On yıllardır aktif şekilde uzay araştırmalarına imza atan insanoğlu, çok merak edilen "Uzayda yaşam var mı?" sorusuna cevap arıyor.
ABD Havacılık ve Uzay Dairesi tarafından yürütülen proje sonucu "Kızıl Gezegen" olarak bilinen Mars'a iniş yapan keşif aracı Perseverance, araştırmalarına devam ediyor. Gezegende insan dışı yaşam belirtileri arayan uzay aracı, geçtiğimiz aylarda Mars'ın yüzeyinde gezegende yaşam olasılığına işaret sayılan organik moleküller bulmuştu.
Canlı sistemlerde de bulunan karbon ve hidrojenden meydana gelen organik moleküllere rastlanırken, Mars'ta daha önce yaşam olabileceğine dair iddialar da gündeme gelmişti.
UZUN YILLARDIR SAKLANAN GERÇEK
Sık sık uzayda yaşam bulunduğuna fakat saklandığına dair iddialar gündeme gelirken, Alman bir astrobiyoloji profesöründen gelen açıklamalar, uzun yıllardır saklanan bir gerçeği ortaya çıkardı. Astrobiyoloji profesörü Dirk Schulz-McKoch, NASA'nın 1976'da Mars'a yolladığı "Viking" araçlarıyla Kızıl Gezegen'de büyük bir keşif yapmış olduğunu açıkladı.
"YANLIŞLIKLA ÖLDÜRDÜLER!"
NASA'nın 20 Temmuz 1976'da gönderdiği "Viking 1" ve 3 Eylül 1976'da Mars'a inen "Viking 2" araçlarının arkasındaki gerçekleri açıklayan Schulz-McKoch, bu yolculukları yeniden gündeme getirdi. Berlin Teknik Üniversitesi'nde astrobiyoloji uzmanı olan Alman profesör, Viking araçlarının 1976'da Mars'ta hayat belirtisini gösteren organizmalar bulduğunu ancak araştırma sırasında bunların "yanlışlıkla öldürüldüğünü" açıkladı.
DENEYLER YAPILDI
Schulz-McKoch, "Viking" araçlarının 1976'da Mars'tan aldıkları toprak örneklerinde canlı organizma bulunup bulunmadığına dair bir dizi deney yapıldığını söyledi.
Deneylerin ilk başlarda bir metabolizma olabileceğine dair olumlu sinyaller verdiğini, bunun üzerine buluntulara su ve çeşitli sıvılar eklenerek devam edildiğini aktaran Schulz-McKoch, gaz değişimi yaratan organizma arandığını ancak ikincil deneylerde toprak örneklerine katılan sıvılar nedeniyle bir gaz çıkışına rastlanmadığını belirtti.
Katılan söz konusu solüsyonun da Mars'tan getirilen toprak örneklerindeki hayat belirtisi olan organizmaları yanlışlıkla öldürdüğünü öne sürüyor.