Erdoğan Gezi'yi yine hedef gösterdi

Erdoğan Gezi'yi yine hedef gösterdi
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan, yine Gezi Direnişi'ni hedef gösteriyor.

Partisinin grup toplantısında konuşma yapan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, yine Gezi Direnişi'ni suçluyor. Hazırlanan bir videoyu izleten Tayyip Erdoğan, Gezi'yi dış bağlantılı olmakla ve PKK'nın desteklemesiyle suçladı. Ağacın bahane olduğunu öne süren Erdoğan, eylemlerin 'sivil kalkışma' olduğunu savundu.

Öte yandan Erdoğan, o dönemde şöyle konuşmuştu:

Dolmabahçe Camii Bezmialem Valide Sultan. Ayakkabılarla caminin içine gireceksiniz, orada içeceksiniz. ve bu ülkenin dini mabetlerine bu saygısızlığı yapacaksınız. Ne adına? Çevre adına. Caminin müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra farklı şekilde konuşturacaksınız ve böyle bir şey olmadı... Ne olmadı ya? Bütün görüntüler elimizde ve cuma günü arkadaşlarımıza zaten bunları görüntüyle vereceğiz.

Aradan geçen 7 yılın ardından Erdoğan o görüntüleri hiç yayımlamadı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Geçtiğimiz hafta birilerinin FETÖ'nün siyasi ayağı ve yeni darbe teşebbüsü tartışması gerisindeki sinsiliğe dikkat çekmiştim. Maalesef aynı tartışmanın sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz. FETÖ meselesinin çok uzun sosyal, siyasi, kültürel geçmişi olduğunu bilmeyen yoktur.

"FETÖ'ye savaş açan şahsımdır"

Yapı diğer pek çok STK gibi toplumun ve hukukun meşru kabul ettiği sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit ilan edilmiş değildir. Ne zaman bu yapının eğitim, hayır, dayanışma sınırlarını aşıp devleti ele geçirmeye çalıştığı örgüt olduğu netleşmiştir, o zaman karşısında bizi, devleti ve hukuku bulmuştur. Türkiye'de FETÖ'nün serpilmesinde herkesin payı olabilir. FETÖ'yü terör örgütü olarak ilan edip ve savaş açan şahsım ve AK Parti'dir. Bu süreçleri iyi bilen birisiyim. FETÖ'nün bu ülkede anlaşamadığı, görüşemediği tek lider vardır o da merhum Erbakan hocamızdır. Ondan nefret ederdi, hiçbir zaman da bir araya gelmemiştir.

Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. Bu ülkede vesayet güçleri FETÖ'uye en küçük şekilde dokunmamıştır. Allah diyen, kitap diyenlerin tasfiye yolunu aramıştır. İrtica ile mücadele kisvesi altında din düşmanlığı yapılmasına rıza gösteremezdik. Başbakanlığım boyunca YAŞ'larda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelenler hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi. Bunların bugün bizi suçlaması, kendi gafletlerini saklamasından başka bir şey değildir.

Bunlar FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra en büyük FETÖ savunucusu çıkarak ne kadar omurgasız olduklarını göstermişlerdir. Bu kesimlerin PKK için de ülkemize adeta savaş açmış her odak için de aynı tutumu göstermeleri yapısal olduğunun göstergesidir.

Tahmin edemediğimiz husus CHP'nin ve bu gibi yapılara karşı gibi gözükenlerin bir anda FETÖ yandaşı olarak çıkmalarıydı. Bunlara da hukuk sınırları içinde yaklaştık. Doğrusu ben de görüştüm. Liderler içerisinde ilişkisi olmayan sadece Erbakan hocaydı. Demirel'in, Ecevit'in, Erdal İnönü'nün görüşmüşlüğü vardır. İrtibatları ileri derecedir.

Bu yapının oluşturduğu tehdidi kendi çevremize bile anlatmakta zorlandığımızı kabul ediyorum. MİT Kumpası bunu anlatmaya başladı. FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımıza sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Biz göreve geldiğimizde ordunun, emniyetinin, yargının, akademinin kritik konumları zaten işgal edilmişti. MGK'da biz bu meselenin üzerine gidene kadar alınan kararların gerisindeki gizli niyetin, toplumsal reaksiyonu tetikleyerek FETÖ'yü koruma olduğunu görüyoruz. FETÖ'cü danışmanlar bay Kemal'in yanında. İP'in danışmanlarında yine onlar var. Tam bir istila hareketi.

Kasım Gülek'ten Ecevit'e kadar, 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerine kadar herkes FETÖ'ye figüranlık yapmıştır. Bunun son başrolü de Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmiştir. 15 Temmuz'da bir tek kişi FETÖ'nün özel ilgisine mazhar olmuştur o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Atatürk Havalimanı'nda FETÖ'cülerin tanklarıyla burun buruna gelen genel başkanın önünde tüm yollar açılmıştır.

Kılıçdaroğlu kontrollü darbe diyor... Evet, doğru. Kontrol sizdeydi ama başaramadınız.

Gezi Davası

Dün yaşanan gelişmeler bize Gezi olaylarını bir kez daha hatırlattı. Taksim'deki Gezi Parkı'nda güya ağaç ile başlayan olaylar, devlete ve millete karşı sivil kalkışma halini almıştır.

Gezi olayları aslında tıpkı askeri darbeler, muhtıralar, tıpkı terör örgütlerinin saldırıları gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır. Bay Kemal bunu ‘aydınlık gençler’ diye vasıflandırıyor. Bunlar aldatılmış gençler!

Bu aldatılmış gençlere orada çevreci sıfatı verilmek suretiyle bu ülkede milyonlarca ağaç diken iktidara ağaç sökme yaftası yapıştıranlara sadece lanet okurum.

Bu hadisenin en küçük bir masum tarafı bile yoktur.

Ciddi manada perde arkasında Soroz türü bazı ülkeleri ayaklandırmak sureti ile oraları karıştıran tipler vardır, onun da Türkiye ayağı içerideydi. Bir manevra ile dün onu (Osman Kaval) beraat ettirmeye kalktılar.

46 kamu binası ile 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılamaz hale getirilmiştir. Vatandaşlarımıza ait 201 araç yağmalanmıştır. 697 güvenlik polisimiz yaralanmıştır 1 polisimiz şehit olmuştur. Gezi olaylarının doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolar. İşsizliğin çift haneye çıkması da enflasyonun zıplaması da aynı dönemde gerçekleşmiştir.

"İdlib harekatı an meselesidir"

İdlib harekatı bir an meselesidir. Ülkemizin kararlılığını anlamayan rejime ve onu cesaretlendirenlere İdlib'i bırakmayacağız.

Etiketler :