Yeni Zelandalı harita sanatçısı Anton Thomas 1642 vahşi hayvandan oluşan "Dünya Vahşi Hayvanlar Haritası" isimli çalışmasını yaklaşık 3 yıl süren bir uğraş sonucunda tamamladı. Eseriyle uluslararası düzeyde beğeni toplayan Thomas, çalışmasının detaylarını ve sanat yaşamını anlattı.
İlk haritasını daha çocukluk yıllarında çizdiğini belirten Thomas, Yeni Zelanda'nın zengin coğrafyası ve doğası sayesinde hayvanlarla daha o yıllarda derin bir bağ kurma şansı yakaladığını ifade etti.
Ülkesinin dünyanın geri kalanından çok uzakta bir yerde konumlandığını hatırlatan Thomas, "Haritalar geri kalan dünyaya bakma ve olabilecek ihtimalleri düşünme yöntemimdi. Türkiye'nin, Himalayalar'ın, Güney Amerika'nın nasıl olduğunu hayal etme şeklimdi." dedi.
Thomas, 21 yaşında yerleşmeye karar verdiği ABD'yi ve ardından da Kanada'yı sırt çantasıyla gezdiğini, Kuzey Amerika'nın coğrafyası karşısında hayranlık duyduğunu anlatarak, Kanada'da ikamet ettiği esnada ilk çalışmalarından birini, yanında kaldığı arkadaşının buzdolabına çizdiğini ve yaklaşık 6 haftada tamamladığı çalışmanın herkes tarafından beğeni topladığını aktardı.
Sonraki süreçte Avustralya'ya yerleştiğinden ve ilk başlarda hobi düzeyinde ilgilendiği sanatını profesyonel düzeye taşıdığından bahseden Thomas, burada detaylı bir Kuzey Amerika haritası üzerine çalıştığını kaydetti.
"Dünyanın Vahşi Hayvanları Haritası" isimli çalışmasına Kovid-19 salgını esnasında başladığı bilgisini veren sanatçı, şunları söyledi:
"Binlerce hayvanı araştırdım ve nihayetinde eseri 1642 vahşi hayvanla tamamladım. Salgının ilk zamanlarıydı, karantina altındaydık ve benim bir şeyler yapmaya ihtiyacım vardı. Çocukluğumdan bu yana hep doğayla ilgili haritaları düşlüyordum, hatta çiziyordum. Daha önce çizdiğim Kuzey Amerika haritasında birçok şehir vardı. Burada insan coğrafyasını, kültürel coğrafyayı, siyasi coğrafyayı çizmiştim ve bunlardan yorulmuştum. İnsan oldukça karmaşık ve kendisi odaklı bir varlık. Bu noktada, 'İnsanı resimden çıkardığımızda ve sadece en temel haliyle doğayı gösteren bir dünya haritasını görmek güzel olmaz mıydı?' düşüncesine kapıldım. Çalışmamda dünyanın hala ne kadar vahşi olduğunu göstermek istedim ve işte vahşi dünya haritası ortaya çıktı."
Renkli kalemler kullanarak el çizimiyle oluşturduğu detaylı haritaları kitaplara benzeten Thomas, "Çalışmalarım kalın bir roman gibi derinliğe, katmanlara ve detaylara sahip. İçinde kaybolacağınız haritalar yapmayı seviyorum. Çünkü gerçek dünya detaylarla dolu." diye konuştu.
"SEÇTİĞİM BAZI HAYVANLAR NESİLLERİ TEHLİKE ALTINDA OLANLAR"
Çevre ve doğa ile ilgili çok fazla olumsuz haber olduğunu ve bunları kolayca kabul edemediğini dile getiren sanatçı, "Bu, geleceğe ve bugüne dair umutsuz hissetmemize yol açıyor ama ben insanlara umut vermek istedim. Seçtiğim bazı hayvanlar nesilleri tehlike altında olanlar veya nesilleri tükendiği düşünülenler. Bunlardan biri Vietnam'daki geyik benzeri saolalar oldu. Çok güzel bir hayvan ve onu çizdim." dedi.
Haritasındaki bazı hayvanların soylarının yıllar içerisinde tükenmesi halinde çok üzüleceğini ifade eden sanatçı, "Çizdiğim 1642 hayvanın her biriyle yaratıcı özel bir bağa sahip oldum. Hepsini çok sevdim. Her biri çok güzel ve ilginç. Onlardan herhangi birinin artık bizimle olmayışını düşünmek beni kederlendirir ama bu da bir ihtimal." dedi.
En çok kendi ülkesindeki kuşları çizmekten mutluluk duyduğunu, Türkiye'yi çizerken de özelikle alageyiklerden çok etkilendiğini vurgulayan Thomas, şöyle devam etti:
"Haritamın Türkiye kısmına alageyik, ayı, ördek, Akdeniz foku ve levrek çizdim. Türkiye'nin ilginç bir tabiata sahip olduğunu düşünüyorum. Örneğin Pamukkale, bunu haritada çizdim, tıpkı Kapadokya gibi. Ağrı Dağı gibi bazı dağları çizdim. Türkiye birçok ilginç peyzaja sahip. Türkiye'yi çizmekten keyif aldım, harika bir coğrafyası var."
"KESİNLİKLE BİR 'GEZEGEN B' YOK AMA OLSAYDI BİLE BU KADAR GÜZEL OLMAZDI"
Her yaştan insanın çalışmasına ilgi gösterdiğini bildiren Thomas, "Çocuklardan gelen tepkiyi görmeyi çok seviyorum. Onlar için hem öğretici hem de ilham verici bir çalışma oldu. Eğer çocuklar doğanın içerisinde ne olduğunu bilirlerse onu korumaları daha kolay olacak." görüşünü paylaştı.
Thomas, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizi çevreleyen yer, gezegenimiz, gerçekliğimiz büyüleyici. Burada geçirdiğimiz zaman çok kıymetli. Sıkılmayın, tutkulu ve ilgili olun. Ben dünyayı sanki hayali bir dünya gibi çiziyorum. Yaptığım tüm şey gerçekte olan şeyleri çizmek. Neyimiz varsa onu çiziyorum. İnsanlara, 'Sizin Pamukkale'niz var, sizin Kapadokya'nız var, Akdeniz’iniz var.' diyorum. Dünya harika bir yer. Sanat çalışmalarımla temelde yapmaya çalıştığım şey bu dünyanın ne kadar güzel olduğunu göstermek, onu kucaklayın. Kesinlikle bir 'gezegen B' yok ama olsaydı bile bu kadar güzel olmazdı."