Ne Mahkeme, Ne Savcı, Ne Otopsi Ne Morg Var... Polislerin Bile Dışarı Çıkmaya Ödü Kopuyor... İşte Gerçek Suç Şehri!

Kolombiya’nın dünyada en çok kokaya sahip olduğu bilinen Tibu kasabası ancak filmlerde görülebilecek bir yerleşim birimi. Belediye Başkanı, yargıç, güvenlik kurumları yok bu kasaba. Çünkü yasa dışı faaliyet gösteren silahlı gruplar tüm yetkilileri öldürmüş ya da sürgüne göndermiş. Yerel halk yaygın şiddet nedeniyle sürekli bir korku içinde yaşıyor.

Ne Holywood yapımı bir filmin platosu ne de 18. yüzyıl Amerikasının altına hücum döneminden kalma kovboy kasabası. Burası yer yüzünde pek örneği olmayan gerçek bir kanunsuzlar şehri.

Kasabaya tenekeden yapılmış derme çatma köprülerin bulunduğu, çukurlarla dolu bir yoldan gidiyorsunuz.

Yolculuk boyunca tek bir üniformalı görmenize imkan yok. Yol boyunca gerilmiş bir ip orasının duracağınız yer olduğunu göstriyor. Daha sonra silahlı gruplar tarafından kurulmuş iki "gişe" ile karşılaşıyorsunuz. Kimin girip kimin çıkacağını kontrol ediyorlar ve sözde harap olmuş yolları onarmak için ücret talep ediyorlar. Gerçekte ise para sadece ceplerine giriyor.

Cesetler otopsi yapılmadan gömülüyor

Tibú terk edilmiş, sokakları yıkılmış, suçla dolu bir kasaba. Ne zaman bir cinayet işlense, cesedi ya da delilleri toplayacak hiçbir yetkili bulunmuyor. Çoğu zaman cesetler otopsi yapılmadan gömülüyor. Ne bir savcı, ne bir mahkeme ne de morgda çalışan bir görevli var.

Belediye Başkanı Nelson Leal López, hayatına yönelik onlarca tehdidin ardından Norte de Santander departmanının başkenti Cúcuta'ya sığınmak zorunda kaldı. Kaçmadan önce, güvenlik birimine tahsis edilen zırhlı araçlardan ikisi soyuldu. Kolombiya hükümeti ne onun ne de kentteki diğer kişilerin can güvenliğini garanti edebiliyor.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin son raporuna göre Tibú, koka yetiştiriciliğine adanmış 22.000 hektarlık arazisiyle dünyada koka üreten belediyeler arasında ilk sırada yer alıyor. Tibú, Venezuela ile sınırı olan Norte de Santander departmanındaki en büyük belediye.

Catatumbo'nun bir parçası - şiddetle olan tarihsel ilişkisi nedeniyle "kırmızı bölge" olarak bilinen bir bölge. Bir zamanlar milis liderleri Salvatore Mancuso ve Carlos Castaño'nun emrinde olan Catatumbo Bloğu'ndan paramiliterler mahkemede 1999 ve 2004 yılları arasında Norte de Santander'de 12.427 cinayet işlediklerini ve 375 kişiyi zorla kaybettiklerini kabul ettiler. Kurbanların çoğu Catatumbo Nehri'ne atıldı. Diğerleri ise toplu mezarlara gömüldü.

Tibú hakkında sadece olumsuz haberler duyarsınız: bombalamalar, katliamlar, adam kaçırmalar, cinayetler, gasp, silahlı grupların reşit olmayanları silah altına alması. Ancak kentsel alanda yürürken, insan normalliğin hüküm sürdüğü izlenimine kapılıyor.

Yemek tezgahlarında taze etler sergileniyor, barlar yüksek sesle müzik çalıyor ve çocuklar parkta oynuyor. Bölge sakinleri huzur içinde yürüyebileceğinizi iddia ediyor... her ne kadar altta yatan bir korku hissi olsa da. En büyük risk kırsal yollarda görülüyor: "Burada hırsızlık yapmazlar. Elinizde telefonunuzla şehirde sorunsuzca dolaşabilirsiniz. Asıl tehlike bir bombanın patlaması ya da sizi öldürmeleri," diye şaka yapıyor bir bölge sakini. Hırsızların idamla cezalandırıldığını anlatıyor.

Polisler saklanıyor

Polis karakolu çitlerin ve barikatların arkasında kordon altında tutulmaya devam ediyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında meydana gelen ve iki üniformalı memur ile bir kadının bomba patlaması sonucu öldüğü son saldırıdan bu yana polisler saklanarak yaşıyor.

Sadece zırhlı araçlarla devriyeye çıkıyorlar. Saldırıların çoğu yetkililere yönelik olduğu için bölge sakinleri yardım için onlara yaklaşmaktan korkuyor. Karakolun fotoğrafını çekmek yasak.

Savcı Esperanza Navas 2021 yılında öldürüldüğünden beri Tibú adalet sisteminden yoksun kaldı. Öldürülen savcı, cinayetler ve yasadışı ürünlerle ilgili 400'den fazla davadan sorumluydu. Cinayetten sorumlu olanlar yakalanamadı ve soruşturma Cúcuta'ya devredildi. Kurumlar ya da yerel soruşturmacılar olmadan - ve cezai kovuşturma olmadan - cezasızlık yaygın. Cenaze evleri gömülmek üzere cesetleri topluyor ama kanıtlar kayboluyor.

Adliye binası kapalı

Kasabada mahkeme veya ombudsman bulunmuyor. 2019 yılında, bir yargı süreci devam ederken, belediye mahkemesine el bombaları ve kurşunlarla saldırı düzenlendi. Ofis sekreteri ve adli uzman öldürülürken, aralarında hakim, üç asker ve üç polis memurunun da bulunduğu 11 kişi yaralandı. Adliye binası o zamandan beri kapalı.

Belediye Başkanı Kolombiya Ordusu'na ait helikopterlerle geri dönmeye çalıştı ancak iner inmez Ulusal Polis yeni bir cinayet planı keşfetti ve Başkan Cúcuta'ya geri dönmek zorunda kaldı. Yaklaşan yerel seçimlerle birlikte güvensizliğin arttığını belirten Başkan "Bölgeyi toparlamaya başladık... ancak toplumların polislerine yeniden güvenebilmeleri için devlet kurumlarının kamu güvenlik güçlerini desteklemesine ihtiyacımız var" diye vurguluyor.

Kolombiya'da altı belediye başkanı daha yönettikleri belediyelerden ayrılmak zorunda kaldı. Çoğunluğu Chocó ve Norte de Santander eyaletlerinden geliyor. Belediye başkanları 20 yıldır ilk kez istifa etmek zorunda kalıyor. Kolombiya Belediyeler Federasyonu'nun verdiği bilgiye göre, bu krizden önce en son 2006 yılında bir belediye başkanı bölgesini terk etmek zorunda kalmıştı.

Koka satarak yaşıyorlar

Koka bitkileri, silahlı grupların bu bölgede ihtilaf çıkarmasının nedenlerinden biri. Nüfusun büyük bir bölümü geçimini koka yapraklarının toplanması ve satışından sağlıyor. Ancak son aylarda alımlarda bir yavaşlama söz konusu ve bazı uzmanlar bunu arz fazlasına bağlıyor. Kırsal bölgelerde insanların nakit yerine kokainle işlem yapması artık yaygın.

Yoksulluğa rağmen Tibú'da yaşamak pahalı. Silahlı gruplar herkesten haraç istiyor, sokakta termosla kahve satan gayrı resmi satıcılar bile para ödemek zorunda kalıyor. Bu kanunsuzluğa rağmen ünlü Kolombiyalı şarkıcı Shakira'nın vakfı kasabada bir okul inşaatı başlattı.

Son 25 yılda binlerce insan şiddet nedeniyle yerinden edildi. Tibú, insan haklarını korumanın en zor olduğu belediyelerden biri. Indepaz adlı STK'ya göre, hükümet ile FARC arasında 2016 yılında imzalanan barış anlaşmasından bu yana 20 toplum lideri ve sekiz eski savaşçı öldürüldü. Silahlı gruplar, BM'nin barış ve uzlaşma sürecinin uygulanmasını denetlemek üzere iki ofisinin bulunduğu Catatumbo bölgesinde iki ABD arabasını bile çaldı.

Tibú'da kayıtlı mağdur sayısı kasabada yaşayanlardan daha fazla: 88.566 mağdur varken kasabada 59.536 kişi yaşıyor. Konuştuğunuz herkes size tehditler ve sessizlikle ilgili bir hikaye anlatabilir.

Topluluk lideri Francy Elena Durán barışa işaret eden bir pankart tutuyor. Tibú'da saat sabah 6:00. Yerel öğrenciler ve mağdur örgütlerinin üyeleri, son 40 yıldır her yıl düzenlenen barış yürüyüşüne katılmak üzere yola çıkmışlar. Durán yaptığı iş nedeniyle korktuğunu itiraf ediyor. "Bazen silahlı saldırılar oluyor. Serseri bir kurşun her an çocuklarımıza ya da torunlarımıza isabet edebilir. Tanrı'dan [şiddeti] durdurmasını diliyoruz" diye iç geçiriyor.

Cemaat rahibi Jairo Gelves Tarazona, belediyenin barış ve uzlaşma konseyinin bir parçasıdır. Katolik Kilisesi'nin temsilcisi olarak yürüyüşe çıktı. "Tibú'dan her zaman ayrılabilirsiniz ama geri dönüp dönemeyeceğinizi bilemezsiniz" diye uyarıyor. Şu sözler de onun: "Burada insanlar herkesten şüpheleniyor, biz rahiplerden bile. Bu zor bir durum."

Tibú başıboş ve adaletsiz bir kasaba olarak dünyada belki de tek örnek.

Yaşam Haberleri