İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşti'nin hasmı olarak bilinen 'hayalet' lakaplı Orhan Ünğan Sözcü yazarı İsmail Saymaz'a konuştu. Zindaşti'nin kızı ve yeğenini öldürmekle suçlanan Ünğan suçlamaları reddetti. Saymaz'ın sorularını yanıtlayan Ünğan, tahliye edildikten sonra İran'a kaçan Zindaşti'nin nerede olduğunu açıkladı. Ünğan, 'Zindaşti nerede?' sorusuna "İran'da. İdam cezasına rağmen İran istihbaratı tarafından korunuyor. Onun için İran'da rahat yaşıyor" yanıtı verdi.
Orhan Ünğan, Saymaz'ın sorularını yanıtladı:
1990'larda araç kaçakçılığı yaptığınız doğru mudur?
Evet, doğrudur. Bulgarlar Avrupa'da kiraladıkları arabaları Gürcistan'a getiriyorlardı. Araçlar ya Türkiye üzerinden geçiyordu. Ya da Bulgaristan'ın Varna Limanı'ndan Gürcistan'ın Poti Limanı'na gidiyordu. Gümrükleyip satardık.
Cezaevinde baron Urfi Çetinkaya ile kaldıktan sonra uyuşturucu kaçakçılığına yöneldiğiniz iddia ediliyor.
Çetinkaya ile kaldığımız doğrudur. Ama uyuşturucu ticareti yaptığım doğru değildir.
Noor 1 gemisindeki uyuşturucunun bir bölümü size ait değil mi?
Bu konuda hakkımda iki kez takipsizlik kararı verildi.
Bolu'da 2011'de yakalanan 113 kilogram uyuşturucudan ötürü 12.5 yıl ceza aldınız. O da mı size ait değil?
Bolu'da uyuşturucunun yakalandığı gün bir telefon görüşmesi yapılmış. Bu konuşma bana ait değil. Bana ait olmayan telefon tapesine dayanılarak 12.5 yıl ceza aldım. Çifte cinayetin emrini ben vermedim
Zindaşti'nin kız ve yeğenini siz mi öldürttünüz?
Azmettirsem beraat etmezdim.
Cinayeti işlediği iddiasıyla Zindaşti tarafından öldürülen Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar sizin adamınız değil miydi?
Sezen, arkadaşımdır. 2010'da cezaevinden tanıdığım biridir. O kişilerin kimin adamı olduğu Emniyet İstihbarat'ın kayıtlarında belli.
Siz diyorsunuz ki, Zindaşti'nin kızı ve yeğenini bu iki kişi öldürmedi.
Sezen işlemişse ben de azmettirdiğimi kabul ediyorum.
Sizce kim yaptı?
Onu devlet ortaya çıkaracak.
İsmen biliyorsunuz ama…
Bütün Emniyet biliyor. Bu dünyanın içinde olan herkes biliyor.
Zindaşti biliyor mu?
Bilmez olur mu?
O halde neden sizi suçluyor?
Bu kişilerin hepsi aynı yere hizmet eden kişiler. PKK'ya her yıl kampanya adı altında milyonlarca Euro rüşvet veriyorlar. Hollanda'daki varlığımızı by-pass etmeleri gerekiyordu. İstihbarat bana Hollanda'da görev verdi.
Hollanda ve Belçika'da sahte kimliklerle yaşadınız, Sırp vatandaşlığı aldınız. Bu ülkelerde ne iş yaptınız?
Hollanda'da PKK ile mücadele ettik. Türkiye Cumhuriyeti'nin istihbarat birimlerince verilen görevleri yerine getirdik. PKK'ya finans sağlayanların duyduğu rahatsızlıkla bir kısım olaylar ve cinayetler oldu. Belçika'ya geçmek zorunda kaldım. DEA, kendi alanında olmamasına rağmen benim yakalanmamı sağladı. Avrupa'da bir gram uyuşturucu yakalatmamışım. Hakkımda uyuşturucu soruşturması yokken, DEA beni yakalatıp Türkiye'ye gönderdi.
‘Hayalet' lakabını kim koydu?
Hollanda istihbaratı.
Belçika'dayken, üst düzey Türk polislerini evinizde ağırlamışsınız.
Evet, doğrudur.
O sırada Türkiye'de aranıyor muydunuz?
Evet.
Bu nasıl mümkün oluyor?
O dönem İstanbul Emniyeti Cinayet Bürosu'nda Zindaşti cinayetini sorgulayan ekibin başında olan Başkomiser olan Fatih Yılmaz ve bir emniyet müdürü beni ziyaret etti.
Cinayetle ilgim olmadığını söyledim. Bana asıl tetikçileri tespit ettiklerini, azmettireni bildiklerini anlattılar. Bilgim olup olmadığını, devlete yardımcı olup olmayacağımı sordular. Ben de “Böyle bir olayın içinde değilim. Bana tutuklanmama güvencesi verirseniz Türkiye'ye gelip yüzleşmeye hazırım” dedim. “Yetkililerle konuşacağız” dediler ve döndüler. Yargıdaki çete para alıp bıraktı.
İlk önce Zindaşti'nin kızı ve yeğeni, ardından sizin arkadaşlarınız, avukatınız ve kardeşiniz art arda öldürüldü. Bu cinayet zinciri nasıl gerçekleşti?
Devlette bir kısım siyasetçi ve emniyet görevlileri Zindaşti'den menfaat temin ederek, işlerini kolaylaştırmak için mekanizma oluşturdu. İranlı'nın elini kolunu sallaya sallaya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını öldürmesini sağladılar. Ne kadar acı değil mi? Polisler ve siyasetçiler adamın önüne yatıyor.
Kardeşimin iki yıl önce savcılığa verdiği dilekçesi var. “Zindaşti, beni öldürtmek için adam kiraladı” diyor. Avukatım duruşmada diyor ki, “Bunlar beni öldürecek.” Bu duruşmada, kardeşim öldürülmeden 12 gün önce “Kardeşimi öldürmek için plan yapıyorlar” diye feryat ettim.
Kadeşimin görüştüğü Tolga Hakan Ceyhan, Zindaşti'nin avukatı İlker Dağlı ile cinayetten üç gün önce savcılığa gidiyor. Savcılıkta “İlhan Ünğan ile üç gün sonra Caddebostan'da görüşeceğim” diyor. Savcılık kardeşimi yakalatmıyor.
Kardeşiniz aranıyordu değil mi?
Evet. Savcının yapması gereken ne? Kardeşimi tutuklatmak. Yapmadılar. Yapmadıkları gibi, azmettirici Dağlı'nın yurt dışına kaçmasına sebep oldular. Bile bile göz göre göre cinayete müsaade ettiler.
Zindaşti'nin tahliyesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burhan Kuzu, Zindaşti'nin emniyet, istihbarat ve adliyedeki işlerini yapan ortağı. Zindaşti tutuklanıyor. Hakim Cevdet Özcan'ı arıyor. Yetinmiyor. Bir üst mahkemenin hakimini arıyor. Hakim gidip savcıyla konuşuyor. Zindaşti, Kuzu ile ilgili fotoğrafları olmasına rağmen serbest bırakılıyor.
Ne amaçla?
Çıkar amacıyla… Çıkar amaçlı bir yargı çetesi kurulmuş. Menfaat temin ederek, belli gruplara hizmet eden bir çete.
Bu kişiler için Zindaşti ne ifade ediyor?
Zindaşti bunların para kaynağıydı. Kardeşim Anadolu Yakası'nda öldürüldü. Dosyayı Avrupa Yakası'nda, Çağlayan Adliyesi'ndeki Zindaşti Davası ile birleştirdiler. Avukatım Bakırköy'de öldürüldü. Ne hikmetse birleştirilmedi. Bu dosya birleştirilseydi Zindaşti tahliye edilmeyecekti. Bunlar da rant elde edemeyecekti.
İki İranlı'yı kim öldürdü?
İran istihbaratı adına Zindaşti tarafından öldürüldüler.
Zindaşti nerede?
İran'da. İdam cezasına rağmen İran istihbaratı tarafından korunuyor. Onun için İran'da rahat yaşıyor.
Yazının tamamı için tıklayın