Özellikle 20. Yüzyıldan itibaren yetişen nesil, hangi meyvenin hangi mevsimde yetiştiğinden haberi yok. Hangi sebzenin asıl mevsimi kıştır, bilmiyor. Hepimiz doğallıktan çıkıp yapaylığa doğru ilerliyoruz. Sağlıklı beslenme adına gelişimimiz hep eksi (-) yönde ilerliyor.
Genetiği değiştirilmiş organizma kısaca GDO olarak bilinen bitkilere karşı olarak bazı sağlık endişeleri süregelmektedir. Öncelikle bu bitkilerin tüketilmesiyle beraber antibiyotik direnci aktarımı, alerjik reaksiyona sebep olma ve toksik madde birikimi gibi sonuçlar ile karşılaşmak mümkündür.
Mutfakta tanınmayacak Kadar Genetiği Değiştirilmiş 6 Gıda:
Havuç, Muz , Karpuz, Domates , Mısır, Çilek,
GDO’LU ÜRÜNLER
Dünya genelinde çoğunlukla buğday, mısır, çilek, kiraz, domates, yer fıstığı, pirinç, patates, havuç gibi gıdalarda GDO bulunmaktadır. Hatta yem kullanımı sebebiyle bazı balık türlerinde de görülmektedir.
GDO'NUN ZARARLARI
GDO’nun zararları araştırıldığında gıdaları böcek gibi hayvanlardan korumak için kullanılan bu maddenin insanlar üzerinde de olumsuz etkileri olduğu tespit edilmiştir. Özellikle hamile kadınların kanında ve dolayısıyla fetüste GDO’ya rastlanmıştır. Bu besinler insan vücudunda tam parçalanamamaktadır. Alerjik hastalıkları olan kişiler üzerinde öldürücü etkileri bile görülmektedir. İnsanlarda hormonal sistemi bozmaktadır. Bazı hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi ekosisteme zarar vermektedir. Antibiyotik kullanımı sırasında antibiyotiklerin etkisinin görülmesini azaltmaktadır. Rüzgar ile doğal türlere karışarak biyolojik çeşitliliğe zarar vermektedir. Bitkideki zehir kökleriyle toprağa geçmektedir bu da çevre sorunlarına yol açmaktadır. Dolayısıyla şu ana kadar yapılan araştırmalardan anlaşıldığı üzere, GDO kullanımı hem doğa hem de canlılar üzerinde ciddi hasarlar bırakmaktadır.