Türklerin kahve kültürü16. yüzyılda ortaya çıkmış olsa da Batı Avrupa'da bu ritüel çok daha sonra, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı. İlginç olan kahvenin yanında gelen bardak suyun içilmesi için tasarlanmamış olması.
O dönemde pek çok bayan, şeker ve kahveyi karıştırmak için kullanılan kaşıkta zorluk yaşadıklarından şikayetçiydi. Kaşığı köpükle kirletip tepsinin kenarına koymak zorunda kalmaları hoşlarına gitmezdi. O zamanlar pek çok kişi bu hareketin kültürsüz ve hiç de zarif olmadığını düşünüyordu, bu nedenle restoran işletmecileri kahvenin yanında bir bardak su getirdiler. Amacı, misafirlerin kirli kaşığı yıkayıp ancak o zaman tepsiye koymasıydı.
Başlangıçta kirli bir kaşığı atmak için bir bardak su kullanılırdı ancak bu ritüel, dağ kaynaklarından ilk şehir su sistemlerinin tanıtıldığı 1800'lü yıllardan itibaren anlam değiştirdi. Daha sonra kahve sahipleri, içeceklerini kristal berraklığında kaynak suyuyla hazırladıklarını göstermek istedi.
BAŞKA BİR RİVAYETE GÖRE
İkinci neden ise suyun amacı, kahve tadını daha net bir şekilde deneyimlemektir. İçilen su, ağızda oluşan tatları temizler ve kahvenin zengin aromalarını vurgular. Aynı zamanda kahve yanında su sunumu, Türklerin paylaşımcılığını ve misafirlere saygıyı simgeler. Türk kahvesi seremonisi, sadece lezzet değil, aynı zamanda kültürel derinlik ve geleneklerin önemli bir yansımasıdır.
Günümüzde kahvenin yanında bir bardak su içmek görgü olarak kabul ediliyor. Dünyadaki pek çok kafe ve restoran bunu benimsemiştir ancak gerçek şu ki kullanış amacını bilmiyoruz.