82 yaşındaki oyuncu Metin Akpınar'ın yıllar öce evlilik dışı bir ilişkiden doğan 35 yaşındaki kızı olduğu ortaya çıktı.
Nebioğlu, yaşadığı süreci ve dava açma nedenini katıldığı ‘Neler Oluyor Hayatta’ programında anlattı.
Nebioğlu, "İnanılmaz bir linç yemeye başladım. Annem hakkında, Metin Akpınar hakkında… Sonuçta kendisi benim babamdır. Kendisini suçlayacak şekilde konuşmaları kabul etmiyorum. Kamuoyunun vermiş olduğu tepkiyi anlıyorum. Yorumları okumayı bıraktım. Dün geceyi de uykusuz geçirdim. Önce bunu kabullenmeye çalıştım, sonra babama ulaşmaya çalıştım. Kendisine ulaşmak hiç kolay olmadı."
'ANNEM BENİ YURDA VERMEDİ'
Nebioğlu, konuşmalarına şöyle devam etti:
"Annem beni çocuk esirgeme kurumuna bırakmadı, bir bakıcı kadına bıraktı. Bu kadının başına talihsiz olaylar geldi. Şu an annem hakkında da çok talihsiz şeyler konuşuluyor. Kimseyi üzmek, yıpratmak için yapmadım. Babamla da bazı konularda iletişim kuramadığım için kendi haklarımı aramak istedim. Metin Akpınar’ın karakterine yönelik linç kampanyalarını istemiyorum.
Kötü şeyler yaşandı. Çocuk esirgeme kurumunda da aynı şekilde. Unutmak istediğim görüntüler var hafızamda. Geçmişi unutmak istediğim için bu davayı açtım. Babama dava açalı 1 yıl oldu. Avukatlarım bana manevi güç verdiler. Ben onlar sayesinde bu davayı açabildim. Babamı çok ikna etmeye çalıştım. Uzun uzun konuşmalar da yaptık. Eminim o da beni yıpratmak istemedi. Elinde olmayan nedenlerle bazı şeyler yaşandı. Çocuk Esirgeme kurumundan çıktıktan sonra biz çok sevgi doluyduk. Adlarımızı biz kendimiz koyduk. Duygu’yu ben koydum, Sevgi’yi kardeşim koydu. Şuan basın yasağı olduğu için kardeşim hakkında konuşmak istemiyorum.
Önce TRT’de hayran-sanatçı görüşmesi yaptık. Aradan 5 yıl kadar süre geçti, biz kendisiyle akşam 07.00’de masaya oturduk, sabah 07.00’de masadan kalktık. Ben ona hikayemi anlattım. Onun yaşadıklarını öğrenmek istedim. O gün beni bağrına bastı kendisi.
Ben babamla daha çok görüşmek istedim, kırıldığım noktalar oldu. Zamanını ayıramıyorum gibi hissettim, ya da onu rahatsız ediyormuşum gibi hissettim. Onunla görüşebilmek için inanılmaz mücadele verdim. 5 yıl boyunca benimle hiç iletişim kurmadı. Biz çalışanıyla konuştuk ilk olarak."
"Kendisi belgesel çıkardı, kitap çıkardı, söyleşileri başladı" diyen Nebioğlu, sözlerine şunları ekledi:
"Babamdan imza aldım kitabına, hatıra olsun istedim. Bu 14 yıl boyunca senede 1 kez görüştük ama çok kısa görüştük. Arkadaşımın düğününe gitmiştim, ertesi gün babalar günüydü. Beraber çok güzel vakit geçirdik. Bana vakit ayırdı.
İletişim kuramayacağımı, vakit geçiremeyeceğimi anladım. Senelerce onu korumak için sessiz kaldım. Ailemi korumak istedim. Kırıldım, öfkelendim… Bu olay çözülsün istedim. Babamı ikna edemedik, demek ki kendince özel sebepleri var. Babamın bir basın açıklaması yapıp beni tanıtmasını çok isterdim. İnsanlar beni neden eleştiriyor onu da anlamış değilim.
'Paraymış, şuymuş buymuş'
Paraymış, şuymuş buymuş… Beni büyüten aileden bana kalanlar benim hayatımı sürdürmeme yeter yani. Ben bunları para için yapmadım. Ben çok büyük bir hayvanseverim, çok büyük bir aktivistim. Çok sevdiğim köpeğimi kaybettim, babamla olan olaylar… Benim psikolojimi bozdu. Annem ile babam bizden uzak köyde yaşıyorlar. 2,5 yıl annemle babamla köyde dağda yaşadım. Sadece hayvanlarla iletişim kurdum. Sonra kimseye zarar vermeyecek şekilde bunu avukatlarımla konuşarak yol izledim."