Rüzgar Erkoçlar: Baba olmak istiyorum
Geçtiğimiz şubat ayında Tuğba Beyazoğlu ile nişanlanan Rüzgar Erkoçlar eylül ayında Sarıyer Bahçeköy'de düzenlenen törenle evlenmişti. Hürriyet'e konuşan 31 yaşındaki Erkoçlar evlilik sürecini, geçirdiği ameliyatı, projelerini ve ileriye dönük planlarını anlattı.
Hayırlı olsun, evlendin. Düğün çok eğlenceliydi...
- Ben hiçbir şey hatırlamıyorum düğünden. Hep söylerlerdi gelin ve damat düğüne dair hiçbir şey hatırlamaz diye. Doğruymuş.
Eğlendiniz ama siz de, değil mi?
- Eğlendik. After party saat 3’e kadar devam edecekti. Saat 2’de “Artık dayanamayacağım” dedim. Çok yorulduk. Bir de ben düğünden iki gün önce İstanbul’a geldim. Eskişehir’de “Öğrenci Kafası: Soygun” sinema filminin çekimlerindeydim. Yorgunluktan bitmiştim.
Eşin Tuğba’yla nasıl tanıştınız?
- Yakın bir arkadaşımız tanıştırdı. Dışarıda ilk kez baş başa görüşeceğimiz gün Tuğba’ya “Ne olur, Nişantaşı tarafında görüşmeyelim” dedim. “Bir şey olmaz, City’s’de buluşalım” dedi. Onun işyerine yakın diye orada buluşmak istedi. “Gel Anadolu yakasında görüşelim. Avrupa yakası basın kaynıyor” dedim ama o Nişantaşı’nda ısrar etti. Kaşındı! “Tamam, sen bilirsin” dedim, görüştük. Bir baktım görüşmenin sonuna doğru fotoğraflarımız çekiliyor!
Tuğba daha önce öyle bir durumla karşılaşmadığı için korkup kaçar mı diye endişelendim. Külkedisi gibi bırakıp gidecek mi beni? Mekandan ayrı ayrı çıktık, ona “Sen önden çık, beni aşağıda bekle” dedim. Bir veda öpücüğü kondurur, “Görüşürüz” derim diye düşündüm ama diyemedim. Çünkü Tuğba gitti. “İlk ve son görüşmemiz oldu galiba” dedim o an.
Nasıl evlenme teklifi ettin?
- Araştırdım. Kadınlar beklenti içinde oluyorlar biliyorsun. Biri bir şey yapıyor, ortalık kızışıyor. “Bak bunun erkek arkadaşı şunu yapmış” durumları. Manyakça bir şey bulmam gerekiyor dedim. Şaşırtmam gerekiyordu onu. Kimi baş başa yemek yerken evlilik teklifi ediyor. Çok klasik, herkes yapıyor, bana yakışmaz dedim. Sonra balonun üstünde mi şey yapsam diye düşündüm. Yok, bizim şansımıza balon söner, düşer dedim içimden. Bir arkadaşım akıl verdi, “Bir karikatürist bul” dedi. İstanbul’da arıyorum, yok! Hepsi kendi yerinin dışında bir yere gelmiyor. İsmimi de söyleyemiyorum basını çağırırlar diye. Neyse sonunda buldum adamı. Uçak biletlerini bile aldım.
Senin ailen nasıl karşıladı evlilik kararını?
- Ben ailemle çok fazla kız arkadaşımı tanıştırmadım. O yüzden ben bir şey dediğimde saygı duyarlar. Daha önce hiç “Ben evleniyorum” diye gitmedim yanlarına. Bunu ilk söylediğim kişi Tuğba oldu.
Hatta böyle bir şey dediğimde annem çok sevindi. Ciddi olduğumu anladı. Yakın zamanda babamı kaybettik. Annem, “Sizin sayenizde tekrar hayata bağlandım, çok mutlu ettiniz beni” dedi. Bizim gözümüzdeki o enerjiyi, güzelliği, mutluluğu gördüğü için annem de mutlu oldu.
Bu kadar yakışıklı bir adam olacağını tahmin ediyor muydun?
- Hayır. Hâlâ da kendimi öyle görmüyorum. İnsanlar “Çok yakışıklısın” diyor ama bende yakışıklılık anlamında öyle bir ego yok. Onun farkında değilim. Olsam zaten yürür giderim abi. Herhalde evlenmezdim o ego bende olsaydı.
Çocuğun olsa ona hayatla ilgili ne tavsiye verirsin?
- Tamamen sevgi içinde büyüyen bir çocuk olacak. Ebeveyn olarak maddi, manevi o çocuğun sorumluluğunu yerine getirmek gerekiyor. O yüzden bu sorumlulukları yerine getireceğimiz zamanda olsun hayırlısıyla. İnşallah bize de nasip olur.
Fizyolojik olarak baba olman mümkün mü?
- Bu konulara hiç girmeyelim. Tıpta yeni
yöntemler var, onlara bakıyorum.
Baba olmak istiyorum.