CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek başkanlığında Mersin'de düzenlediği "Kadına Yönelik Şiddet ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bağlamında Sosyal Politikalar Çalıştayı" başladı. 4 büyükşehir belediyesinin Kültür ve Sosyal Hizmetler Daire başkanları ve 21 il belediyesinin Kültür ve Sosyal Hizmetlerden sorumlu başkan yardımcılarının katıldığı çalıştayın ana gündemini toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık çalışmaları oluşturuyor. Toplantının başında, yoğunluğundan dolayı çalıştaya katılamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mesajı okundu.
"Kadınların özgürce ve güven içinde yaşayabildiği bir Türkiye için hep birlikte daha da güçlenerek mücadele edeceğiz"
Özel'in mesajı şöyle:
"Mersin Büyükşehir Belediyesi ve İl Belediyeleri, Kadına Yönelik Şiddet ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Sosyal Politikalar ve Kültür Politikaları Yerel Yönetim Buluşması'nda bir araya gelen herkesi saygıyla selamlıyorum. Daha önceden belirlenmiş Antalya programım nedeniyle bu önemli buluşmada, ne yazık ki sizlerle bir arada olamıyorum. Kıymetli katılımcılar, iktidarın kadını hedef alan politikalarının bir neticesi olarak son günlerde artan kadına şiddet olayları ile toplum vicdanı büyük yara almıştır. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin artarak devam ettiği bir ortamda, daha güçlü, etkin ve kararlı adımlar atılması şarttır. Kadınların şiddetten korunması, şiddeti önleyen mekanizmaların etkinleştirilmesi ve faillere karşı caydırıcı tedbirlerin alınması konusunda en önemli hukuki dayanaklardan bir olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı, ne yazık ki bu mücadeleye çok büyük zarar vermiştir. Sözleşmeye geri dönmek, kadına yönelik şiddetle mücadelede atılacak en kritik ve elzem adımlardan biri olacaktır. Bu noktada yerel yönetimlere de büyük sorumluluklar düşüyor, kadın sığınma evlerinin artırılması, kadınlara yönelik hukuki ve psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına gibi çözümler üretmek için belediyelerimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerine düşen sorumluluğu alacağına yürekten inanıyorum. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, kadınların özgürce ve güven içinde yaşayabildiği bir Türkiye için hep birlikte daha da güçlenerek mücadele edeceğiz.
Şiddetin önlenmesi için sadece yasal düzenlemelerin yeterli olmadığının bilinciyle; kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel olarak güçlenmesi; eşit haklara ve fırsatlara erişebilmesi için kapsayıcı çalışmaların yapılması adına gerçekleştireceğiniz çalıştayın üretken geçmesi temennisiyle, dün açılışını gerçekleştirdiğiniz "Sosyal Politika Ofisi'nin konuya yönelik yapılacak çalışmalara ivme kazandırmasını diliyorum. Bu düşüncelerle organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyor, çalıştayda bir araya gelen herkese en içten selam ve saygılarımı sunuyorum."
Vahap Seçer: "Toplumsal cinsiyet eşitliği konuları bağlamında sosyal politikaları enine boyuna tartışacağız"
Çalıştaya ev sahipliği yapan Vahap Seçer, açılış konuşmasında şunları söyledi:
"Dünden bu yana açtığımız Sosyal Politikalar Ofisi ile beraber bugün yapacağımız son günlerin ana konuşulan konusu olan kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet, kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitliği konuları bağlamında sosyal politikaları enine boyuna tartışacağız, konuşacağız. Biz kadına yönelik şiddeti, aile için şiddeti, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair kavramları tartışırken artık tespitleri bir tarafa bırakalım; somut, iktidara yürüyen bir partinin belediye başkanları olarak ‘neler yapıyoruz, neler yapmalıyız’ bunları konuşmak zorundayız. Elbette herkes biliyor Türkiye’de çok farklı nedenlerden sadece ekonomik değil, sadece sosyal değil, kültürel; bu topraklar üzerindeki inançlar, bunların yansımaları, ailevi kültürler, en küçük aile kurumunun içinde yetişme şartları, çevre faktörleri, bölgesel faktörler bunu çoğaltabiliriz; her coğrafyanın kendine göre sorunları vardır. Coğrafya kaderdir. Kabul ederiz, etmeyiz. Eden de vardır, etmeyen de vardır ama Güneydoğu coğrafyasının kaderi farklıdır, Marmara’nın, Trakya’nın farklıdır. Oranın sorun alanı bir kadın için ayrıdır buranın ayrıdır. Çukurova başkadır, Karadeniz başkadır. Buna böyle bakmak lazım.
"Partimizi iktidar yapmak istiyorsak Türkiye’nin toplumsal gerçeklerine uyum sağlayacak politikalar geliştirmemiz lazım"
Dün faaliyete aldığımız Sosyal Politikalar Ofisi’nin aslında bütün yaptığı çalışmalar nihayetinde geliyor aileye, kadına, çocuğa, yaş almışa, dezavantajlı bireylere dayanıyor. Yaptığımız tüm bu uygulamalar Türkiye’de kadınların en büyük sorunun alanı olan kadına yönelik şiddeti, aile şiddetini önleyecek temel çalışmalar olarak görüyorum. İktidarın boş bıraktığı alanları 2019 yılından bu yana Cumhuriyet Halk Partili başta Büyükşehirler, il belediyeleri, ilçe belediyeleri olmak üzere; bu devletin, bu devlet sisteminin bu kurumları belediye kurumları dolduruyor. Belediye kamu kurumları içerisinde halka en yakın organize, manevra kabiliyeti yüksek, halka çok çabuk ulaşabilen, efektif işler yapabilen kurumlardır. Asıl iktidar yerel iktidardır. Zaten yerel iktidar olamıyorsanız genel iktidar olamazsınız. Aynı şeyleri söylemek ve yapmakla hiçbir yere de varamazsınız. Bugüne kadar eğer partimizi iktidar yapmak istiyorsak kendi ideolojik çerçevemiz içerisinde Türkiye’nin toplumsal gerçeklerine uyum sağlayacak politikalar geliştirmemiz lazım.
Hani biz halktan kopuktuk, hani biz iktidara gelirsek yardımları kesecektik, hani biz halka tepeden bakıyorduk, hani biz din düşmanıydık. Şimdi 2019’dan bu yana bu algılar tuzla buz oldu. Neden CHP'li belediyeler doğru politikalar uyguladı, halka gitti, ailesine girdi. Bir belediye haneye girmeli. Sosyal politika dediğiniz budur. ‘Sosyal politika yapıyorum demekle olmuyor. Gıda dağıtıyorum, hayvan dağıtıyorum demekle olmuyor. Bunun sürdürülebilirliği yoksa, takibi yoksa, geri dönüşü yoksa, halka teması yoksa, halkla gidip sohbet etmek yoksa, kalbini açmak, sevgini vermek yoksa bu projeler lafı güzaftır. Sadece şekil şartını yerine getirirsiniz. Kataloglarınıza süslü süslü şunu dağıttık, bunu yaptık, oraya gittik, bunu yaptık dersiniz. Ya da sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak hem kendimizi kandırırız ama toplumu kandırdığımızı zannederiz ama onları kandıramayız. Gerçekçi politikalar 2024 31 Mart’ında kendini ortaya çıkardı.
"Biz tüccar değiliz. Biz bir kamu görevlisiyiz"
Biz tüccar değiliz, iş insanı değiliz, biz kamu yöneticisiyiz. Biz kar amacıyla hizmet yapmayız. Otobüsler kar etsin diye çalışmıyor, mahalle mutfaklarında 15 TL’ye üç çeşit yemek kar etmek için verilmiyor ya da çocuklarımıza açtığımız kreşler kar etsin diye açılmıyor. Bunu çoğaltabiliriz. Biz tüccar değiliz. Biz bir kamu görevlisiyiz. Elbette ki belediyelerimiz yönetirken zaman zaman piyasacı bir anlayışla düşünebiliriz, daha liberal düşünebiliriz ama mesele halka hizmet, sosyal politika olduğu zaman bizim yönümüz bellidir; biz sosyal demokrat siyasi görüşe sahip, kimliğe sahip insanlarız. Bizim uygulamalarımız halkçı politikalardır, sosyal demokrat politikalardır. Bundan taviz vermeyiz. Biz kafeler, restoranlar, iş yerleri açıp; eşimize, dostumuza, arkadaşımıza rant alanları yaratmak için göreve gelmedik. Biz halkın malı olan sahilleri halka açmak için geldik. Halkın parasını halka harcamak için geldik. Halkın parasıyla lüks oteller yapıp, mekanlar yapıp, gazinolar yapıp, işletmeler yapıp onu yandaşlarımıza ucuz ucuz kiraya vermek için gelmedik. Halkın parası önemli, değerli.
Biz yönetime geldiğimizde Mersin’in sosyo ekonomik, sosyal kültürel yapısına baktık ve öncelikli olarak ‘sosyal politikalar’ dedik. Toplamda sosyal politikalar deyince 5 daire aklıma geliyor. Bir tanesi bugünkü toplantının teması olan Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı. Biz 2020 yılında kurduk gelir gelmez hatta 2019 yılının sonunda. Tabii ki prosedürü var meclisten kabul edildi geçti. İkincisi Sosyal hizmetler Daire Başkanlığı. Üçüncüsü Engelliler ve Sağlık Daire Başkanlığı. Dördüncüsü Sosyal İşler ve Kültür Daire Başkanlığı. Beşincisi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı. Bütün bunların yolu aileye çıkıyor, kadına çıkıyor. Toplamda 158 projeden bahsediyorum, uygulamada olan 158 projeden. Yerel eşitlik eylem planını yaptık, bitirdik ve denetlenebilir, izlenebilir yaptık. Bu önemlidir. Bu konuda otoriteler Mersin’in bu konudaki değerli çalışmalarını bilir. Eşine şiddet uygulayan çalışanlarımızla biz toplu sözleşmeye yollarımızı ayıracağız diye bir madde koyduk. Sadece erkeğin kadına şiddet uygulaması değil, kadının da erkeğe şiddet uygulaması konusunda Belediyemizle yollarımızı ayıracağız dedik. Hedefimiz kadın personel oranını yükseltmekti. Yüzde 18'lerden 25’e çıkardık. Şu anda daire başkanları içerisinde kadın daire başkanlarının oranı yüzde 22.4, şube müdürleri içerisinde yüzde 35. Gönül istiyor çok daha fazlasını. Kadın her yerde olsun, siyasette olsun, çalışma hayatında olsun, sosyal hayatta olsun, kültürel hayatta olsun, her yerde olsun. Kadınların bereket olduğunu biliyoruz.
"Kadınlara saygımız sonsuz"
Kadınlara saygımız sonsuz. Her birimiz bir kadından dünyaya geldik, can bulduk, onun farkındayız. Beş dairemizin bu yılki bütçesi 914 milyon 520 bin TL, 2024 yılı tahmini bütçesi. Bu da yüzde 90’ın üzerinde gerçekleşir. Gelecek yıl için yüzde 63,36 artışla 1 milyar 494 milyon liraya yükselttik. Direkt aileye, kadına, çocuğa, yaşlıya, dezavantajlı gruplara dokunan bu dairelerimiz bu projeleri uygulasın diye yaklaşık olarak 1,5 milyar TL bütçeye para koyduk. Oysa bizim kümülatif anlamda Mersin Büyükşehir’in bütçesi bir önceki yıla göre yaklaşık olarak 19 milyar 750 milyondan 30 milyarlara, 29 milyarlara yükseldi. Yani yüzde 51 artış olmasına rağmen, 2024-2025 tahmini bütçeleri arasında sosyal politikalarda biraz daha farklı davrandık. İşte bu politikalar her hali ile bir haneye giriyor."
Program yuvarlak masa çalışmalarıyla devam edecek. Toplumsal cinsiyet temelli sorunların tespit edilmesi, sosyal politikaların uygulanmasına dair sorunların belirlenmesi, kültür politikalarının uygulanmasına dair sorunların tespit edilmesi, raporlanması ve giderilmesi konuları ele alınacak. Ayrıca kadını güçlendirici çalışmaların uygulanması, kadınlara yönelik destek ve hizmetler, kadın, sosyal ve kültür politikalarında yenilikçi yaklaşımlar, belediyelerin kadın, sosyal ve kültür bağlamında kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi gibi konu başlıkları da çalıştayda masaya yatırılacak. Çalıştay yuvarlak masa çalışmalarının sonuç sunumu ve çalıştayın sonuç bildirgesi sunumuyla sona erecek.