aile ve gençlikte meydana getirdiği tahribat ele alınmaktadır” ifadelerini kullandı.


Savunmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıfta bulunan Dilipak’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yazdığı açık mektup da dosyada yer aldı. O mektupta Dilipak özetle, “Benim kastım belli. Başkaları bu ifadeleri zorlama bir yorumla amacından saptırarak, bu ifadeler üzerinden şahsıma iftira ettiler. Ve Media’daki bir takım isimler bu yanlış yorumu, benim açıklama ve ifadelerimi dikkate almaksızın hemen sahiplendiler. Topyekun bir karalama linç kampanyasına maruz kaldım” ifadelerine yer verdi.