Her yıl 100 bin kişinin ziyaret ettiği Kayaköy, tarihi ve doğal zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Fethiye ile Ölüdeniz arasında, 65 metre yükseklikteki bir tepenin yamacında ve 'Kaya Çukuru' adlı ovada yer alan köy, eski Türk ve Rum halklarının birlikte yaşadığı bir yerleşim yeriydi.
Antikragos dağlarındaki kaya mezarlarıyla ünlü Kayaköy'ün, Likya Uygarlığı kalıntıları üzerine 11. veya 14. yüzyılda Rumlar tarafından kurulduğu tahmin ediliyor.
Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde de bahsedilen, Rumca adı 'Levissi' olan Kayaköy, 20. yüzyılın başlarında zengin bir kentti. O dönemde nüfusu 6 bin 500'e ulaşan köyde kiliseler, eczane, hastane, okullar, postane ve atölyeler bulunuyordu. 67 yıl önce terk edilen ve 500 harabe haneye sahip olan Kayaköy, dronla havadan görüntülendi. Her biri 50 metrekare olan iki katlı evler, birbirlerinin manzarasını kapatmayacak şekilde inşa edilmiş. Ziyaretçiler, bilet alarak bu koruma altındaki köyü gezebiliyor.
Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 'Birinci Grup Anıtsal Yapı' olarak tescil edilen ve UNESCO tarafından 'Dünya Dostluk ve Barış Köyü' ilan edilen Kayaköy'de çok sayıda şapel, 2 büyük kilise, 1 okul binası ve 1 gümrük binası yer alıyor.