Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul’daki 11 ilçe belediye meclis üyesi adayı, haklarında hakaret ve iftira içeren haberler yayımlayan bazı medya organları hakkında suç duyurusunda bulundu. CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu düzenlediği basın toplantısında “Eğer terörist arıyorsanız ne istedilerse verip devletin her kademesini teslim ettiğiniz arkadaşlarınıza bakın. O da yetmezse aynaya bakmanız yeterlidir” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, CHP’li meclis üyesi adaylarının terör örgütleriyle ilişki olduklarını iddia eden haberler yayımlayan bazı medya organlarına sert tepki gösterdi. CHP’nin İstanbul’daki 11 meclis üyesi adayıyla birlikte İstanbul İl Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen İl Başkanı Kaftancıoğlu, iktidarın toplumu iftira ve hakaretlerle kutuplaştırmaya çalıştığını söyledi. İktidar partisine yakınlığıyla bilinen bazı medya organlarının FETÖ taktiği düzmece belgelerle haber yaptığını söyleyen Kaftancıoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm adaylarının adli sicil kayıtları devletin elindedir. Biz adaylarımızı devlete bildirdik ve devlet de bu adaylarımızın seçilmesine engel teşkil edecek hiçbir suç kaydı bulunmadığı için adaylık başvurularını onayladı. Çamur at izi kalsın anlayışla bu yalan, iftira ve hakaretlerden ibaret karalama kampanyasına katılan çamur medyayı bir kez daha milletimizin vicdanına teslim ediyorum” dedi.
CHP’li Kaftancıoğlu açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Yarın belediye başkanlarımızı, meclis üyelerini, muhtarlarımızı belirlemek, seçmek üzere sandık başına gideceğiz. Yerel yönetimler, bir siyasi partinin iktidarını perçinleştirme ya da fikirlerini topluma dikte etme alanı değil o kentte yaşayan herkese eşit ve adil bir hizmet götürmesi gereken kamu hizmet alanlarıdır. Hal böyleyken ne yazık ki toplumu sokak sokak, mahalle mahalle ayrıştırarak, milletin arasında kin ve nefret tohumları ekmeye çalışan bir siyasi iktidar anlayışıyla karşı karşıyayız.
Neredeyse her gün iktidarın basın odası gibi kullandığı köklü ama saygınlığını çoktan yitirmiş medya organlarınca türlü iftira ve hareketlere maruz kalıyoruz. Oysa bizler yalnızca demokratik bir ortamda adil bir biçimde yerel yönetim seçimlerine hazırlanmak ve bu seçimleri huzurlu bir şekilde tamamlamak istiyoruz.
Çok iyi biliyorum ki milletimiz, sokaktaki, evindeki, işyerindeki vatandaşlarımız da bunu istiyor. Bıktık, yorulduk, usandık artık bu kinden, bu nefretten.
Son olarak da Yüksek Seçim Kurulu’nca seçilmeye engel hiçbir suçunun bulunmadığı onaylanmış ve böylece adaylığı kesinleşmiş belediye meclis üyesi adaylarımız terörle ilişkili gösterilmeye çalışılıyor.
Her gün bu FETÖ taktiğiyle hazırlanmış düzmece iftira metinlerinden oluşan haberlerle arkadaşlarımız hakaretlere uğruyor. Terör örgütü mensuplarını devletin en yüksek mertebelerini atayan, bu atamaların altında imzası bulunan iktidar, bugün ipe sapa gelmez düzmece belgelerle halkı kin ve düşmanlığa sevk edebilecek eylemlere çanak tutuyor.
Milletin gönlünde ve vicdanında derin bir çukurdan başka bir şey ifade etmeyen satılmış medyaya pabuç bırakacak değiliz.
Sadece bir örnek vermek istiyorum. Bir meclis üyesi adayımız bu çamur medyasının yaptığı haberde katıldığı toplantı nedeni ile terörist ilan edilmiş. Bu habere konu toplantıyı araştırdığımızda ise görüyoruz ki o toplantının açılış konuşmasını AKP’li eski bakan Beşir Atalay yapıyor. Yani sözün özü şu ki; çamur at izi kalsın.
Ama güneş balçıkla sıvanmaz. O battığınız çamurun içinden etrafa sıçrattıklarınız bize değmez ama sizin sonunuz o çamur olacak işte.
Burada bulunan tüm meclis üyesi adayı arkadaşlarımız haklarındaki iftira, hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa sevk edebilecek haberler nedeniyle çamur medyasından şikayetçi olmuşlardır.
Sözlerimin en başında da söylediğim gibi yarın yerel seçimlere gidiyoruz. Savaşa, kavgaya değil. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul İl Başkanı olarak huzur ve barış içerisinde geçireceğimiz bir seçim günü temenni ediyorum.
Toplumsal huzuru bozacak her türlü provokasyona karşı vatandaşlarımızı uyarıyorum. İktidar partisi üyeleri vatandaşlarımızı farklı partilere destek verdiği için birbirine düşman yapmaya, birbirine öfkeyle bakmaya mahkum etmek istiyor.
Bizler toplumsal huzurumuzu geri istiyoruz, geleceğimizi geri almak istiyoruz. Hangi görüşten olursa olsun bir ve beraber olup daha güzel bir ülkede yaşamak istiyoruz. Yarın İstanbul’da yepyeni bir sayfa açılacak. Ne varsa güzellikten yana hepsini birlikte paylaşacak, birlikte başaracağız.”