CHP'nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu 10 gün önce kazandı. AKP'nin seri itirazları yüzünden sonuç hâlâ kesinleşmedi. Son olarak olağanüstü itiraz gündeme geldi Hukukçular, ‘Mazbata verilmeden bu itiraz yapılamaz” tespitini yaptı.
İstanbul'da yerel seçimleri Ekrem İmamoğlu'nun kazanmasının ardından AKP olağanüstü itiraz yoluna başvuracağını açıklamıştı. Ancak sürecin nasıl işleyeceği kafalarda soru işaretlerine neden oldu. Seçim Kanunu'nun olağanüstü itirazları kapsayan 130. maddesine göre, AKP'nin olağanüstü itiraz yoluna başvurabilmesi için öncelikli seçimi kazanan İmamoğlu'na mazbatanın verilmesi şart görünüyor.
‘SOMUT DELİL LAZIM'
Sözcü'den Asuman Aranca'nın haberine göre, Anayasa ve Ceza Hukukçusu Ersan Şen, sürecin başlaması için mazbata verilmesinin şart olduğunu söyledi ve “Kanuna göre, önce mazbata verilecek, daha sonra olağanüstü itiraz yoluna gidilebilir. Siyasi partilerin genel başkanları, bağımsız adaylar ve siyasi partilerin genel merkezleri itiraz edebilir. Ancak somut delil göstermek şarttır” dedi.
Duayen hukukçu Turgut Kazan “İtirazı yapabilmeleri için o kişiye mazbata verilmesi gerekir. Olağanüstü itiraz yolu kabul edilirse mazbatanın da değeri kalmaz. ‘Bizim hissiyatımız' diyerek yapılmış itirazların kabul edilmesi de mümkün değildir” açıklamasını yaptı.
Ankara Cumhuriyet eski Savcısı Nadi Türkaslan da “Seçimi kim kazanmışsa onun mazbatası verilir. Olağanüstü itirazın yapılabilmesi için mazbatanın verilmesi şarttır” diye konuştu.
Avukat Ertuğrul Cem Cihan ise “Kanun açık, ilçe ve il seçim kuruluna yapılan itirazlardan sonra sonuçta bir değişiklik yoksa kazanan kişiye seçim kurulu mazbatasını verir. Buna yapılan itirazlar yürürlüğü asla durdurmaz” şeklinde konuştu.
‘HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL'
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, durumu Odatv'ye yazdığı makelede özetle şöyle değerlendirdi: “Seçimden sonra, seçmen listeleri ile sandık kurulu başkan ve üyeleri üzerinden bir uyuşmazlık çıkarılması hukuken mümkün değildir. Somut delillere dayanılmak suretiyle itiraz konusu yapılmayan oyların yeniden sayılmasının da hukuken imkânı bulunmamaktadır. Türkiye'de seçimler, seçim hukukumuz uyarınca siyasi partilerin gözetim, denetiminde ve hâkim güvencesinde yapılır. Seçim gününden çok önce kanuna ve YSK tarafından ilan edilen takvime göre kesinleşmiş seçmen listeleri ile sandık kurulu başkan ve üyelerinin tartışılması, demokrasinin olmazsa olmazı seçimlerin tartışmaya açılması sonucunu doğurur. Bu tartışmanın galibi olmaz.”