Üstün zekâlı bireylerin yaratıcı düşünme yeteneklerinin, beynin işleyiş hızıyla bağlantılı olabileceği Robert J. Halleran ve David F. Feldhusen tarafından ifade ediliyor.
Üstün zekalı bireylerin beyin nöronları arasında daha güçlü iletişim kurulması, bilgiyi daha hızlı bir şekilde analiz etmelerine olanak sağlıyor.
Üstün zekalı çocukların eğitimleri üzerine araştırmalar yapan ABD'li psikolog Linda Kreger Silverman, üstün zekâlı çocukların erken dil gelişiminde belirgin bir hız ve zengin kelime dağarcığına sahip olduklarını vurguluyor.
David Lubinski ise üstün zekâlı bireylerin derinlemesine bilgi edinme eğiliminde olduklarını ve bu kişilerin başarıya, uzun süreli odaklanma sayesinde ulaştıklarını belirtiyor.
Üstün zekalı kişiler, aynı düzeyde entelektüel bir anlayışa sahip arkadaşlar veya gruplar arasında daha rahat hissedebilirler.
Robert J. Sternberg ve Elena L. Grigorenko, üstün zekâlı bireylerin kalabalık ortamlarda çoğu zaman "farklı" hissettiklerini ve bu durumun sosyal ilişkilerinde güçlük yarattığını ifade ediyor.
ABD'li nörobilimciler Rex E. Jung ve Richard J. Haier, yaptıkları araştırmalarda, üstün zekâlı bireylerin beyninde, özellikle problem çözme ve soyut düşünme süreçlerinde daha fazla aktivite gösteren bölgeler olduğunu ortaya koydu.
Üstün zekalı insanlar, durumu analiz etme ve verileri doğru bir şekilde değerlendirme konusunda diğerlerinden daha iyidirler. Bu da karmaşık sorunları, daha verimli şekilde çözmelerini sağlar.