El öpmek, centilmen bir erkeğin bir kadını selamlamasının saygılı bir yolu olarak kabul edilirdi. Bu uygulama 17. ve 18. yüzyıllarda Polonya-Litvanya Topluluğu ve İspanya saraylarında ortaya çıkmıştır. Bu jest, diğerlerinin yanı sıra Polonya, Avusturya ve Macaristan gibi Orta Avrupa ülkelerinde hala zaman zaman görülür.
KADIN BAŞLATIRDI
Geleneksel olarak el öpme, bir erkeğe öpmesi için elini uzatan bir kadın tarafından başlatılırdı. Elini uzatan kadının erkekle aynı ya da daha yüksek sosyal statüde olması beklenirdi. Bu bir nezaket, aşırı bir kibarlık jestiydi ve teklif edilen bir eli reddetmek kabalık olarak kabul edilirdi. Günümüzde bu uygulama birçok Avrupa ülkesinde çok nadirdir ve yerini büyük ölçüde yanaktan öpücük ya da tokalaşmaya bırakmıştır.
Ritüel olmayan bir el öpme, elinin arkası yukarı bakacak şekilde sağ elini uzatan kadın tarafından başlatılabilir; veya erkek avuç içi yukarı bakacak şekilde sağ elini uzatarak kadını sağ elini aşağı bakacak şekilde hafifçe üzerine koymaya davet edebilir. Erkek uzatılan ele doğru eğilebilir ve (genellikle sembolik olarak) uzatılan eli hafifçe tutarken dudaklarıyla kadının parmak eklemlerine dokunur. Ancak modern gelenekte, özellikle de herhangi bir samimi veya romantik imanın uygunsuz kabul edilebileceği resmi bir ortamda dudaklar ele dokunmaz. Bu jest kısadır ve bir saniyeden kısa sürer.
YÜZÜK DE ÖPÜLÜRDÜ
El öpmek ya da özellikle eldeki bir yüzüğü öpmek aynı zamanda resmi bir teslimiyet ya da insanın insana bağlılık yemini ya da diplomatik bir jestti. Bu jest, kişinin otorite sembolü olan mühür yüzüğünü (mücevher yüzük olarak takılan bir tür mühür) öperek boyun eğdiğini gösterirdi. Bu jest 18. ve 19. yüzyıllar boyunca Avrupa üst sınıfında yaygındı. Bu jest 20. yüzyılda kaybolmaya başlamış ve yerini eşitlikçi el sıkışmasına bırakmıştır. Ancak Fransa'nın eski cumhurbaşkanı Jacques Chirac el öpmeyi alametifarikası haline getirmiştir ve bu jeste diplomatik ortamlarda hala rastlanmaktadır.
Türkiye, Malezya, Endonezya, Somali ve Brunei'de el öpmek, başta en yakın akrabalar (anne-baba, büyükanne-büyükbaba, amca veya teyze) ve öğretmenler olmak üzere her cinsiyetten yaşlıları selamlamanın yaygın bir yolu. Bazen selam veren kişi eli öptükten sonra eli kendi alnına götürür. Filipinler'de bu jest sadece elin alına değdirilmesine dönüşmüş; el öpmenin kendisi ise ne zaman kullanılabileceğine ilişkin Avrupa geleneğiyle birleşen ayrı bir jest türü haline gelmiştir.
Güney İtalya'da, özellikle Sicilya'da, sözlü selamlaşma "Ellerini öperim." (İtalyanca: "Bacio le mani.") bu kullanımdan türemiştir. Benzer şekilde, Macaristan'da sözlü selamlaşma "Elini öperim." (Macarca: "Kezicsókolom.") bazen, özellikle yaşlıları selamlarken ve kırsal topluluklarda kullanılır. Kısaltılmış versiyonu "Öpüyorum." (Macarca: "Csókolom.") daha yaygındır.
Romanya'da bu jest rahipler ile kadınlara mahsustur ve ülkenin bazı bölgelerinde bir kadınla ilk kez tanışıldığında yaygın bir selamlamadır. Kadınlara yönelik sözlü ifade "elini öperim "dir (Rumence: "sarut mana" ve bazen "saru-mana" olarak kısaltılır) Rahiplere yönelik olarak, rahibin sağ elinin, rahibin kendisinden ve olası eksikliklerinden bağımsız olarak kutsal ve kutsanmış olduğu inancı nedeniyle bazen "sağını öperim" olarak değiştirilir. Eskiden her iki ebeveynin de eli öpülür ve bu bir tür kutsama olarak görülürdü, ancak bu ifade artık neredeyse sadece kadınlara yöneliktir.
Yani durup dururken ortaya çıkmış bir refleks olarak görülürse arkasındaki gördü kuralı mantığı da görülmemiş olur.